Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"ABD federasyondur.ABD'yi devlet olarak tanımanın ötesinde ayrıca federe devletleri tek tek tanımak gerekmez.Örneğin... ABD'yi tanımanın yanı sıra Teksas'ı da tanımak zorunluluğu var mı? Yok elbette...O halde Türkiye, Irak'ı tanımanın ötesinde onun iç yapılanmasındaki Erbil Kürt yönetimini ayrıca neden tanısın? Hiç gerek yok."..........................Yani... Böylece Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol'un, Barzani'ye "Kürdistan'ı tanıyacağız" demiş olması mümkün değil.Bu konuda Dışişleri Bakanlığı açıklaması ve Bakan Abdullah Gül'ün gazetecilere söylemi, satır aralarındaki mesajı bir kez daha yorumlayalım:"Irak'ın devlet yapısını Irak halkı, anayasaya verdiği oylarla belirlemiştir.Türkiye, Irak halkının kendi ülkesi ve devleti için aldığı karara 'hayır, öyle olmaz' diye itiraz etme hakkına sahip değildir.Irak'ın devlet düzeni neyse, ne olacaksa, Türkiye elbette bunu bir gerçek olarak kabul etmek durumundadır."Kısacası... Elbette siyaset, strateji, ulusal güvenlik gibi boyutlar nedeniyle Teksas'la Kuzey Irak Kürt yönetimi kesinlikle aynı terazide tartılamaz ama "Devletler Hukuku" açısından statüleri aynı.Yapılacak şey, bu statünün bölge haritasını değiştirecek bir "bağımsız devlete" dönüşmesini önlemek ve Irak'ın toprak bütünlüğünü koruması için katkılarda bulunmaktır.Bunun formülü ise, "yeni kurulacak hükümetin içinde Irak'taki bütün kesimlerin adil oranlarda temsili için katkılarda bulunmak, Irak'ı parçalama potansiyeli olan iç savaşı önlemektir."Ankara bunun çabasında.Seçimler yapılırken -dün bu köşede yazdığım gibi- Iraklı Sünni liderler, ABD'nin Irak Büyükelçisi ile İstanbul'da bir araya getirilmiş ve Sünnilerin seçimlere katılmalarında rol oynanmıştı.Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol'un Irak'tan Sünni, Şii liderler ve Barzani ile yaptığı konuşmalar da bu amaç doğrultusundaydı.Geçen hafta Türkiye'ye gelen -Baasçı sayılabilir- Saddam yanlısı Salih Mutlak ile de aynı süreç konuşuldu.Dün Irak Başbakanı ve yeni hükümeti kurmakla görevli olan Caferi de bu nedenle Ankara'nın konuğu oldu.Önümüzdeki haftalarda Şii liderler gelecek.ABD de bu girişimi olumlu açıdan izliyor.........................Peki...Irak Cumhurbaşkanı Talabani, "Caferi'nin geçici hükümetin başkanı olduğu, Ankara'daki temaslarda verebileceği sözlerin Irak için geçerli sayılmaması gerektiği" yolundaki açıklamayı neden yaptı?Görünmeyen ama bilinen neden şu: "Talabani de Türkiye'ye gelmek istiyordu. Bu isteği Ankara'ya bir şekilde ulaşmıştı. Ancak Talabani'nin resmi sıfatı; Cumhurbaşkanı... Bu sıfatı nedeniyle protokol kuralları gereği onu sadece Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer davet edebilir. Ama etmiyor."Talabani'nin rahatsızlığı bundan olabilir.Ayrıca Şii liderler tarafından yeni hükümeti kurmak üzere seçilen Caferi karşısında sadece 1 oy farkla yenilen Adil Abdül Mehdi'yi de Talabani desteklemişti.Bunun ötesinde, Türkiye'ye giderken, Caferi'nin kendisine danışmamış olması, dışişleri bakanına haber vermemiş olması da sıkıntı yaratmış.........................Türkiye açısından ise Caferi, hem geçici hükümetin başbakanı, hem de yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmiş.Yeni hükümetin de kime dışişleri bakanlığı vereceği onun tasarrufu. Türkiye, sadece Caferi'yi değil, Irak'ta bütünlüğü ve uzlaşmayı sağlayarak iç savaşı önlemeyi amaçlayan bu girişim kapsamında, bütün liderler ve kanaat önderleriyle ilişki kuruyor.Sonuç...Türkiye'nin rolü abartılarak "sanki Irak'ın yazgısını belirliyormuş" gibi bir sanı oluşmasın.Fakat... Yazgının oluşmasında iyi niyetli ve akılcı katkılarda bulunuyor. Bu da hem Irak, hem Türkiye'nin yararınadır. Bölge ve dünya barışına destektir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Dün AKP yönetiminin beyinlerinden birinden şifrenin çözümünü dinledim: