Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

FRANSA’da özgürlüğe sırtından hançer... 1789 Fransa İhtilali dünya demokrasileri için ilk meşaleydi.
Caddelere sel suları gibi akan halk “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganları atıyordu.
Avrupa’nın diğer krallık saraylarını bu slogan deprem gibi sarstı.
Meşalenin alevleri yayılıyordu.
“Eşitlik” de nereden çıkmıştı?
Asillerle halk eşit olabilir miydi?
Dükler, düşesler, kontlar, kontesler, prensler, prensesler sokaktaki “donsuzlarla” bir miydi?
Ve...
“Kardeşlik!..”
Avrupa’nın “mavi kanlı” diye adlandırılan asilleri, köylüyle, çiftçiyle, hizmetçiyle, esnafla, işçiyle “kardeş” ha!..

Haberin Devamı

MAVİ KAN TEPKİSİ

Fermuar ve pranga
BU mümkün değildi.
Bir de “özgürlük” diye tutturuyorlardı.
Herkes ne düşünüyorsa söyleyecek, konuşacak, asillerin kulu kölesi olmayacak!
Oldu olacak saraylara, palaslara, şatolara da girsinler oralarda yaşasınlar!
İhtilal yolunun taşları bu “kutsal” üç kelimeyle döşendi.
Aşağılanan, itilip kakılan halk nihayet patlama yaptı.
O tarihten bu yana Fransa’da “özgürlük meşalesi” yanmakta.
“Demokrasinin rahmi olmakla” övünen Fransız ulusunun ağzına bir fermuar çekiliyor, beynine pranga vuruluyor.
Fransızlar “Osmanlı döneminde Ermeni soykırımı olmamıştır” diyemeyecek.
Arşivlere gömülüp yıllarca çalışarak “Ermenilere soykırım yoktur” sonucuna varsa da bir bilimsel araştırma raporunda bunu yazamayacak, bir seminerde, panelde dile getiremeyecek.
Fransa Parlamentosu’ndan bu yasa geçerse -ki öyle görünüyor- “Osmanlı döneminde Ermenilere soykırım yapılmıştır” söylemi kanun hükmü haline dönüşüyor.
Aynı maddeye göre aksini savunan, söyleyen, yazan kişiye hapis cezası verilecek.
Ortaçağ karanlığını, tutuculuğunu yüzyıllar sonra günümüze taşıyan bir yasa bu.
Nobel bilim ödüllü Madam Curie’nin, kuduz aşısını bulan doktor Pasteur’un, ilk balonu yapan Mongolfier kardeşlerin Fransa’sı “yasayla bilim (!!) dayatıyor.”
Yasayla “bilimsel araştırma yapma, kanunun hükmü bilimdir. Bunu ezberle, kabul et, o kadar” diyor.
Diğer seçenek “hapis cezası...”

Fermuar ve pranga


Fermuar ve pranga

İTALYA’YI HATIRLASIN

FRANSA’DAKİ Ermenilerin oyları uğruna Cumhurbaşkanı Sarkozy, Fransız halkını işte bu utanç verici duruma düşürmekte.
Halkının desteği yüzde 37’ye düşen Sarkozy bir daha seçilmek hayallerini Fransa’daki Ermeni kökenliler gibi marjinal oylara çapari atarak gerçekleştirme çabasında.
Mizah dergilerinin “Cumhurbaşkanı seçtiğimizi sanıyorduk” diye dalga geçtiği Sarkozy’nin bir daha seçilme şansı “sıfır...”
Ama...
Giderayak Türkiye Fransa ilişkilerine balyoz sallamakta.
İki ülkenin tarihinde en büyük hacme ulaşan ticaret ve yatırımı zehirlemekte.
Hatasının bedelini o değil iki ulus ödeyecek.

ERMENİ OYLARINA ÇAPARİ

BENZER yanlışı Abdullah Öcalan’a kucak açan dönemin İtalya hükümeti yapmıştı.
İlişkiler bıçakla kesilmişçesine sıfırlanmıştı.
Türkiye’deki İtalyan lokantaları bile sinek avlıyordu.
Neyse ki İtalya daha ileri gitmedi.
Öcalan Afrika’da Yunan Büyükelçiliği tarafından konuk edildi.
Orada paketlenerek Türkiye’ye gönderildi.
Yeni Başbakan Berlusconi Milan kulübünün de başkanıydı.
Galatasaray’a UEFA kupasını kazandıran, Avrupa’nın gözdesi Fatih Terim’in Milan’a teknik direktör olmasıyla buzlar erimeye başladı.
Reklamlarda bile yolunu kesen İtalyan çocuklarla, onların dilinde konuşan Fatih Terim vardı.
İtalya’nın yaptığı “Apo yanlışı” onarılmayacak yara değildi.
Buna rağmen tahribatı büyük olmuştu.
İlişkilerin normale dönüşmesi sağlanabildi.
Oysa Sarkozy’nin çıkartmaya kendini adadığı yasa dönüşü olmayan yoldur.