Grupta grizu

Arkasından gelen en büyük oran, "kararsızları" yansıtıyor.CHP ve MHP "kararsızların" da gerisinde. 2006 Mart'ında siyasetin röntgeni bu. Bugün genel seçimler yapılsa AKP gene tek başına hükümet kuracak çoğunlukla Meclis'e gelir.Ya sonbaharda?..Oylarda deprem yaratacak "çok büyük bir etken" devreye girmedikçe -büyük olasılıkla- AKP gene tek başına iktidarı alır. Seçimler zamanında yani 5 yıllık sürecin sonunda yapılırsa, gene "tek başına iktidar" şansı yüksek mi?Bu soruya "evet" yanıtını vermek çok zor. Sandıktan "tek başına hükümet kuracak AKP çoğunluğu" çıkmayabilir............................Neden?1- AKP'nin "yıpranma" süreci başlamıştır.Bunun halktaki psikolojisi hissediliyor.Ancak... "Oy verme iradesini" etkileyecek ivmeyi henüz kazanmış değil.Önümüzdeki süreçte yıpranma giderek hız kazanır ve 5. yılda yıpranma katsayısı aritmetik diziye dönüşebilir.2- Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilerek Çankaya'ya çıkması halinde Abdullah Gül'ün başbakanlığı ve parti genel başkanlığını devralacağı "kesin" görünüyor.Gül, partinin ilk başbakanı olarak zaten görev yaptı. AKP'yi iktidar yaptı.Ona karşı bir hareket olmaz ama parti içindeki odaklar arasında "güç kavgası" başlaması doğaldır.Erdoğan'a daha yakın isimleri sürükleyip götürmek üzere AKP içinde dipten ve derinden akıntılar oluşacaktır.3- Yargıç ya da savcı değiliz.Bir hukukçu olarak olaylara daha serinkanlı ve önyargısız bakarız.Ancak... Yolsuzluk iddialarının hukuku kanıtsız olsa bile "şüyuu söylentisi" ile iktidarların dokularına rutubet gibi işleyerek çürütür.AKP için bu sürecin başladığı yolundaki işaretler çoğalıyor.4- Büyük çoğunlukla hükümeti kuran partiler, iktidarlığının ilk yıllarında medya ile iyi ilişkiler içinde olurlar. Bu ilişkiler daha muhalefet döneminde oluşmuştur. Ilımlı rüzgârı birkaç yıl sürer. Halk da tek başına iktidara gelmiş bir partiye bir "kredi süresi" tanımak zorundadır.Daha ilk günden muhalefet yapamaz.Halktan tepki görür.Ama bu ilk "cicim" yıllarından sonra ikisi arasında gerginlik başlar.Medya açtığı kredinin vadesi yaklaştıkça eleştirilerini tırmandırır.İktidar hatalar yapmaya başlar.Hatalar, gazetelerde, TV'lerde yayımlandıkça sinirlenir. "İktidar yıpranması" bir genel gerçek olduğu halde bunu kabul edemez, öfkelenir, sertleşir; medyayı muhalefet partisi gibi görmeye başlar.Türkiye'de bu da yaşanmaya başlandı.5- İktidar partisinin grubunda akort dışı tek tük sesler başlar. Zamanla bu sesler çoğalır, koroya dönüşür.6- Lidere güç yetmeyeceği için şimşekler, çevresi üzerinde çakar.Hele... Zaman zaman hükümette mevsim temizlikleri yapılarak bakanlar değiştirilmiyorsa ve bakanlık beklentileri hayal olarak kalıyorsa, huzursuzluk daha da artar.7- O birkaç yılda iktidarın hızı da kesilmiştir. Üst üste yaptığı yeniliklerin sonuna gelinmiştir. Toplumun önüne yeni bir söylem, yeni bir eylem, yeni bir vizyon koyamamanın sıkıntısıyla geçmiş icraatın övgüleri bozuk plak gibi çalar.Toplumda ise bu sadece bıkkınlık yaratır............................AKP grubundan bu akort dışı sesler için Menderes dönemini ayrı bir yazıyla anlatacağım. Ama... Demirel'in başlattığı Özal'ın sürdürdüğü, diğer liderlerin de kopyaladığı bir "grup toplantısı" stratejisine "işaret etmekte fayda var."Grupların "tekin" olmadığını bilen liderler, kürsüye gelirler ve grup toplantısı için öngörülen süre boyunca konuşurlar da konuşurlar. Akıllarına ne gelirse...Amaç... Kürsüye bir başkasının gelmesini, hele kürsüden bir çatlak ses çıkmasını önlemek için zamanı, kürsüyü, kulakları ve gözleri işgaldir.Ama zaman gelir, grup odalarına sızan grizu ansızın patlama da yapabilir. g.civaoglu@milliyet.com.tr AKP "duralama" sürecinde. Hatta "inişte..." Ancak her iki halde de açık arayla birinci.