Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Sayın Nazmiye Demirel’i kaybettik. Gerçek hanımefendiydi.
27 Mayıs 1960 ihtilali öncesinde duymuştum adını ilk kez.
Ankara/Kızılay Karanfil Sokak’ta oturuyorduk.
Sokakta futbol oynardık.
“Sokak futbolu” deyip geçmeyin Prof. Kurthan Fişek kitabında “Dünyanın en iyi mahalle takımıydı. Ben kalede, Hasan Cemal sol haf, Güneri Cıvaoğlu sol açık” diye yazdı.
O zamanın Ankara’sında öyle fazla trafik olmadığı için rahattık.
Bazen Karafil’i kesen Meşrutiyet Caddesi’nden son model bir Amerikan otomobil görünürdü.
Direksiyonda genç ve hoş bir hanım olurdu.
Topu tutar, kaldırıma çekilir geçmesini beklerdik.
Otomobil, bizim apartmanın tam karşısındaki sarı bina önüne park edilirdi.
Sarı binada ünlü müzik hocası Mithat Fenmen’in ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in özel kalem müdürü Şefik Fenmen otururdu.
Direksiyondaki genç hanım bizim karşı dairemize gelirdi.
Karşı daire Devlet Su İşleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Göncüoğlu’na aitti.
Genç hanımın “Devlet Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel olduğunu” öğrenmiştik.
Göncüoğlu’nun eşiyle arkadaştılar.
O yılların Ankara’sında özel otomobili olanlar parmakla gösterilecek kadar azdı.
Hele böyle son model yayla gibi büyük bir Amerikan arabası kullanan kadın -neredeyse- yoktu.
“Demirel çifti daha önce Amerika’daymış, otomobili dönerken birlikte getirmişler” diye konuşulurdu mahallede.
“Henüz 30’lu yaşlardaki Süleyman Demirel’in çok parlak bir mühendis olduğunu, siyaset ve tarih konusunda da güzel konuştuğunu” dinlemiştik karşı komşudan.
Ondan “geleceğin başbakanı” diye söz edilirdi.
Yanılmamışlar...
1965’te başında bulunduğu Adalet Partisi’ni (AP) tek başına iktidar yaparak henüz 39 yaşındayken Başbakandı.
1969’da AP oylarını daha da arttırarak gene tek başına iktidar oldu.
Başbakan Demirel bu süre içinde Türkiye ekonomisini yüzde 25 büyüttü.
12 Mart 1971’de askeri müdahaleyle görevinden istifa etmek zorunda bırakıldığında Demirel ve sağ kolu Turgut Özal daha o zaman “TL’yi konvertibiliteye geçirmek” senaryosu için düğmeye basmışlardı.
Askeri müdahale yönetimi frene bastı, bu tarihi şans ıskalandı. 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonraki yıllarda Turgut Özal’ın başbakanlığına kadar, bu büyük proje askıda kaldı. Türkiye kaybetti.

Haberin Devamı

Hanımefendiye veda...
YAKINDAN TANIMAK
1970’Lİ yıllarda Demirel koalisyon hükümetlerinde başbakandı.
Bir gazetenin genel yayın yönetmeni olduğum o süreçte Demirel’i ve Nazmiye hanımefendiyi yakından tanımak, hatta evimizde, bazı davetlerimizde ağırlamak şansımız oldu.
Hanımefendi saygınlığını, mütevazı, sevecen, içten ve dost kişiliğiyle sarmalardı.
Süleyman Demirel’in 24 saat siyasete bağlanmış yaşamında, kendini ön plana almayan ama arkasında çok sağlam duran biricik insanı, dayanağıydı.
Geldiği İslam Köy geleneklerini hiç bırakmadı.
Örneğin...
CHP’nin başına geçen ve Karaoğlan diye anılan merhum Bülent Ecevit meydanlara kasketle çıkardı.
Eşi Rahşan Ecevit’in de “şalvar giydiği” gazetelerde yer alınca Nazmiye hanım eşim Canan’a “sık sık şalvarını giyip hamur tahtasının başında yufka açtığını, börek yaptığını” söylemiş, “ama ben bunu günlük yaşantımızda tabii olarak yaparım, vitrin için değil, kimse de bilmez” demişti.
1971 Askeri Muhtırası’nda ve 12 Eylül ihtilalinde onun gözleri dolu dolu ama ağlamayan dik duruşu ile fotoğrafları dikkat çekiciydi.
.......................
12 Eylül’den sonra Demirel’in siyaset yapma yasağı sürerken, bir yaz Ege’deydik.
Bulunduğum teknenin telsizinden konuşurken araya hanımefendinin sesi girdi:
“Neredesiniz?”
Meğer onlar da bir dostlarının teknesindelermiş.
Bir koyda buluştuk.
Birlikte güzel saatler geçirdik.
11 Eylül’ü 12 Eylül’e bağlayan geceyi, telefonların kesilişini (6 saatte en az 10 kez telefonla konuşmuştuk) sabah askeri aracın kapıya dayanışını ve sonrasını ilginç anekdotlarla anlatan Süleyman Demirel’e, zaman zaman hanımefendi de eklemeler yapıyor, kendi psikolojisini yansıtıyordu.
O günlerde “siyaset yasaklarının kalkması ve yeniden başbakan olması” ihtimali akla gelmiyordu.
Hele “Cumhurbaşkanlığı köşkü” hayal bile değildi.
Nazmiye Demirel çektiği acılardan sonra o güzellikleri yaşayabildi.
Hanımefendi edasıyla çok güzel taşıdı. Şimdi doğduğu İslamköy’e defnedilecek.
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.
9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e başsağlığı ve sabır diliyorum.