TÜRKİYE’nin “günü yansıtan” tek fotoğrafına bakarak yapılan yorumlar uçucudur.
Tıpkı buharlı cama parmakla yazmak gibi.
Kareleri çoğaltmak ve ilerideki -olası- görüntülere göre yol haritası tasarımları yapmak gerekir.
“Öngörmek, yönetmektir.”
Aksi halde “günlük fotoğraflara” odaklanmak hali “yönetmek” değil “idare etmek” olur.
9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bu topraklar için “talihsizlik” diye nitelendirdiği şu söylemi artık “tedavülden” kaldırılmalıdır.
Hele MGK’da bile yaşanmakta olan süreç, “beka (kalıcılık) sorunu” diye tanımlanmışsa...
.......................
Bu açıdan bakarak “fikri üretim” ortaya koyan “vizyoner” katkılara yer vermeye çalışıyorum.
Bunlardan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun dün ilginç bir yaklaşımını yansıtmıştım.
Feyzioğlu’na göre kısa vadede “PKK kaybetti. Türkiye ise kazandı.”
Gerçekten “öz yönetim ilanı”, “hendek çatışmaları” gibi koyduğu hedeflerde PKK çöktü. Ayrıca...
7 Haziran’da HDP’ye oy vermiş tabanı da kaybetti.
PKK’nın gerek işgal ettiği yerlerdeki halka çektirdikleri, gerek kendi halkına bu yapılanları görenler koptular.
“Sokağa dökülme” çağrılarına sırt çevirdiler.
PKK hâlâ “görüntüyü kurtarmak” için debelense de bu yolun “çıkmaz” olduğunun Kandil’dekiler farkında.
Ama...
Yapmak istedikleri “Hiç değilse ortalığı karıştırmak... Tedirginliği, kuşku psikolojisini yaymak...”
YA ORTA VADE?
KISA vadede PKK ve arkasındaki odaklar kayıptalar.
Ya sonrası?
Orta vade de önemli.
“Son nokta” nasıl konacak?
TBB Başkanı Feyzioğlu dün bir “yol haritası” tasarımını yayımladı.
Uzun yazısından kısaltmalar yaparak “mealen” yansıtayım.
1-Türkiye dış politika da -derhal- paradigma (doğrultu/model/temel yaklaşım) değişikliğine gitmelidir. “Mezhepçi” izlenimleri kesin bir tavırla silinmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı olan “laiklik” ilkesi hem içeride kamu düzenin hem de dış politikanın eksenini yeniden oluşturmalıdır.
2-Suriye yönetimine, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması” için Türkiye desteği kuvvetli ifadeyle açıklanmalıdır.
“Esad yönetiminin değiştirilmesi konusunda kararı Suriye halkının vereceği” vurgulanmalıdır.
3-Türkiye’nin “vekâlet savaşlarının tarafı olmadığı ve olmayacağı” güvencesi verilmelidir.
4-PYD’nin uluslararası camiada giderek artan meşruiyet kazanım sürecinde temel neden IŞİD’le mücadelesidir.
Bu olgu giderilmelidir.
5-Suriye’de bütün dünya büyüklerinin ve bölgedeki devletlerin eli var.
“Milli yararları doğrultusunda -Atatürk’ün milli siyaset- ilkesi gereği Türkiye de dayanışmalar bulmalıdır.” (Şerefli yalnızlık değil. G.C)
6-Türkiye, müttefiklerine “PYD’yi PKK’dan ve PKK çizgisinden arındırın. Bizim üzerimizde baskı kuracağınıza PYD üzerinde baskı kurun, Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyayı kaosa sürüklemeniz sizinde çıkarlarınıza aykırıdır” mesajı verilmelidir.
............................
Özetle ve mealen “tasarım” bu.
Yanlışlık varsa bana ait.
Bütün bunlar olurken Türkiye’de özgürlüklerin ve demokrasinin çağdaş normlarda olması özellikle “tam anlamıyla hukuk devleti” gereğine de ben işaret etmiş olayım.
