Güneri Cıvaoğlu
Hükümet kurulurken,
Çiller, bakanlarından altı imzalanmış, tarih yeri boş bırakılmış istifa mektupları almıştı.
Böyle istifa mektubu vermeyen istisnalardan biri
Yalım Erez'dir.
İstifa mektubunu
Çiller'e götürdüğünde, aralarında geçen konuşmadan birkaç satır:
Y.E. "Bu hükümet size rağmen düşerse, altında kalır ezilirsiniz. Ama hükümeti siz sona erdirirseniz... Hem siz, hem parti, hem Türkiye kazanır. Biz de emrinizde peşinize düşeriz."
T.Ç. "Hayır. Hükümetin devam etmesi daha doğrudur. Sayın Erbakan'la konuştum. 8 yıl kesintisiz eğitim konusunda mutabık kaldık. Birlikte devam edeceğiz. Başarılı olacağımıza inanıyorum."
Y.E. "Yanlış yapıyorsunuz. Hükümet devam etmeyecek. Hala şansınız var. Noktayı koyun."
T.Ç. "Alternatif bulun. Bu hükümet biterse, yerine hangi hükümeti koyacaksınız? Sağlıklı icraat yapacak bir hükümet formülü görebiliyor musunuz? Alternatif nedir?"
Y.E. "Alternatifi liderler üretir. Bu Meclis, daha birkaç hükümet çıkarabilir. Refah Partisi'nin içinde yer almayacağı bir seçim değil, reform hükümeti kurulabilir. Arkasında hem büyük Meclis çoğunluğu, hem de çok büyük halk desteği var."
........
Konuşma böylece sürüyor. Anlaşma olmuyor.
Erez, istifa kararını bildiriyor.
Yalım Erez'e
Çiller'in psikolojisini çok iyi tanıdığı için izlenimlerini de sordum:
"Çiller, artık bir ayağı çukurdaki şu hükümetin sürebileceğine gerçekten ve samimi olarak inanıyor muydu?..
Yoksa, inanıyormuş gibi gene artistik gösteride miydi?"
Yalım Erez, "samimiydi" cevabını verdi.
Liderler ve hastalıkları diye bir kitap vardır.
Orada liderlerin büyük kayıplarının
bilinmeyen hastalıklardan kaynaklandığı anlatılır.
Örneğin
Napoleon, Waterloo meydan savaşını, fena halde ağrıyan ve kanama yapan
basuru nedeniyle kaybetmiş.
Çünkü, ata binemiyormuş. Savaşı çadırından ve yataktan yönetmiş.
Ama...
Kitap daha çok, ihtiraslara ve iktidar tutkularına yenik düşen liderlerin
ruhsal bozukluklarını anlatır.
Kendi iktidarlarını, bütün parametrelerin önüne koyanlar, kendilerini her zaman, uluslarını da çoğu zaman kötü kadere sürüklemişlerdir.
Şakşakçıları ile birlikte, kafalarında gerçek dışı bir dünya yaratmış ve ona inanmışlardır.
Nitekim...
Yalım Erez'in
Çiller'e şu sözü dikkat çekicidir:
"İki Türkiye var. Biri sizin inandığınız ve var olduğunu sandığınız Türkiye... Diğeri de sizin dışınızda gerçek olan ve büyük çoğunluğun oluşturduğu Türkiye."
Çiller'in
Erez'e ifadesi de gösteriyor ki...
Erbakan "Başbakanlığı sürdürmek için, 8 yıl kesintisiz eğitime de EVET" demektedir.
Çiller ve
Erbakan böylece,
MGK fırtınasını atlatacakları kanısına varmışlardır.
Erez ve
Aktuna kendileri istifa etmeselerdi dahi, onları azlederek ya da istifalarını isteyerek,
RP'yi rahatlatacak, hükümeti sürdüreceklerdi.
Sonrası mı?...
8 yıllık temel eğitim tasarısının Meclis'ten geçmesi - neredeyse - imkansızdır.
Tasarının, hükümetten çıkmasından sonra,
4 komisyonda görüşülmesi ve oylanması gerekir.
Komisyonlarda kendi mutemet adamları tarafından nasıl olsa değişiklik önergeleriyle tanınmaz hale getirilecektir.
Genel kuruldan ise, ya geçmez... Ya da kuşa döndürülerek geçer.
Bu arada hükümet de sürer.
MGK toplantısında, rüzgar önündeki kamışlar gibi eğilmek... Fırtına geçtikten sonra, doğrulmak.
İşte politika.
Ancak... Herşey böylesine basit değil.
Hadise
8 yıl kesintisiz eğitime
"takiyye" bir
EVET tavrıyla bunalımı aşmanın çok ötesindedir.
Sorun...
"Bu hükümetin artık devam etmemesidir. Bitirilmesidir."
O nedenle dünkü
MGK toplantısı, bunalımın noktalanacağı değil...
Daha da ağırlaşacağı bir kilometre taşıdır.
Önümüzdeki haftalarda, mengenenin hergün daha da sıkışacağı görülecektir.
Toplum, Anayasal kurumlar, Meclis, bu hükümeti taşıyamaz.
Ve bu hükümet, önümüzdeki haftalarda giderek havada kalmakta olduğunu görecektir.
Darbe korkusu, darbe kuşkusu, darbe tahriki ve telkini olmaksızın, demokrasinin kendi değirmenlerinde bu hükümet
Mayıs ayı içinde öğütülür.
Ve ilk gensoru rüzgarında tarihin pek de mutena olmayan sayfalarına savrulur.
Bu hükümetin düşmesi için
18 milletvekiline ihtiyaç var.
Büyük bir rakam değil. Fazlasıyla oluşmuş durumda.
Aralarında
3 de
DYP'li bakanın bulunduğunu belirteyim.
Önemli olan düşürmenin ötesinde, yerine kurulacak hükümettir.
İlk seçimde
RP'yi daha da büyüterek iktidara taşımayacak bir güçlü
reform ve icraat hükümeti nasıl kurulur?
Öyle bir hükümet için halkın büyük çoğunluğunun, medyanın büyük bölümünün, dünyanın desteği var.
Ne var ki...
Hükümet gibi hükümetin oluşması için
Mayıs sonuna kadar bir süreç gerekiyor.