İstanbul baharı

BAŞBAKAN Erdoğan’ın gezisi siyaset gündeminde ilk sıraya “Arap Baharı”nı yükseltti. Arapça artık bastı gari.
Bir de “İstanbul baharı” var.
İstanbul’daki Bienal ve yan etkinlikleri ile moda gösterileri haftası örtüşünce İstanbul çiçeklendi.
Bienal nedeniyle dünyanın en saygın sanat mabetlerinden gelenler ve sanat guruları ile sanat gezegeninden İstanbul’a inen eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile 50 kadar ülkeden 400’ü yabancı gazeteci sayısı 4 bini aşmakta.

Bunlar arasında International Herald Tribune, Wall Street Journal, The Guardian, Financial Times, The Economist, The Daily Telegraph, Le Monde, El Pais gibi dünyanın önce gelen gazetelerinin yanı sıra MoMA, Tate Modern, Whitney Museum of Modern Art, New Museum New York, Museum of Contemporary Art Chicago, Guggenheim Foundation ve Centre Pompidou sanat merkezlerinin yöneticileri de yer alıyor.
İKSV’nin (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) düzenlediği İstanbul Bienali, Venedil Bienali’nin ardından yılın en önemli etkinliği olarak görülmekte.
5 karma sergi ve 50’den fazla kişisel sunumda 500’ü aşkın yapıt yer alıyor.
Burada bir parantez açayım.
“Arap Baharı’nın, bir İstanbul baharına” dönüşmesi için 100 yıla yakın süre zaman nehri akmalı köprülerin altından.
Önce elbette Atatürk’e sonra da İKSV’nin Papa’sı Nejat Eczacıbaşı’na çok şey borçluyuz.
Bir ülkeye, savaş muhabirleri değil sanatın muhabirlerinin gelmesi uygarlık sertifikasıdır.
İstanbul’un bu sanat kutsaması yol haritasında yer almak ve görülmek amacıyla bütün iddialı galeriler yeni dönemin sergilerini açtılar.
Davetler düzenlediler.
Sadece geride kalan hafta sayabildiğim kadarıyla İstanbul’da 200 etkinlik ve davet vardı.
Yabancı konuklar da bunlara mümkün olduğunca katılmaya çalıştılar.
Ayrıca...
Nişantaşı başlı başına bir fiesta yeriydi.
Biber gibi Nişantaşı klasiklerinin yanı sıra mekânlar da caddeler de, sokaklar da akan her milletten insanlara kapılarını açtılar.
Eğlence mekânlarına gelenlerin profili de değişti.
Reina ve diğerlerinde kozmopolit renk ağırlıklı.
Avrupa ve Asya kıtaları arasındaki Boğaz’ın sularına yansıyan bu görüntüler ruhları saran bir büyü.

SANATLA DANS
İSTANBUL Bienali’ni keyifle gezdim. Ünlü Japon mimar Nishizawa’nın yaptığı özel mimari, sergileri ve yapıtları adeta dosyalar formatında gezdiriyor.
Bölümler ve o bölümler içinde konularına göre kutular...
Ölüm... Hayat...
Bunlar gibi genel başlıklarda bloklanmış yapıt dizileri arasında zaman eriyor.
İstanbul Modern’in yanındaki Antrepo 3 ve 5’te yer alan Bienal sergileri cumartesiden itibaren 13 Kasım’a kadar açık.
Koç Holding’in desteğiyle ilk kez Bienal tüm üniversite öğrencilerine ücretsiz...
Ayrıca özel olarak tasarlanan atölyelerde 6-14 yaş arası çocukların güncel sanatla tanışmaları ve onların sanatla bağlarını güçlendirmek amacıyla eğitim verilecek.
Sanat öğretmenlerine eğitim programları sürüyor.
Ve ilk kez rehberli Bienal turları da düzenlenecek.
Açılış daveti İKSV’nin Şişhane’deki merkez binası rufunda sürdü.
Haliç’e karşı bu bina her dilden konuşulan Babil kulesi gibiydi.