Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİT Kontr - Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür açıklıyor:
"Doğru iş yapmadığımızı bile bile, yurtdışı operasyonlarda 1983'ten sonra Abdullah Çatlı'yı kullandık.
Sonra... Biz bıraktık, Emniyet kullandı."
Bu ifadenin sonrası, daha da düşündürücü.
Çatlı, bir Emniyet Amiri gibi MİT elemanı Tarık Ümit'i sorgulamış. Neredeyse cüppe giydirilip, savcılık da yaptırılacak.
Eymür, zamanın Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'a telefon edip "adamımız Tarık Ümit'i Çatlı sorguluyormuş. Onu sağ istiyoruz" demiş.
Ağar'ın yanıtı "İbrahim'i (Özel Harekat Daire Başkan Vekili - şimdi açıkta -) arar, hallederiz" olmuş.
Eymür'ün İbrahim Şahin ile Çatlı ve Ümit konusundaki konuşmaları da bu doğrultuda.
Çatlı'nın varlığını ve Ümit'i sorguladığını kimse inkar etmemiş.
Ve MİT, kendi ajanı Ümit'i geri alamamış.
Ümit öldürülmüş.
ABDULLAH Çatlı, meslektaşımız Abdi İpekçi'nin katli hadisesinde cürüm ortağı zanlısıdır.
İpekçi'nin katili Ağca'yı hapisten kaçırmış, evinde 20 gün konuk etmiştir.
Ağca'ya iki kez pasaport temin eden ve yurt dışına kaçıran adamdır.
Hakkında yargının arama kararı vardır.
İnterpol de Çatlı'yı, kırmızı bültenle aramaktaydı.
Bizler toplum olarak onu "kaçak" sanıyorduk.
Ama, aradan yıllar geçtikten sonra öğreniyoruz ki... Aldatılmışız.
MİT'in ve Emniyet'in hizmetinde yıllarca çalışmış.
Devletin saygın yeşil pasaportunu kullanmış. Cebine silah ve silah taşıma ruhsatı verilmiş.
O zaman kabus gibi bir uğursuz soru beynimize yapışıyor.
"Yoksa, sevgili İpekçi'nin öldürülmesiyle gizli servislerin ve CIA'nın bağlantısı mı var?"
Çünkü...
Çatlı, İsviçre'de hapishanedeyken, bizim gizli servislere haber salıyor.
"Beni artık buradan çıkarın" diyor.
Bizim gizli - özel - servisler çıkartıyor.
İsviçre hapishanesinden adam çıkartmak, öyle bizim gizli servislerin pek harcı olmasa gerek.
Herhalde devreye CIA girmiş olmalı.
Peki neden CIA?

GENE yeni yeni öğreniyoruz ki... İtalya'da eski Başbakan sağcı Aldo Moro'yu, komünist Kızıl Tugaylar, CIA ve NATO bağlantılı "ordu ve İtalyan gizli servisinin GLADIO örgütünün taşeronu" olarak kaçırmış ve öldürmüş.
Sebep:
Aldo Moro... O sıralarda İtalyan Komünist Partisi ile sağcıların ortak hükümet kurması için ağırlık koyuyor. Onu sisteme entegre etmek teorisini savunuyor.
Oysa CIA'nın, Pentagon'un kabusu, İtalya'da komüstlerin iktidara gelme olasılığıdır.
NATO'nun İtalya'daki gizli örgütü GLADIO'nun görevi bunu önlemekti.
GLADIO - son verilere göre büyük olasılıkla - Kızıl Tugaylar terör örgütüne işi havale ediyor.
İtalya'nın en saygın politikacılarından Moro, Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıyor... Sonra da öldürülüyor.
1970'li son yıllarda Abdi İpekçi'nin başlıca çabası da, Adalet Partisi ve demokratik sol CHP'nin ortak hükümet kurmasıydı.
Türkiye'nin terör ve diğer sorunlarının üstesinden, bu güçlü hükümetin gelebileceği kanısındaydı.
Oysa, - herhalde - bazı gizli güçler, Türkiye'de ihtilal olmasını istiyorlardı.
İhtilal ortamının tam oluşması için, kanlı eylemlerin ve kaosun sürmesi taraftarıydılar.
Solun iktidara taşınmasına karşıydılar.
Abdi İpekçi bu nedenle ortadan kaldırılmış olabilir.
Mehmet Ali Ağca, son TV röportajında, "Abdi İpekçi'yi öldürmeyecektik. Kaçıracaktık" demişti.
Tıpkı Aldo Moro'ya yapıldığı gibi. Yani, önce kaçırmak... Sonra öldürmek.
Çok düşündürücü bir paralel. Sanki aynı yöntem, aynı merkezden planlanmış.
Uğur Mumcu da son aylarda uyuşturucu, mafya, terör bağlantıları üzerindeydi. O da aynı takım tarafından öldürülmüş olamaz mı?
Abdi İpekçi'den Uğur Mumcu'ya uzanan bir zincirin halkalarını sezer gibiyiz.
Devletin bunca özel birlikleri, değerli elemanları, yetişmiş birimleri varken, özel görevlerde, Türkiye'nin en seçkin aydınlarından birinin öldürülmesine karışmış Çatlı'dan yararlanılması, izah edilir gibi değil.
Çatlı keşfedilene(!) kadar, Türkiye Devleti, kendini koruyacak vurucu güçten yoksun ve aciz konumda mıydı?
Çatlı bundan böyle yok... Türkiye kendini organize gizli güçlere karşı koruyacak elemanlara, artık sahip değil mi?
Türkiye'yi böylesine zayıf görmeye ve göstermeye kimsenin hakkı olamaz.
Eymür'ün ifadesine göre "Çatlı'nın daha sonraki yıllarda Emniyet adına Türkiye içinde yaptığı görevler nelerdir?"
Bunlar araştırılmalıdır.
Kamyonun farları, bakalım daha neleri aydınlatacak.