Kavşak aşkları...
Alaçatı’da bir çift... Kışın Roma’da ve İtalya’nın kuzeyindeki Toscana bölgesinde, yazın Alaçatı’dalar.
Kadının adı Alexandra La Capria...
İtalya’nın en büyük yazarlarından birinin ve İtalya sinema tarihinde Sophia Loren ve Gina Lollobrigida’nın yanı sıra ilk 3 arasında gösterilen bir film sanatçısının kızı.
Erkeğin adı Mete Nisari...
Egeli bir mimar.
Büyük grafik sanatlarında guru Erkal Yavi, Avrupa’da isim yapan bir bilim adamı ve mimarlardan oluşan bir aileden Mete...
İtalya’da tanışıyorlar.
Yıldırım aşkı... Evleniyorlar.
Bütün yollar gibi aşkın yolu da onlar için Roma’dan geçmiş.
Alexandra’nın Toscana’da şarap ürettiği bağları ve bir de oteli var.
Alaçatı’da ise Alexandra’nın kızlık adı olan “La Capria” adlı oteli işletiyor bu çift.
20 odalı otel 3 villadan oluşuyor.
Çiçekler, palmiyeler, doğal bırakılmış bitkiler.
Odalarda ve havuz kenarında kanapeler ve koltuklar yüzlerce yıllık masif kökler...
Alaçatı tarzında taş evler ve mimarı Mete Nisari...
Dekorasyon Alexandra’dan.
3 gün kaldım, 2 gece davetler nedeniyle çıkmasam dışarı adım atmazdım.
.........................
La Capria benim için bir “lezzet kavşağı” da oldu.
Şef Ertunç sadece yazları orada.
Diğer mevsimler kuzey İtalya’nın ünlü Como Gölü kenarındaki bir restoranda.
Ertunç, Yozgat’ın bir köyünden.
Önce ailesinin erkeklerini, sonra da köyün bütün genç erkeklerini İtalya’ya göç ettirmiş.
Hepsi de İtalyan restoranlarının mutfaklarında...
Ayayorgi’de Vietnam mutfağı
BİR “aşk kavşağı” öyküsü daha...
Erkeğin adı Christopher Maxwell. Yeni Zelandalı bir lezzet ustası.
Londra’daki restoranına gelen Melis Önderoğlu adlı güzel bir Türk kızıyla tanışırlar.
Bir aşk daha...
Türkiye’ye gelir, Melis’e evlenme teklif eder.
Türkiye’de ne yapacaklardır?
İstanbul’da bir restoran açmaya karar verirler.
“Değişik tarz” olması için birlikte Uzakdoğu’ya giderler.
Vietnam mutfağında karar kılarlar.
İstanbul’da açtıkları “Cochine Restaurant” tutar.
Yaz projesini ise Alaçatı’da Mete ve Alexsandra çiftine ait bir İtalyan gemi mimarının projesi olan teknede gerçekleştirirler.
Adı “Marilyn on the Boat...”
Sadece Vietnam değil, Uzakdoğu’dan lezzetlerin deniz üssünde sunulduğu tekne Ayayorgi Çeşme’de demirli.
Gerçekten damak tadı anıları süren bir geceyi orada geçirdik.
Bir tesadüf Selami Şahin de teknedeydi. Ondan canlı müzik ve sonrasında DJ’in Ajda ile başlayan müzik demeti...
Teknede şampanyalı günbatımı partilerini de Ramazan sonrasına tavsiye ediyorum.
D-MARİN’DE MÜZİK
Bodrum Turgut Reis’teki “D-Marin Klasik Müzik Festivali” 10’uncu yılında...
Artık bir Bodrum klasiği...
4 gün sürecek bir festival.
Bugüne kadar 3 bin sanatçı, 140 bini aşan konukla buluştu.
Festival 2005 yılında Avrupa Festivaller Birliği’ne (Europen Festivals Association) üye oldu.
2012 yılında Andante dergisi tarafından “Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde, Yılın Klasik Müzik Etkinliği” ödülünü kazandı.
Başka ödülleri de var.
Festival 31 Temmuz Perşembe Fazıl Say’ın piyano konseriyle açılıyor.
Bir de sürpriz...
Anlatımı Selçuk Yöntem yapacak.
Ramazan Bayramı bitecek, Bodrum D-Marin’de müzik bayramı başlayacak.
TATİL İZNİ
Sevgili okurlar siyaset asıl 10 Ağustos’tan sonra kızışacak.
Başbakan Erdoğan ilk turda Cumhurbaşkanı seçilirse AK Parti’ye yeni başkan, hükümete Başbakan, muhalefet partilerindeki fırtınalar...
İkinci tura kalırsa soluk soluğa bir yarış.
Bu durumda 10 Ağustos’a kadar bir tatile çıkıyorum.
Arada siyaset kazanı fokurdadığında da yazarım.
Bayramınızı kutluyor, Türkiye’ye, bölgeye ve dünyaya esenlik diliyorum.