Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şöyle ki...1- Başsavcı, mütalaasında "Yüce Divan'da yargılanma gerekçesinin, eski ceza yasasına göre oluştuğunu, ancak, yeni ceza yasasında bu suç için hile şartı arandığını, o nedenle ihaleye fesat suçunun gerçekleşmediğini" bildirmiştir. O halde... Aylardır, "Kendine taraftar medya yaratmak için ihaleye fesat karıştırdı" iddiaları havada kalmış bulunuyor.Ya bu acı sürecin bıraktığı izler?.. 2- Başsavcı mütalaasına göre, "Sanıklar, görevi kötüye kullanmak iddiasıyla yargılanabilirler. Ancak, bunun için de zamanaşımı dolmuş bulunmaktadır. Yargılama süreci noktalanmalıdır."Peki... Hadise burada bitiyor mu?Usul gereği kararı Yüce Divan Üyeleri verecek. Başsavcının esas hakkındaki mütalaası bağlayıcı değil............................Ama... Çok duyarlı bir boyut daha var.İddia makamının "zamanaşımı" mütalaası Yüce Divan tarafından kabul edilse bile, bunu bakalım sanıklar kabul edecek mi?"Zamanaşımı" gibi bir kuşku örtüsünün altına girmek istemeyebilirler."Suçsuzluk" kararı için mahkemenin devamını isteyebilirler............................Bu dava için çok şey söylenebilir ve yazılabilir.Ancak yargıya saygı ve yargıyı etkilememek gereği bunlara girmekte yarar yok............................Ne var ki... Siyasetle hukukun iç içe geçtiği daha önceki sürece bir parantez açmak önemlidir. O süreç dikkate alınmadan Yüce Divan aşaması yeterince algılanmayabilir.Yılmaz'ı Yüce Divan önüne çıkaran suçlama, bir önceki dönemde TBMM çoğunluğu oylarıyla reddedilmişti.Komisyon'un "Yüce Divan'a sevke gerek yok" raporu kabul edilmişti.Gerçi o süreçte de DYP lideri Çiller ile Anavatan lideri Yılmaz'ın karşılıklı olarak birbirlerini aklattıkları da dile getirilmişti ama bunlar siyasi iddialardı. Hukuk için geçerli olan bu siyasi yorumlar ve iddialar değil, TBMM'nin iradesi, yani, verdiği karardı.Yeni bir unsur oluşmadıkça ya da yeni bir unsur bulunmadıkça, TBMM'nin kararı kesindir..............................Buna rağmen 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen AKP ile birlikte, önceki dönem Meclis kararı dikkate alınmaksızın yeniden bir soruşturma komisyonu oluşturuldu.Yılmaz'ın "ihaleye fesat karıştırmak" iddiasıyla Yüce Divan'a sevki için TBMM karar aldı.Savunma ise daha önce alınmış TBMM kararı olduğu için davanın Yüce Divan tarafından kabul edilmemesi gerektiği görüşünü bildirdi.Yüce Divan yargıçları 5'e karşı 6 oyla davayı kabul ettiler.Şimdi... Sona yaklaşılıyor. Ve bu öykünün fon müziği, "kaybolan yıllar..." g.civaoglu@milliyet.com.tr Yüce Divan'da Mesut Yılmaz davası da düşüyor mu? Başsavcının esas hakkında mütalaası olasılığı doğruluyorsa da durumun göründüğü gibi olmadığını söyleyebilirim.