Kopan teller

"Uyumsuz" sesler yükseliyor.İktidar partilerinde 'Kışla disiplini' nefes aldırmaz hale geldiğinde, böyle "itaat suçları" işlenir.Bunlardan bazıları siyasetin kilometre taşlarını oluşturabilir.Örneğin... Demokrat Parti Samsun Milletvekili Naci Berkman, Demokrat Parti Grubu'nda "gidişatın iyi olmadığının" işaretlerini veren bir konuşma yapmıştı.Keşke yanılmış olsaydı...Ama... "Hazin" gelişmeler onu haklı çıkardı.27 Mayıs Askeri İhtilali, Demokrat Parti iktidarını noktaladı.Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes, bakanlar, milletvekilleri "dehşetengiz" Yassıada Mahkemesi'nde yargılandılar. Bir başbakan ve iki bakan idam edildi.Bunlar asla onaylanamaz şeyler... Fakat... Gidişleri hiç de iyi değildi.Bunu hisseden ve grup kürsüsünde arkadaşlarını uyaran Berkman da, Yassıada'da diğerleriyle birlikte yargılanıyordu.Başsavcı Egesel, duruşmada, Naci Berkman'ın grupta yaptığı sağduyulu konuşma nedeniyle "onun yargılanma dışı tutulmasını ve tutukluluk halinin sona ermesini, salıverilmesini" istedi.O akşam, duruşmaları izleyen gazeteciler, sanık yakınları ve ailesiyle birlikte, Naci Berkman, Yassıada'dan Dolmabahçe'ye hareket eden vapurdaydı. ..................Ancak Berkman, özgürlüğün tadını yeterince çıkaramamış. Arkadaşlarının içeride kalması nedeniyle üzgünmüş.Oğlu Sinan Berkman'a, "babasının bu çıkışı yaparken neye güvendiğini" sormuştum. (Şimdilerde partilerin kışla disiplinine karşı tavır koyanlara "çıkıntı" diyorlar G.C.)Sinan, "Babam çok iyi mühendisti. Milletvekilliğinden de istifa eder, mühendislik yaparım düşüncesinde olmalıydı" cevabını vermişti.Sonra acı acı gülmüş ve pek de bilinmeyen bir "dramı" anlatmıştı.Naci Berkman, uzun süre iş bulamamış. Hiç değilse emeklilik süresini tamamlayacak kadar çalışıp emeklilik maaşı güvencesini alabilmeyi denemiş, "DP'nin devamı olmak iddiasındaki AP" Yassıada'da serbest bırakılan tek milletvekili olması nedeniyle ondan, emekliliğini kazanacağı "birkaç yıllık memuriyeti" bile esirgemiş. Berkman, daha sonraki iktidarlarda bu hakkı kazanmış...................Siyasette "şefin değneğine bakmadan ses çıkarmanın cezası" ağır oluyor.AKP grubundaki "çıkıntı" seslerle DP'nin başına gelenler arasında bir paralellik kuruyorum sanılmasın. Ne böyle bir bahtsızlık dilerim, ne de zaten 21. yüzyıl Türkiye'sinde böyle bir dram yaşanabilir artık...Onlar geride kaldı. Ayrıca... Akortsuz sesleri çıkaran Turan Çömez ve Resul Tosun'u hiç tanımam.O partiye/cemaate mensubiyet listesinin cemaziyülevvelini bilenlerin yazdıkları da "yergi" mi, "övgü" mü?.. Sadece kendi şifrelerini bilenler anlar...Ancak... Bu gibi başkaldırılar işarettir."Bireysel tavır" gibi algılamak ve göstermek tuzağına düşmemek gerek.Çünkü... Toplumun nabız atışlarından bağımsız değildir.Farklı siyasal nedenler, etkiler, dirsek temasları olsa da... Uzun süre sustuktan sonra, onlara konuşma cesaretini, toplum vicdanı ile bilinçaltlarının kesiştiği noktada oluşan "enerji" verir....................Öte yandan... Gruplar tekin değildir.Menderes'in askerleri gibi olan DP grubu bile tek tük çıkışlarla yaklaşan depremin işaretlerini vermişti. Gün gelmiş patlamıştı.Menderes, kürsüye gelip, "Siz o kadar güçlüsünüz ki, isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz" demek zorunda kalmıştı. Daha sonraki liderler ise grup toplantılarından çekinir olmuşlardır.Dikkat ediniz, duyarlı konular grupta tartışmaya açılmaz, lider çıkar kürsüye, saatlerce konuşma maratonu yapar, dinleyenleri uyutur, sıkıntıdan konuşacak hal bırakmaz, kendini alkışlatır ve toplantıyı kapatır gider.Zaten... Turan Çömez'in kelleyi koltuğa alıp kendini disiplin kuruluna gönderen konuşması, lideri Erdoğan'ın Avustralya'da olduğu grup toplantısında yapılmıştır. g.civaoglu@milliyet.com.tr AKP'de sazların telleri mi kopuyor?