Laik Cumhuriyet tarihinin bu karanlık yıldönümünde Kubilay'ın şahsında yaşananları bir kez daha anımsayalım... Ve...Belleklerimizdeki acı izleri hiç silinmesin ki, Kubilay'ın katlinin 100. yıldönümünde Türkiye, ışıltılı olabilsin.Kubilay'ın tertemiz ve asil kanı, boşuna akmış olmasın.Öte yandan...Birkaç bin kişiyi peşine takan 5-10 yobazın bu rezilliği, Kubilay olayının yıldönümü, din istismarının çok uzağında inanç dünyalarında huzur bulan tertemiz mütedeyyin insanlarımızı kıracak söylemlere de konu edilmemeli.....................Yıllar önce bu olayı şöyle anlatmıştım.....................Halifeliğin kaldırılmasına irtica çevreleri sessiz ve derinden tepki geliştiriyorlardı.................................. Elimizdeki bilgilere göre Menemen Olayı şöyle gelişmiştir: Manisa'ya gönderilen Laz İbrahim, Nakşiliği yaymakla görevlendirilmiştir.Teğmen Kubilay'ın başını kesen Derviş Mehmet de, Laz İbrahim'in müritlerindendir.Onun toplantılarından birinde mehdiliğini ilan etmiştir.Aynı ortamdan Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet, Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan ve Ramazan'la birlikte Menemen köylerini dolaşarak "dinin elden gittiği" yolunda propaganda yapmışlardır."770 bin kişilik bir ordunun İstanbul'u kuşattığını" söylemektedirler.Nihayet, 23 Aralık'ta topladıkları köylülerle birlikte Menemen'e girerler. Sabah namazından sonra, Derviş Mehmet halka bir konuşma yapar:"Ankara hükümetini düşürüp, ikinci Abdülhamit'in oğlu Selim'i halifeliğe getireceğini" bildirir. Üzerinde İnnafetahna - leke (Kuran'da Fetih Suresi'nin ilk ayetinin başı) yazılı bir yeşil bayrak açarlar. Hükümet konağına yürürler. Olayı haber alan Jandarma Komutanlığı, Öğretmen Okulu çıkışlı Mustafa Fehmi Kubilay adlı yedek subayın komutasında bir müfrezeyi, ayaklanmayı bastırmakla görevlendirir........................Eşi Vedide Ersöz'ün anlatımına göre, cesur ve atak bir kişiliği olan Teğmen Kubilay, askerlerini olay yerine götürmez. Sayıları 1000'i aşkın mürteci isyancının karşısına tek başına dikilir."Türkiye Cumhuriyeti adına durmalarını ve dağılmalarını" emreder. Kalabalık üstüne gelmeyi sürdürünce, korkutmak için ateş eder.Ama... Silahında o devrin tasarruf uygulaması nedeniyle gerçek değil, manevra fişekleri vardır. Elbette, manevra fişeklerinin hiçbir etkisi olmaz.Bunun üzerine kalabalığın en ön saflarından "Mukaddes cihadımızda bize kurşun işlemiyor, yürüyün" sesleri yükselir.Bu arada silahlı kalabalıktan Kubilay'a ateş edilir.Yaralanır düşer.Derviş Mehmet, testere ağızlı bağ bıçağını çıkarır, Kubilay'ın boğazını keser başını yeşil bayrağın ucuna saplar. Kubilay'ın kanını içer. "Ya eheyyül müslimin, Halife hudutta bekliyor, kalkınız Müslümanlığı kurtaralım" diye bağırır.Kalabalık yürüyüşü sürdürürken, bu kez jandarma gerçek silah kullanmak zorunda kalır.Makineli tüfekle ateş etmeden önce son uyarılara "Bize kurşun işlemez" sesleriyle yanıt verilir. Makineli tüfekle ateş başladığında sapır sapır dökülürler. Kaçışırlar.Sıkıyönetim ilan edilir. Korgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir askeri mahkeme kurulur. 2200 kişi tutuklanır. 28 kişi idam edilir.Başbakan İsmet Paşa, TBMM'nin 1 Ocak 1931 tarihli oturumunda "Yüzlerce yıldan bu yana dini siyasete alet eden bütün hareketlerin bir tekrarı. Bu zavallılar laikliğe karşı gelerek şeriat istemekteydiler" der.Atatürk'ün orduya başsağlığı mesajı şöyledir:"....... Cumhuriyet'in değerli uzvu Kubilay Bey, temiz kanıyla, Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.Cumhurbaşkanı Gazi M. Kemal."Gerçek de budur. g.civaoglu@milliyet.com.tr Yedek Teğmen Kubilay, 75 yıl önce bugün gözü kanlı yobazlar tarafından katledilmişti.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025