Çiğ yumurta yemeyin.Çiğ yumurtayla pişmiş tatlıları da yemeyin. Örneğin İtalyan lezzetlerinden tiramisu... (Zaten Iğdır, Hakkâri, Van yörelerinde tiramisu bulunmaz. Bulunsa da sanıyorum Beethoven konserinden yurdum insanının "Bayburt, Bayburt olalı böyle eziyet çekmedi" söylemine yakın bir durum oluşur.)"Badem" ya da "kayısı" diye adlandırılan sahanda yumurta lezzetlerine de bir süre ara verin.Biraz daha açayım...Hani sahanda yumurtanın beyazı iyice pişer ve üzerinde sabah rüzgârıyla ürperen papatyalar gibi yumurta sarılarının hiç bozulmadan titreştiği pişimleri unutacaksınız.Yumurtanın sarısı da beyazı da en az 80 derecede pişmeli.Rafadan değil, iyice kaynamış, sarısı da beyazı da katılaşmış "lop" yumurta yiyeceksiniz.........................Tavuk eti yiyebilirsiniz. Ancak... Bilinen markaların ambalaj içindeki tavuklarından şaşmayın.Açık satılan çiftlik tavukları gerçi lezzetli oluyor ama bir süre unutun.Kontrol edilmiş ambalaj içindeki tavuklar da iyice piştikten sonra yenilecek.Pembe et kalmayacak.Özellikle kemiklere yakın etler daha zor piştikleri için butlara dikkat.Lokantalarda bu kontrolleri yapmanız zor.O nedenle ya sadece güvendiğiniz lokantalarda tavuk yiyeceksiniz ya da bir süre mönülerdeki tavuk yemeklerine gözünüzü kapatacaksınız. Sosyal sorumluluğu olan markaların tavuk ve hindi eti de içeren ambalaj içindeki donmuş yemekleri sakıncalı değil.Sözgelişi... Tavuk ve hindi adana, tavuk ve hindi döner gibi...Fakat bilmediğiniz yerlerde tavuk döner riskli olabilir...........................Bütün bunları güvendiğim uzman doktorlardan derledim. Hem ailem ve arkadaşlarım, hem sizler için...Ama asıl bilmemiz gereken şey, "kuş gribinin insandan insana henüz geçmediği..."Hasta kanatlılardan temas yoluyla ya da hasta kanatlıların -gerekli özen gösterilmeden- yenmesi halinde akciğer ve solunum yolu etkileniyor. Akciğer enfeksiyonları ve solunum yetersizliği, ölüme neden olabiliyor. Bu da, şu aşamada bizler için "milyonda bir" olasılık bile değil.Ciğerler ve yaşam bu kadar seviliyorsa, asıl sigaranın öldürdüğü bilincinde olunmalı.Ne demek istediğimi Yiğit Okur'un Tevfik Fikret'ten esinlenerek Akciğer Uzmanı Ayşe Fidan Aykut'a yazdığı mısraları yansıtayım..........................Önce Tevfik Fikret'ten...Hanı- YağmaYiyin efendiler yiyinBu han-ı iştaha sizindir;Doyuncaya, bıkıncaya, çatlayıncaya Kadar yiyin.(Hicri 13 rebuilahır 1328Miladi 6 Haziran 1912).......................Ve Yiğit Okur'dan...Yağma Yokİçin efendiler, için sigarayı...Tıksırıncaya, öksürünceye, böğürünceye Kadar için!Bu akciğer sizin Kim ne karışır.(Miladi 23 Nisan 2004) g.civaoglu@milliyet.com.tr Kuş gribine karşı yemek kılavuzu...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025