Böylesine önemli bir kurumun sadece sekretarya haline gelmesi, devletin en üst derecedeki sırlarının ortalıkta gezinmesine ve bürokrasi koridorlarında konuşulmasına kadar varabilir."
Nasıl devlet sırları?
Eski kuvvet komutanı bir örnek veriyor:
"Mesela, MGK bünyesinde Psikolojik Harekat Dairesi vardır.
Bu daire gereğinde genel sekreter aracılığıyla MİT'e görev verebilir. MİT'in, MGK için yapacağı ve yaptığı çalışmalar nasıl gizli kalacaktır?"
MGK'yı yeniden düzenleyen tasarı çalışmasında MGK görevi icrai boyutların tamamen dışına çıkarılarak sadece istişari alana daraltılıyor.
Eski kuvvet komutanına göre "bu yanlış".
Anlatıyor:
"Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlar nasıl takip edilecek? Bakanlar Kurulu'nda kabul edildikten sonra sonuçlar nasıl alınacak? Bakanlıklardan, kurumlardan gelen logo parçaları gibi bilgiler, dosyalar nasıl birleşecek?
MGK Genel Sekreterliği, çektiği filmi banyo edildikten sonra fotoğraf olarak göremeyen bir fotoğrafçıya dönüşebilir. Fotoğrafın bütününü göremez.
Değerlendiremez."
Gerçekten bize göre de MGK, Türkiye'nin yaşamsal kaygıları için çok yönlü bir kurumdur.
Yıllarca askerin meşru platformda sesini duyurmasına olanak vermiştir. Darbeler döneminin kapanmasına bu platform, yadsınamaz katkı sağlamıştır.
Ayrıca Türkiye'nin bütünlüğü yoğun tehdit altındayken strateji üretmiş, takibini ve uygulamasını sağlamıştır.
Artı...
Hükümetler değişir, devletin devamlılığı esastır. Milli Güvenlik Kurulu devlet politikalarının hafızasıdır.
Ve bir dönemin çok güçlü Genelkurmay İkinci Başkanı'nın görüşü:
"MGK Genel Sekreteri asker de olabilir sivil de...
MGK kanunu değişirse gerekli niteliklere sahip bir sivil atanırsa sorun yok...
Fakat...
Bir askerin gene eski yöntemle atanması gerekir. Yani... Öneri Genelkurmay Başkanı'ndan gelmelidir. Sicil amiri Genelkurmay Başkanı olmalıdır. Siyasi iktidar, Genelkurmay başkanını atlayarak MGK Genel Sekreterliği'ne bir general atarsa, orduya siyaset ilk adımını atar.
O TSK'nın subayı değil, siyasi iktidarın memuru olur. Ordudaki göreve dönüşü sancılar yaratır."
Yunanistan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, Türkiye'deki arkadaşlarını "Aman siyasetçilere sakalınızı kaptırmayın" diye uyarıyordu.
Şöyle diyordu:
"Biz kaptırdık. Siyaset artık ordunun içinde."
Gerçekten, Yunanistan'da emekli olan bir general ya da amiral kendisini tutan başka bir siyasi parti iktidar olduğunda, bir bakıyoruz yeniden göreve çağrılmış ve kuvvet komutanı yapılmış.
Böyle olunca Yunanistan'da siyasi partilerle asker halvet olmuş durumda.
Kritik bir coğrafyada olan Türkiye, böyle yozlaşmalara çanak tutmamalı.
Bunlara karşın AB'ye uyum sorunu var.
12 Eylül'den sonra, MGK için öngörülmüş bazı abartılı düzenlemeler yapıldığı da bir gerçek.
Peki ne olmalı?
Anayasa profesörü Süheyl Batum'a göre "başka ülkelerde de MGK benzeri kurumlar bulunmakta. Örneğin Polonya'da ve Belçika'da... İtalya'da ise sadece savunma alanında görev yapan milli savunma kurumu görevdedir... İngiltere'de aynı adı taşıyan bir kurum bulunmakla beraber, işlevi çok daha dar".
AB normlarına göre Türkiye'nin bu kurumunun yeniden düzenlemesi şart.
Nasıl ki her biri AB üyesi olan bu ülkelerde MGK işlevleri, tanımları farklı ise, Türkiye de, AB normlarının izin verdiği son sınır çizgisine kadar MGK'nın işlev ve tanımını geniş tutmalıdır.
İştişari ve icrai görevleri dengelemelidir.
AB'nin koşulları, MGK'yı devre dışı bırakacak ve dekoratif hale getirecek bir bahane olmamalıdır.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025