Sayın Nazmiye Demirel toprağa verildi.
Doğduğu topraklarda, toprağa karışacak.
Nazmiye Demirel ön plana çıkmaz, siyasetin vitrininde görünmezdi.
Ama...
Sanılanın aksine siyasetin dışında değildi.
Evde, özel konuşmalarında 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için “sağduyunun pusula ibresi” idi.
Bunun bir örneğini yansıtayım.
Demirellerin çok yakını olan kadim dostum ve kardeşim Mustafa Özkan’dan dinlediğim bir anı şöyle:
‘Süleyman Demirel’in başında bulunduğu Adalet Partisi 1969 seçimlerinde yüzde 50’nin üzerinde oy alarak yeniden tek başına iktidar olmuştu.
Yıllar sonra Demirel’in Başbakan Erdoğan’a söylediği gibi, “Büyük Meclis grubunu kırmadan dökmeden bir arada tutmak zor zanaattır.”
Adalet Partisi’nin 1969 seçimleriyle gelen ve Meclis’in çoğunluğunu oluşturan büyük grubunda “rahatsızlıklar” vardı.
Hizipler oluşmuştu.
Bir tarafta “Demirel’i desteklemeye yemin etmiş” olan ve “yeminliler” diye anılan “ılımlı” grup.
Diğer tarafta ise Adalet Partisi’nin kuruluşundan itibaren en zor zamanlarda Demirel’le birlikte mücadele veren ve “41’ler” diye anılan grup...
Dönemin, ihtilal alışkanlığını hâlâ sürdürmeye çalışan TSK içindeki cuntalara karşı mücadele etmişlerdi.
Dr. Sadettin Bilgiç, birkaç kez bakanlık yapan Mehmet Turgut, dönemin Millet Meclisi Başkanı Ferruh Bozbeyli’nin başını çektiği bu grup 41 milletvekilinden oluşuyordu.
Onlar Demirel’in çevresindeki yeminlilere karşı kesin tavır almışlardı.
İki hizip arasında birbirini “siyasetten silmek” kavgası vardı.
Özellikle Mehmet Turgut’un sert çıkışları ve -kabul edilmeyen- istifalarından Demirel bezmişti.
“İnceldiği yerden kopsun” noktasına gelmişti.
“Yeminlilere” daha yakındı.
Bu süreçte bir gece evde Demirel “giderlerse giderler” gibi bir söylemde bulunur.
Eşi Nazmiye Demirel ise “hayır” diye itiraz eder.
“Onlar senin kader arkadaşın, en zor zamanlarımızda onlar yanımızda oldular. Hepsini partide tutmalısın” diye ilave eder.
Adalet Partisi’nin göstericiler tarafından basıldığı ve meşhur “şapkayı aldı gitti” söylemlerine neden olan süreçte, Nazmiye Demirel, eşinin “siyaseti bırakması” görüşündedir.
Hatta ısrarlıdır.
O günlerde sonradan 41’ler arasında adı geçecek olan Mehmet Turgut’un eşi, Nazmiye Demirel’i ikna ederek, Süleyman Demirel’in siyasette kalması için rızasını almıştı.
Nazmiye Demirel eşine bunu da hatırlatır.
Süleyman Demirel gene de kendi doğrusunda yürür.’
.........................
Ve sonunda 41’ler Adalet Partisi’nden kopmuştular.
Muhalefetle birlikte “kırmızı” oy vererek bütçeyi Meclis’te reddettirdiler.
41’ler daha sonra eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da desteğini alarak Demokratik Parti’yi kurdular.
Süleyman Demirel’in Adalet Partisi hükümetini düşüren 12 Mart Askeri Muhtırası’na “depar” çizgisi olmuştur bu olay.
........................
Çok yıllar sonra Süleyman Demirel’in yeniden başbakan olduğu süreçteydik.
Demirel’e “Siyaset hayatınızda en fazla pişmanlık duyduğunuz şey nedir” diye sormuştum.
Verdiği cevap “41’ler hareketinde o can arkadaşlarımın ayrılmasını ne yapıp edip önlemeliydim” olmuştu.
........................
Gerçekten...
Süleyman Demirel’in başında bulunduğu partiler bir daha hiç “tek başına iktidar” olamadı.
12 Mart 1971 Askeri Muhtırası 41’lerin kopmasıyla zayıflayan Demirel hükümetine karşı askerin elini kuvvetlendirmişti.
12 Eylül 1980 ihtilaline Demirel’in başında bulunduğu ve kendisinin de “bitli yorgan” dediği, pamuk ipliğine bağlı Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe hükümetleriyle ve en son “azınlık” hükümetiyle gidildi.
Gerçi bu azınlık hükümeti Türkiye’nin ekonomisini ayağa kaldıran reformun temelini de atmıştır ama rejim güçlü hükümet gerektiriyor.
Aktif siyasete döndükten sonra da Demirel, bir koalisyon hükümetinin başbakanıydı.
En güçlü olduğu dönem Çankaya’daki cumhurbaşkanlığıdır.
Onun siyaset donanımı ve deneyimi, 28 Şubat’ın “yol kazası” yapmadan geçilmesine büyük katkı sağlamıştır.
.......................
Bazen sürecin başında yapılan hata sonuna kadar etkisini gösterir.
Merhume Nazmiye Demirel işte bunu önlemeye çalışmıştı.
Mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025