Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

SHAKESPEARE‘nin Richard III oyunundan notlar almıştım.
Bunlardan biri “nefes alan taşlar”dı.
Kral Richard III’ün zulmüne karşı sessiz kalan, başkaldıramayan “tepkisiz” halk için bir yergiydi bu.
Krallığın yurttaşları “taş” gibi duruyorlardı.
Tek farkları nefes alıp vermeleriydi.
Amerika’da gençliğin caddelere dökülerek Wall Street’i işgal eylemleri ve bu tepki dalgasının dünyadaki 82 ülkeye yayılması “soluk alan taşların” da harekete geçeceğini gösterdi.
Gençler önce “ücretsiz üniversite eğitimi” için buluştular.
Sonra tepkinin içini daha da başka isteklerle doldurdular.
Haklı olarak soruyorlardı:
- Bizim ödediğimiz kredi taksitleriyle aldığımız evlere el koydunuz, hangi hakla?
- Kriz nedeniyle batmakta olan şirketleri bizim ödediğimiz vergilerle kurtardınız, üstelik o şirketleri batma noktasına getiren CEO’lara “altın paraşüt” adıyla çok yüksek ayrılma tazminatları da bizim vergilerimizle ödendi. Bize sordunuz mu?
- Kriz sürecinde ve sonrasında bizler hâlâ işsiz kalırken kurtardığınız şirketler büyük kârlarla kasalarını tıka basa doldurdular. Devlet neden bu haksızlığı düzeltmek için bir şey yapmıyor?
- Gelir farkları uçurumu daha da derinleşiyor ama devlet neden tedbir almıyor?
- Bizim ödediğimiz vergilerle Amerikan askerleri yabancı ülkelere gönderiliyor, paralarımızı harcarken bize mi soruyorsunuz? Başka ülkeleri işgal ederken Amerika’daki silah üreticilerine para pompalıyorsunuz, bize yararı ne?
- Petrolden başka alternatif enerji kaynaklarının gelişmesini sırf petrol üretici dev şirketlerin para tezgâhları bozulmasın diye mi engelliyor devlet?
......................
Görülüyor ki gençlerin istekleri sadece “ücretsiz üniversite eğitimi” değil.
Tepkilerin kapsama alanı çok daha geniş.
Gençler haksızlığa, eşitsizliğe dayalı bu ekonomik ve sosyal sisteme başkaldırıyor.
O nedenle de süratle dünyaya yayıldı.
82 ülkede gençlerin tepki tsunamileri kabarıyor, sisteme art arda vuruyor.

Haberin Devamı

SİSTEM ÇATIRDIYOR
YANİ...
Amerika’da başlayarak 82 ülkeye yayılan gençlik yangınına “üniversitede parasız eğitim” bile artık “söndürücü köpük” olamaz.
Zaten büyük bir düşünce kuruluşunun ikinci başkanı olan Kemal Derviş de “bu dalganın yerküre üzerinde daha da kabararak yayılacağını” söyledi.
Sistemi düzelten, daha ileri götüren hatta “değiştiren” yeni model için süreç başladı.
Her şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dünyanın doğum sancıları yaşanıyor.
“Yeni ve cesur dünya” doğarken ana rahmini parçalıyor.
......................
Daha 10 gün önce bu köşede şöyle yazmıştım:
‘“BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN ANILARI” adlı dizi kitaplarıyla ünlenen John Perkins İstanbul’da...
Söylediklerini şöyle algıladım:
Art arda gelen kriz dalgalarıyla dünya sarsılmakta.
Birinden çıkıldığı sanılırken, ardından diğeri geldi.
Sonra, bir daha, bir daha...
Devlet yardımı ve merkez bankası reçeteleriyle küresel ekonominin sağlığını kazanması artık mümkün değil.
Bu haliyle kapitalizmin sonu gelmiştir, çöküyor.
Türkiye nispeten ekonomisi en sağlam ülkelerden birisi.
Ancak...
Türkiye’nin de ekonomik yapılanma modeli, dünyanın çöküş halindeki miadını doldurmuş, son kullanma tarihi geçmiş piyasa ekonomisiyle aynı.
Bu nedenle Türkiye ekonomisi de dünyadaki çöküş sürecinin etkileri dışında uzun süre yalnız bir ada gibi kalamaz. Ekonomik düzenini geride bırakarak dünya için artık farklı ve yeni bir yapılanmaya evrilmek zamanıdır.
Hiç başka yolu yok. Dünya bu çöküş enkazı altından yeni bir ekonomik yapılanma çıkartmak zorunda.
Kabuğundan, dokularının tüm hücrelerine kadar yenilenmesi kaçınılmazdır.’

Haberin Devamı

Nefes alan taşlar

Gençlik hareketinin simgesi olan maske.

Haberin Devamı

DALGA TÜRKİYE’DE KABARIR MI?
82 ülkede sert esen fırtınanın Türkiye’de de gençlik dalgalarını kabartma olasılığı tartışmalar gündeminde.
“EVET” diyen var, “HAYIR” diyen de...
Her iki olasılık da mümkün.
Ama...
Sosyal medyada paylaşılan buluşmalarla gençlerin meydanlara, caddelere nehir gibi akmaları gibi asabi tansiyon yükselişlerinden daha önemli olan bir şey var; “toplumların ve elbette Türkiye insanının dışa vurulmamış içte kabaran öfkeleri...”
Bu köhnemekte olan, bacakları artık titremeye başlayan sistemi o “içlerde yükselen, insanları lav püskürtecek yanardağlar gibi yakan öfke ve tepki birikimi” bitirecektir.
Caddelere, meydanlara çıkmadan da değişimi dayatabilir insanların duygu seli...
Arap baharı “despotları” devirdi. Bu yeni küresel dalga ise “baronlar sistemini” tokatlamakta.
Öyle zaman gelir ki “sabır taşı bile dayanamaz, çatlar...”
Nefes alan taşların da “sabır sınırı” var.