Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Türkiye’nin nükleer santrali Japon-Fransız ortak yapımı olacak.
İran, Kuzey Irak, Rusya, Azerbaycan gibi ortadoğu politik deprem kuşağı ülkelerine “enerji bağımlısı olmak” netamelidir.
Alternatif enerji formülleri elbette gerekli.
Ama... Çocukların, torunların geleceği için ve demokrasilerdeki “konuşan millet” gereği konu iyi tartışılmalı. Kararı “Kolektif akıl” vermeli.

PROTEST DEĞİLİM
Üniversitenin “protest” doğasına rağmen fakülte yıllarımda “Boğaz Köprüsü’ne, Vakıf Üniversitelerine, televizyona karşı protestolarda” hiç yer almadım.
Şimdi de “3’üncü köprüye, Karadeniz-Marmara kanalına, tüp geçide” ve bunun gibi büyük projelere karşı değilim.
Hatta... Yitirilecek yeşilin yeniden kazanılması koşuluyla destekliyorum.
Ama...
“Nükleer santral” konusunda tereddütlerim var.
İktidarın daha fazla bilgilendirmesi gerektiği kanısındayım.
Özgür Gürbüz’ün makalesinden -kısmen sadeleştirdiğim- bazı satırlar, kaygılarımı, dünya merceğinden yansıtıyor.

Haberin Devamı

ÇERNOBİL VE FUKUŞİMA FACİALARI
NÜKLEER endüstri “Çernobil kazasından” sonra uzun süre kendisini toparlayamadı. Siparişler iptal edildi. Birçok ülkede santraller kapatıldı.
“Yenilenebilir enerji yatırımları ve doğalgaz” öne çıktı.
Japonya’daki “Fukuşima kazası” sonrası ise yeni bir sorun çıktı. “Çernobil’in unutulduğunu” ve“küresel ısınmayı durdurmak” bağlamında fosil yakıtlara karşı avantaj yakaladıklarını düşünenlerin “nükleer endüstride rönesans hamlesi” yarım kaldı.
Evet... Fukuşima’nın nükleer enerjiye kalıcı bir darbe indirdiği kesin.
Japonya’daki Fukuşima kazasından sonra Almanya’da büyüyen anti-nükleer hareket, seçim sandıklarına atılan oylara da yansıdı. Başbakan Merkel ve arkadaşlarının seçeneği kalmadı.
Daha önce iktidardaki “Kızıl-Yeşil Koalisyonu’nun” -ertelenen- 2022 tarihine kadar Almanya’daki “tüm nükleer santralleri kapatmak” programına geri dönüldü. Hatta daha fazlası yapıldı.
“Almanya’daki 17 reaktörün en eski 7’si Japonya’daki Fukuşima patlamasından sonra 3 aylığına zaten kapatılmıştı.” Bu santrallerin fişi tamamen çekildi. Bir daha hiç açılmayacaklar.
Bu 7’ye 2007 ve 2009’da “ciddi kazalarla adını duyuran Krümmel” de eklendi.
Geriye kaldı 9.
Onların da -sadece- 11 yıl süresi var.
Her ülkenin sahip olduğu enerji kaynakları çeşitlilik gösterir. Çevre, demokrasi kıstasları farklıdır. Ancak, söz konusu ülke, elektriğinin 2010 yılında yüzde 28’ini nükleer santrallerden sağlamış “dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi” olunca işler değişir.
“Almanya nükleersiz yaparsa, her ülke yapabilir” demek artık artık yanlış olmaz.

Haberin Devamı

İSVİÇRE’DEN HAYIR
5 nükleer reaktör işleten ve elektriğinin yüzde 38’ini nükleerden sağlayan İsviçre de aynı yolda ilerliyor. 2034’e kadar ülkedeki 5 reaktör kapatılacak. Yapılması planlanan 3 reaktörle ilgili planlar da çöpe atıldı.
İsviçre, hidroelektrik santrallerden üretip komşu ülkelere sattığı ve 1 milyar doların üzerinde gelir elde ettiği elektrik enerjisini, kendisine saklayacak ve bundan böyle “yenilenebilir enerjiye” yatırım yapacak.

Haberin Devamı

NÜKLEER SANTRAL REFERANDUMU
İSVİÇRE’den elektrik satın alan ülkeler arasındaki İtalya da, Çernobil sonrası kapattığı 4 nükleer santralin yerine yenilerini yapmayı planlıyordu. Görünüşe bakılırsa bu da artık kolay değil. Yüksek Mahkeme “nükleer santrallerin kurulması” konusunda referanduma gidilmesi gerektiğine karar verdi.
Hatırlamakta yarar var... 1987’de yapılan halk oylaması “ülkedeki 4 reaktörün kapatılması” sonucunu vermişti.

8 ÜLKEDEN ORTAK BİLDİRİ
AVRUPA’da yaşanan ilginç bir gelişme de Avusturya, Yunanistan, İrlanda, Letonya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Malta ve Portekiz’den gelen resmi delegasyonların açıkladığı “nükleer karşıtı ortak bildiriydi.”
Bu bildiri“nükleer endüstrinin yoluna kocaman bir taş” daha koydu.
“Nükleer santralleri kapatma kararları” devam eden İspanya ve Belçika’yı, hiç nükleer santrali olmayan Danimarka, Norveç’i de bu resme ekleyin.

KONUŞAMAYAN HALKLAR
ULUSLARARASI Atom Enerjisi Ajansı’nın listesinde yapım aşamasında 64 yeni reaktör var. Bunların 27’si Çin’de, 11’i Rusya’da, 10’u Güney Kore ve Hindistan’da yer alıyor.
Geriye 16 reaktör kalıyor. Bunların sadece 2 tanesi Batı Avrupa’da (Fransa ve Finlandiya).
Kısacası, “çevresel kaygıları sınırlı” ya da “sırlandırılmış” ve “halkın karar mekanizmalarına katılma kültürünün gelişmediği” ülkelerde, nükleer enerji daha kolay yol alıyor.
“Yenilenebilir enerji” ve “enerji verimliliğiyle” ilgili çalışmaların artması da nükleer santraller yolunu yokuşa sürmekte.
Ekonomi penceresinden baktığınızda, “yenilenebilir enerji kaynaklarından gün geçtikçe daha ucuza elde edilen enerji” artık giderek nükleer enerjinin elini kolunu bağlıyor.