Sadi Celil Cengiz’in senaryosunu yazdığı ve başrolünü oynadığı filmde Tuğçe Kurşunoğlu da bir muhabiri canlandırıyor.
Film Çarşamba’da geçiyor.
Yerel televizyonların ilk çıktığı dönemin heyecanını yansıtıyor.
Bu haftaki konuklarım onlar. Ve olayları çözmek için bir avukata ihtiyaç var dedik, aynı zamanda avukatlık da yapmış olan sanatçı Ebru Polat’ı da
konuk aldık.
Programa keyifli başlıyoruz Ebru’dan Çilli Bom’la...
1000 YEMEK...
GERİDE kalan çarşamba dünyadaki toplam 1000 Fransa başkonsolosluğu ve konsolosluğunda, 1000 şef tarafından “Fransa mutfağı” geceleri düzenlendi.
Dünyanın “en iyi mutfağı” olduğu kabul edilen Fransa’nın lezzetleri sunuldu.
Ben de Shangri-La’nın şefi Olivier Pistre ve ekibinin sunduğu lezzetleri İstanbul Fransız Sarayı’nda tadanlar arasındaydım. Nefisti. “Yediklerini değil, gördüklerini anlat” söylemimiz gereği izlenimlerimi yansıtayım...
ASMALARLA DANS
GENÇ ve güzel bir kadın Sibel Kutman. Amerika’da “dans” eğitimi almış. “Dans” belki de Porto Rikolu anneannesi nedeniyle genlerinde var. Tutkusu, gelecek hayalleri hep “dans...” Fakat…
Türkiye’ye gelince kendini ülkenin en eski ve büyük iki şarap üreticisinden biri olan Doluca’nın başında buluyor. Yıllardır o bir “şarapların leydisi...”
Evinin en alt katı stüdyo. Hâlâ dans ediyor ama sadece kendisi için. Asıl işi ise DOLUCA...
90’INCI YIL
TÜRKİYE’de 90’ıncı, 100’üncü yıllarına erişebilmiş kaç şirket var? Doluca Şarapları bu yıl 90 yaşında. Kendine ait 3 bin dönüm bağları var. Ayrıca...
Başka “kontrollü bağlardan da” alım yapıyor.
Kapasitesi yılda
15 milyon şişe... Kurucusu Nihat Kutman babası tarafından Almanya’ya mühendislik okumak için gönderilmiş ama o yemyeşil bağlara âşık olup “şarap
eğitimi” almış.
Yurda dönüşünde de şarap üretimine başlamış.
Kavaklıdere ile hemen hemen aynı yıllarda.
Dönemin Meclis’inde Kavaklıdere’nin kurucusu Cenap And’la birlikte birer konuşma yaparak Türkiye coğrafyasının dünya şarapçılık tarihinde “ilk” olduğuna vurgu yapmışlar.
Biri Anadolu, diğeri Trakya bağlarında şarapçılığın Türk ekonomisi için geleceğini anlatmışlar.
.......................
Nereden nereye!..
.......................
Perşembe gecesi Sibel Kutman’la birlikte Park Şamdan’da Doluca’nın lezzetlerini yudumladık. Son birkaç ayda uluslararası altın madalyalar almış olanları da...
Sibel’den ilginç gözlemler ve anılar da dinledik. Örneğin...
Dedesi zamanında üretilen Doluca’lar gemilerle Galata’ya götürülür, boş fıçılar alınırmış.
Mürefte önünde ise, gemilerin yanaşacağı iskele olmadığı için boş fıçılar denize atılırmış. Dalgalar ve akıntının sahile sürüklediği o fıçılar toplanır yeniden üretim merkezine taşınırmış.
Şimdilerde artık bağlarda tadıma gelenlerin kalacakları
5 yıldız seviyesinde butik
oteller bile var.
ŞAMPANYA KÖPÜĞÜ ADAM
ÇILGIN milyarder diye anılan Richard Branson ile Raffles Hotel’de “sohbet” imkânı oldu. Adam yaşamı şampanya gibi köpürtüyor ve lezzetini yudumluyor. Bazen de “fondip” yapıyor. Okul falan bitirmeden girişimcilikle ve cesaretle kurduğu şirketler dolar matbaası gibi çalışmakta. O da yaşamın tadını çıkarmakta.
Galapagos adalarında doğayla kucak kucağa geçen aylar... Balonla dünya turunu neredeyse- tamamlamak... Dünyanın en derin deniz çukuru “Mariana”ya dalış yapmak... Virgin Atlantic Challenger adlı yatıyla Atlantik’ en kısa sürede geçerek kupayı kaldırmak... Ve şimdi de uzay yolculukları projesi...
11 ay sonra gerçekleşecek. Adam başı 250 bin dolar.
3 saat yörüngede dönüş...
Bir sonraki aşama bu yörünge üzerinde bir butik uzay oteli.
Fatih Altaylı’ya “5 yolcu getir, 6’ncısı sana bonus” dedi.
Ben “Kaç taksit yapıyorsun” diye sordum. “Taksit yokmuş”, bizim bankalar bir güzellik
yapar herhalde.
Bundan güzel reklam mı olur bir banka için.