Resmi tarihin bir de “öteki tarih” yüzü vardır. Bunlar “resmi tarihin” satır aralarıdır.
Bu günleri daha iyi anlamak için “öteki tarih” de bilinmelidir.
***
4-11 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi’nden hemen sonra hazırlanan “Amasya Buluşması” protokolleri önemlidir.
Osmanlı adına Bahriye Nazırı Salih Paşa ve padişahın başyaveri Naci Paşa ile Anadolu ve Rumeli müdafaa-i hukuk Cemiyeti adına Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Bekir Sami Bey Amasya’da buluşmuşlardı.
Tarih 18-22 Ekim 1919.
Konu ülke ve bu arada Kürt sorunuydu.
Burada 3’ü kayıt ve imza altına alınmış 5 protokol hazırlanmıştı.
2 gizli protokolün metni hala bilinmiyor.
Ama...
Kürt sorunuyla da ilgili oldukları anlaşılıyor.
IRK HUKUKU
GÖZLERDEN saklanan cümleler aşağıda koyu renkli (sadeleştirilerek aktarılan) cümlelerdi:
Beyannamenin (Sivas Kongresi Sonuç Bildirisi kastediliyor) birinci maddesinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun düşünülen ve kabul edilen sınırının “Türk ve Kürtlerin oturduğu araziyi kapsadığı ve Kürtlerin Osmanlı toplumundan ayrılmasının imkansızlığı izah edildikten sonra bu sınırın” en asgari bir talep olarak kabul edilmesinin lüzumu müştereken kabul edildi.
“Bununla birlikte Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırk hukuku ve sosyal haklar bakımından daha iyi duruma getirilmelerine izin verilmesi ve yabancılar tarafından” Kürtlerin bağımsızlığını gerçekleştirme amacını güder gibi görünerek yapılmakta olunan karıştırıcılığın önüne geçmek için “bu hususun şimdiden Kürtlerce bilinmesi hususu” uygun görüldü.
Protokoldeki bu ifadelerin en önemli yanı, Kürtlerin “ırk hukuku” tanımıyla, onların farklı bir etnisiteden geldiklerinin Mustafa Kemal ve muhatapları tarafından kabul edilmesiydi.
Ancak...
Bu vaatlerin, Kürtleri Milli Mücadele’ye katmak için verildiği açıktı.
Bu sansürü 40 yıl sonra tarihçi Faik Reşit Unat gün ışığına çıkarmıştı.
Fakat...
Kürtlerin bu tür tartışmalara girebileceği cesaret verici ortam yoktu.
“Özerklik” vaadi var mıydı?
1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun “İdare” başlığı altında toplanan 12 maddesi, “vilayet ve kazaların özerkliğinin nasıl hayata geçirileceğine” ayrılmıştı.
Etnik temele dayalı bir “özerklikten” söz edilmediği halde bazı Kürt çevreleri tarafından “Anayasa ile Kürtlere özerklik verildiği” yorumları yapıldı.
1921 Anayasası’nın kısa sürmesi, bu 12 maddenin bir yandan Kürtleri Milli Mücadele’ye kazanmak öte yandan silah ve para desteği veren Sovyetler Birliği’ni etkilemek için konulduğunu düşündürüyor.
TEK BELGE
TBMM zabıtlarına geçmiş “Kürtlere özerklik” konulu tek belge 27 Haziran 1921 tarihli El Cezire (Irak) cephesi komutanlığına yazılı talimattır:
Kürdistan bölgesinde doğrudan halkın oluşturacağı yerel yönetimlerin kurulması konusunda El Cezire komutanlığı yetkili kılınıyordu.
Mustafa Kemal imzalıydı.
Amacı “bölgedeki huzursuzluğu fırsat bilen Fransız ve İngilizlerin Kürt meselesine müdahil olmasını engellemek için Kürtlere kademeli olarak özerklik tanınacağı” izlenimini vermekte.
KÜRTLER DE SANSÜR YAPAR
İZMİT Kasrı’nda 16 Ocak akşamı başlayıp 17 Ocak sabahına kadar süren bir basın sohbetine Mustafa Kemal ve dönemin ünlü gazetecileri katılmıştı.
Orada Kürtler için şöyle demiş:
Türkiye’nin halkı söz konusu olurken onları da beraber etmek gerekir.
İfade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait sorun yaratmaları daima mümkündür.
Şimdi TBMM, hem Kürtlerin hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmuştur. Ve bu iki unsur, bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmişlerdir.
Yani onlar bilirler ki, bu ortak bir şeydir ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.’
***
Aslında bu konuşmanın bir de daha önceki cümleleri vardır ki Kürt unsurlar da bunları yansıtmak istememişlerdir:
“..............bizim milli sınırlarımız içinde var olan Kürt unsurlar o şekilde yerleşmişlerdir ki pek az yerler de yoğundur.
Fakat yoğunluklarını kaybede kaybede ve Türk unsurunun içine gire gire öyle bir sınır doğmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek gerekir.”
***
Çözüm sürecinde “ilk” ve “küçük” adım olan PKK’nın sınır ötesine çekilmesi aslında tarih için “büyük” adımdır.
***
Not: Yukarıdaki yazı için Ayşe Hür’ün Profil Yayınları’ndan önemli kitabı “ÖTEKİ TARİH 2”den yararlandım.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025