1980’li yıllardı. Zamanın en çok satan gazetesi Güneş’i yönetiyordum.
Bir hafta sonu Yeniköy’den arkadaşlarım Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller gazeteye geldiler.
Özer o zaman banka yöneticisiydi.
Laflarken, Tansu Çiller, eşinin bilmediğimiz bir özelliğini ağzından kaçırdı.
“Okumak ve yazı tutkunuymuş. Birikmiş yazıları varmış.”
İzleyen günlerde o yazıların bazılarını -ricam üzerine- gönderdiler.
Gerçekten ilginçti.
Değişik ve işlenmeyen bir başka dünyayı yansıtıyordu.
“Gazetede yazar mısın?” teklifini yaptım.
Kabul etti.
Başladı.
Bir okuyucu kitlesi oluştu.
Prof. Selçuk Erez’in başlığı “sağlık” olmakla beraber edebiyatı, sanatı, güncel olayları kadın - erkek ilişkilerini ve daha pek çok alanı sağlık anlatımlarıyla harmanlayan yazıları ile Özer Çiller’in yazıları gerçekten ilgiyle okunuyordu.
Çünkü çok farklı şeyler işliyorlardı.
..........................
Özer Çiller daha sonraları kitap yazmaya başladı.
Sayısını veremeyeceğim kadar kitapları yayımlandı.
Bunların bir kısmının gelirlerini hayır kurumlarına bağışladı.
Kitaplarının konuları araştırmalara, Türkiye kamuoyuyla paylaşılmamış bulgulara, analizlere, sonuçlara dayalıydı/dayalıdır.
Örneğin...
“Tanrı zerreciği” çıkışlı ve inançla, yaradanla, teolojik görüşleri bilimsel araştırmalarla bütünleştiren kitabı.
.........................
Özer Çiller son kitaplarından “Infotheism/God’s Information”ı, Türkiye’yi ziyaret eden Papa Francis’e gönderdi.
“Kutsal Kral” anlamında “His Holliness” diye başlayan takdim yazısıyla birlikte “dualarının/ duacılarının dinler arası diyaloğu pekiştirmesi” dileğinde bulunuyor.
Bir Türk’ün hele bir Başbakan eşinin böyle bir kitap yazması, Papa’ya anlamlı bir Türkiye hediyesi.
Papa bir halk adamı...
Bir entelektüel...
Dinler arası diyaloğa ve bunun dünya insanlığına olası katkısına inanan bir kişilik.
Bir Katolik ruhani lider olarak İstanbul’daki diğer güçlü Hıristiyan mezhebi Ortodoksların ruhani (Patrik) lideriyle kucaklaşması da önemli.
“Ayrılıkları, karşıtlıkları sürdürecek lükse sahip değiliz” söylemi de Francis’in...
.........................
Entelektüel ürünlerin Türkiye tanıtımına katkısına bir başka örnek de vermek isterim.
Artık göürnmezler âlemine geçmiş olan sevgili İsmail Cem bir fotoğraf ustasıydı.
Dışişleri Bakanı’yken onun çektiği fotoğrafların toplandığı bir kitabı basılmıştı.
O sırada Türkiye’nin BM Büyükelçisi Volkan Vural odasında Cem’in bu kitabını gösterdi.
Ve şöyle dedi:
“İsmail Cem Bey’in BM’ye geldiğinde görüşeceği yabancı devlet adamlarına randevudan önce bu kitaplardan gönderiyoruz.
Çok olumlu bir ‘ön fikir’ oluşuyor.
Görüşmelerde sanattan da bahsediyorlar.”
Cem’e de buradan selam olsun.
Onun veya Özer Çiller için farklı siyasi görüşlerle, farklı değerlendirmeler yapabilirsiniz.
Fakat...
Bu anlattıklarımın merceğinden de bakılmalı.
..........................
Keşke dış politikada da ve şu geçmekte olduğumuz “demokratik çözüm sürecinde” de belirleyici konumdaki “siyaset aktörleri” kâğıt ve mürekkeple kadim dost olsalar.