Bir söyleşimizde şöyle demişti:"Ulus devlet olmayı başaramadık. Kabul edelim ki hakikat bu. O zaman Türkiye'yi bütün halinde tutmak için Müslümanlık elimizdeki tek referans..."Bunları söylediğinde PKK'nın yeniden saldırıları tırmandırdığı, tam azgınlaştığı süreçti.Özal, henüz "Güneydoğu'da soruna siyasal çözüm" ya da "Federalizmi de konuşmalıyız" gibi nabız yoklamalarına başlamış değildi. Ortak payda gördüğü "İslam referansına" odaklanmıştı.....................Ancak... "İslam" şemsiyesinin ayrılıkçı terörün sert rüzgârlarına dayanmayacağını, yırtıldığını görmüş olmalı ki, masa altından, çaktırmadan dirsek temasları arayarak çıkar yol arayışlarına geçti.....................Aradan 20 yıla yakın süre geçtikten sonra ne ilginçtir ki, Başbakan Erdoğan da ülke bütünlüğü için, toplumun ortak paydası olarak gördüğü "İslam" referansına yönelmiş bulunuyor.Sorgulanması gerekir.- Türkiye, anlaşılan 20 yılda hâlâ başbakanın önüne bu devletin ülkesi ve ulusuyla bir ve bütün halinde tutulacağı tutarlı formül koyabilmiş değil... Ya da tam tersi... Özal'dan 20 yıl sonra göreve gelen Başbakan bile 20 yıl öncesinin yetersizliği test edilmiş referansından başka formül üretemiyor.Türkiye'ye 20 yıldır patinaj yaptırılıyor.- "Referansımız İslam" noktasından "referans İslam" noktasına gelinmiş olması sadece "mız" takısından feragat etmiş gibi görünmekle beraber, aslında daha da düşündürücü bir genişleme...Bu kez referans, "tüm ülke/tüm toplum" oluyor......................Laik Türkiye'de "din" politika söylemlerine çok sık sokulmaya başlandı, tıpkı "milliyet, milliyetçilik, Türk, Kürt, Türkiyelilik, Kürt sorunu" gibi...Bu söylemler, her gün birkaç kez tekrarlandığında aşınır, sosyal sarsıntılar yaratır. Toplum psikolojisi bozulur.Çok mıncıklanmaması gereken, saygın duruşları olması gereken değerlerdir bunlar.....................Birkaç satır da "dinin birleştirici olabileceği" yolundaki söylem için..."Referans İslam" şemsiyesi altında aynı coğrafyada bütünlük sağlamayı daha önce Sultan Abdülhamit de denemişti.Ancak Abdülhamit dönemi ve sonrasında "İslam" ortak paydası, bütünlüğü sağlamaya yeterli oldu mu?Olsaydı, Osmanlı topraklarından Suudi Arabistan Krallığı, Yemen, Körfez Şeyhlikleri, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan doğar mıydı? Daha önceleri de Mısır'ın bayrak açmasını, Kuzey Irak'taki toprakların elden çıkmasını "İslam referansı" önleyebilmiş miydi?Bugün Türkiye'de siyasal formül arayanlara çözüm referansı olarak "İslam" gösterilirse, farklı söylemlerin sahipleri, Erbakan'ın deyimiyle "patates dininden" mi sayılacaklardır?Bunlar çok tehlikeli yaklaşımlar.......................Türkiye insanının büyük çoğunluğu için "İslam" devlet işlerinden ayırılması, siyasal görüşlerle karıştırılmaması gereken "inanç" referansıdır.Demokratik diyalogları ve arayışları din ölçütlerine vurmaya kalkışmak yarınlarda tartışmaları önce din eksenine, ardından "mezhep" farklılıklarına ve tarikatlara kaydırabilir.Onları karşı karşıya getirme tehlikesi yaratabilir.Son 1 aylık yazılarımda en az 3 kez Başbakan Erdoğan'a, "kültür derinliği olan sosyal psikologlardan danışmanlar bulmasını" öneriyorum.Türkiye'nin kaymakta olduğu zemin, aklı başında ve sorumluluk sahibi olanların uykularını kaçıracak kadar ciddidir.Bakınız giderek yoğunlaşan mesaj ne?.."İktisadi krizler aşılır/aşılmıştır. Asıl kaygılandıran, ayrılıkçı terörün dönüşmekte olduğu taban hareketidir. Tabanda kitlelerin karşı karşıya getirilme olasılığıdır. Türkiye'yi Allah bundan korusun."Türkiye insanının referansı giderek "kaygı" oluyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Başbakan Erdoğan'ın "İslam bütünleştirir" söylemini, yıllar önce dönemin Başbakanı Turgut Özal'dan da dinlemiştim.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025