DÜN “Öğretmenler Günü”ydü.
Yaşamımda iki öğretmenimin özel yeri vardır.
İlkokuldaki Hatice öğretmenim.
Aydın Güven Gürkan ve Uğur Mumcu’nun da okudukları Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi’nde Tarih öğretmenim Refet Angın.
Yüreklerimizi sımsıcak avuçlarının içinde tutardı.
Refet Hocam ilk Öğretmenler Günü’nde yılın öğretmeni seçilmiştir.
1915 doğumluydu.
Cumhuriyet’ten büyüktü yaşı.
Ama...
“Başöğretmen” Atatürk’ün ilkelerine bağlı. Cumhuriyet’in çocuğuydu.
İlginç de bir öyküsü vardır.
......................
Mustafa Kemal Atatürk ile yolları birçok kez kesişen Refet Angın, birinci karşılaşması olan ilkokul yıllarında Atatürk’ün “Büyüyünce ne olacaksın çocuk?” sözüne, “Öğretmen” diye cevap verir. İkinci karşılaşmalarında ise Öğretmen Okulu öğrencisidir ve Atatürk’e “Bakın sözümü tuttum Paşam. Öğretmen olacağım işte” dediğinde, Atatürk onun Gelibolu’daki küçük kız olduğunu derhal hatırlar ve bunu belirterek, ne öğretmeni olmak istediğini sorar. “Matematik” cevabını alınca “Hayır, tarih öğretmeni olacaksın. Çünkü nesillere tarihlerini öğretmek en önemli vazifedir” sözü üzerine Refet Angın, tarih öğretmeni olmaya karar verir.
......................
Yazıya bu iki öğretmenimi anarak başladım.
Onlar artık “görünmezler gezegeninde.”
Bizimle beraber olan öğretmenlerimiz için yazarken yüreğim sızlıyor.
Elimde “Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası” tarafından yapılmış bir araştırma var.
Böyle mi teşekkür etmeliyiz bu kutsal mesleğin insanlarına?
......................
Sonuçlara bakın:
- “Mesleğimden elde ettiğim gelirlerim yetersiz.” (Yüzde 93)
- “Gelirimdeki yetersizlik mesleki verimimi düşürüyor.” (Yüzde 84)
- “Ek ders ücretleri yetersiz.” (Yüzde 91) O kadar ki ek ders ödemeleri kesilmesin diye öğretmenlerin yüzde 87’si hasta raporlarını işleme koydurmuyor.
- “Kazandığım parayla çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayamıyorum.” (Yüzde 68) Kısmen karşılayanlar Yüzde 22.
- “Gelirlerimin yetersizliği nedeniyle mesleğime motive olmakta zorlanıyorum.” (Yüzde 73)
- “Gelirlerimdeki yetersizlik psikolojik sorunlar yaşamama neden oluyor.” (Yüzde 61)
- “Daha çok para kazanacağım bir iş olursa mesleğimi bırakabilirim.” (Yüzde 69)
- “Gelirimdeki yetersizlik nedeniyle mesleğimin saygınlığı azalıyor.” (Yüzde 89)
- “Gelirim öğrencilerime örnek olabilecek şekilde giyinmem için yeterli olmuyor.” (Yüzde 86)
- “Son 10 yılda alım gücüm düştü.” (Yüzde 86)
Öğretmenlere siyasal mobingi... Onların bazılarının ikinci iş olarak seyyar satıcılık bile yaptıklarını... Ve daha başka dramlarını yazmıyorum.
....................
Bu psikolojiye ittiğimiz öğretmenlere ulusun en önemli varlığı olan çocuklarımızı eğitmek misyonunu yüklüyoruz.
Bütün bu yakınmalara karşın onların büyük çoğunluğu gene de bütün değerlerini öğrencilerine sunuyor.
Elbette bu ülkede bütün çalışanların gelirlerinden mutlu oldukları söylenemez.
Hatta sadece “iş bulabilmiş olmak” bile şans.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan kadro bekleyen yüz binlerce öğretmen adayını da hatırlayın.
Ama...
Öğretmenler Günü’nde bu güzel ve fedakâr insanlarımızın durumunu da ortaya koymakta fayda var.
Hepsine sevgi, teşekkür ve saygı...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025