Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Diyorlarki...

“Türkiye’-nin şu halinde her şey tamam da bir anayasa mı kaldı uğraşacak?”

Katılmıyorum.

İşte tam da bu nedenle“yeni anayasa” gerek.

Türkiye’nin şirazesi bozulmuş.

Vidaları yerinden oynamış.

Çivileri çıkmış.

Ayar tutmuyor.

........................

Öyle birkaç “kozmetik fırça dokunuşuyla” ya da “botoks iğnesiyle”eşkali yerine gelmez.

Orasına burasına tahta çakmakla da olmaz.

Tepeden tırnağa baştan yapılanması gerekiyor.

Adam gibi...

Onun için de 2015 Türkiye’sinin ihtiyaçlarına göre ve geleceğin ihtiyaçları da öngörülerek “yeni anayasa” gerekir.

Haberin Devamı

Bu da bir“sivil anayasa” olacaktır.

........................

Peki ama nasıl?

Genel çerçevesi “bütün kurallarıyla ve kurumlarıyla tam işleyen demokrasi”olmalıdır.

Genelde bu...

Türkiye özelinde ise giderek Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünü tehdide yönelen PKK sorununa demokratik çözüm katkısıdır.

Özellikle“özerk bölgeler” ve “özel yönetimler” gibi kavramların telaffuzu yoğunlaşırken, çözüm sadece “güvenlik güçleriyle” sınırlı olamaz.

Sosyal, kültürel, kimliksel, ekonomik boyutların tümünü kapsayan siyasal yaklaşım yeni anayasaya yansımalıdır.

Böylece Türkiye yeniden yapılanmış olur.

........................

Burada “hukuk devleti” yeni anayasanın çıpası gibidir.

Fırtınalı havalarda dalgalar kabarırken Türkiye’nin savrulmasını önleyen güvencedir.

Özgül ağırlıktır.

3 çatalı birbirinden bağımsız “yasama, yürütme, yargı”dır.

........................

Devletin “olması gereken” yeni devlet tanımı böyle.

Peki...

Hangi sistem?

İster “parlamenter”, ister“başkanlık” ya da Fransa’daki “yarı başkanlık...”

Birincisiyle, daha doğrusu, birincisinin bozulmuş türevlerini 10 yıllardır yaşayarak tanıdık.

İkincisine ise yabancıyız.

Eğer ABD’de olduğu gibi “fren denge” sistemi tam uygulanırsa “başkanlık”da bir formüldür.

Ama...

“Türk tipi başkanlık”diyenlere katılmak mümkün değil.

Tıpkı muz cumhuriyetleri ya da bazı Afrika cumhuriyetlerindeki “kendine özgü tek adam yaratan”başkanlık sistemlerine karşı olduğumuz gibi.

Tıpkı “yaşadığımız parlamenter sistemin”de “Türk tipine” dönüştürüldüğü için çektiğimiz sancılar yüzünden “değişmeli” ortak paydasında birleştiğimiz gibi.