Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BİR “Şişli’nin akıl almaz encamı” olaylar dizisine tanık oluyoruz.
İnönü Vakfı’nın düzenlediği gecede Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’yle karşılaşmıştık.
Ayaküstü konuşurken “Nişantaşı yılbaşı süslemelerinin bu kez neden yapılmadığını” sordum.
Cevabı şöyle oldu:
“Dışarıdakileri hiç ilgilendirmeyen, bizim kendi aramızda çözmemiz gereken bir iç sorunumuz var.”
İnönü’ye “Herkesin konuştuğu, sizinle Sarıgüller arasında ki sorun mu?” diye açtım.
Tek kelimelik cevap:
“Evet...”
Biraz daha deştim:
“Başkanlıktan ayrılacak mısınız, yoksa kalacak mısınız?”
İnönü kesin bir dille “kalacağını, bunda kararlı olduğunu” söyledi.
Ardından ilginç bulduğum bir ekleme yaptı:
“İnatçıyım. Amcam da inatçıydı. Dayatmaya gelemeyiz.”
Hayri İnönü’nün “Amcam da inatçıydı” derken kastettiği, merhum Erdal İnönü’ydü.
........................
“Küfür” ya da “tehdit” gibi ifadeleri olmadı.
Yanında eşi de vardı.
Ondan da böyle bir söylem gelmedi.
Ancak...
“Dayatma” derken neyi kastettiğini de sormadım.
Daha sonraki iddiaların konusu olan şeyler elbette aklımdan bile geçmedi de ondan.
Sadece “kulağıma gelen Hayri İnönü’nün kendi iradesini eyleme geçireme-diğiydi.”
Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül dün “Şişli Belediye Başkan Vekilliği ve Yardımcılığı görevlerinden istifa ettiğini” açıkladı.
Böylece sorun çözüldü mü / çözülecek mi?
Zor.
.........................
Şişli AK Parti’nin bir türlü alamadığı CHP kalelerinden biri.
Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy gibi Şişli de bir “simge...”
Fakat...
Sadece “beyaz Türk” direnci sanılmasın.
Mustafa Sarıgül kaç dönemdir Nişantaşı’nı da kapsayan Şişli de -hakkını teslim etmek gerekir ki- başarılıydı.
Seçimleri verdiği hizmetle bileğinin hakkıyla aldı.
Şimdi...
Bu “başarılı hizmet geleneği” sürecek mi kuşkusu zihinlere ekilmiş bir tohum.
.........................
Ayrıca olay Şişli boyutunu da aştı.
CHP’nin “algı” sorunu haline dönüşmekte.
Zaten “başarılı CHP Belediyesi” parmakla sayılacak kadar azken “vitrin” konumundaki Şişli için “kriz yönetimi” hiç de usta işi değil.

Haberin Devamı

GAZETECİ VE YARGI

Haberin Devamı

YARGIYA -evrensel bir kurum olarak- saygı, temel kuraldır.
Bunu vurguladıktan sonra 14 Aralık operasyonu ile “tutusuz yargılanmak üzere serbest bırakılanlar” ve “tutuklananlar” konusuna gireyim.
.......................
Gazeteciliğin bütün dallarında görev yaptım.
Sadece “polis muhabirliği” hariç.
O nedenle operasyona konu olan polisler hakkında yazacak kadar fikir ve deneyim sahibi değilim.
Ancak...
Mesleğim, avukat kimliğim, uluslararası basın kuruluşlarında da deneyimlerimle... Gazeteciliği fikir özgürlüklerinin temel unsurlarından biri olarak gören evrensel demokrasi ilkelerine inancımla...
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın “tutuksuz yargılama” kararını olumlu buluyorum.
Zaten bu görüşümü daha operasyonun ertesi günü bu köşede belirtmiştim.
Kapışma taraflarından ikisiyle de yakınlığım yok.
Ama...
İki köşe yazısı bir haberle, hem de 5 yıl sonra o gazete genel yayın yönetmeninin bırakın tutuklanmayı bir yana gözaltına alınmasını bile içime sindirememiştim.
Aynı görüşüm Hidayet Karaca için de geçerlidir.
Bundan öncesini, şimdiyi ve yarınları da kapsayan “Hukuk herkese lazım” kuralını tekrarlıyorum.