Önce, Diyarbakırlı müteahhit Mehmet Ali Altındağ'ın ifadesi Van Savcısı tarafından iddianameye konuldu. Kıyamet koptu.Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt'ı ve diğer komutanları çete kurmakla suçlayan bu ifadeyle patlayan gerilim, devlet krizi eşiğinden ancak yönetimin ve komutanların sağduyularıyla dönebildi.İfade, Van Savcısı'na doğrudan AKP'li Musa Sıvacıoğlu tarafından gönderilmişti.Ardından Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe'nin araştırma komisyonundaki ifadesi de basına sızdı ve yankılandı.Önce belirteyim ki...Altındağ'ın da Tekçe'nin de -medyada yer alan- ifadelerinin içeriğine kesinlikle katılmıyorum. Hatta karşıyım.Ancak... Meclis Araştırma Komisyonu'nda verilen ifadelerin böyle dışarı sızdırılması, hem yasama gelenekleri hem hukuk açısından düşündürücüdür............................Meclis'in bir bakıma yargıya yardımcı olacak ön çalışmaları, "soruşturma" ve "araştırma" komisyonlarıyla yürütülür.Soruşturma komisyonları, Meclis tarafından başbakanlar ve bakanlar için suç iddiaları üzerine kurulur, çalışmaları CMUK hükümlerine tabidir.Komisyon, savcılık makamı gibi görev yapar.İddiaları sabit bulursa, ilgili başbakan ya da bakanlar hakkında Yüce Divan'a gönderme önerisinde bulunur, karar TBMM'nindir.Araştırma komisyonları ise ne yazık ki, sağlam yaptırımlara dayalı bir düzenlemenin konusu değildir.Örneğin...İfadesine başvurulacak olan şahıslar, komisyonun davetine rağmen istemiyorlarsa gidip konuşmayabilirler. Kimse zorlayamaz.İfadelerin gizliliği ise çalışmalarda alınan kararlarla düzenlenir.Şemdinli komisyonu çalışmaları ve alınan ifadeler için de -bildiğimiz kadarıyla- bu karar alınmıştır.Ancak...İfadeler hem sızmış hem de bizzat komisyon başkanı tarafından Van Savcısı'na gönderilmiştir.Oysa...Bu ifadeler, Araştırma Komisyonu'nun raporunda yer alıncaya kadar "resmi" değere sahip değildir.Sadece komisyonda oylanan ve kabul edilen nihai rapor "bağlayıcı" olabilir.Diğer ifadeler rapor yayımlanıncaya kadar kilitli tutulur. Rapordan sonra da Meclis arşivine gönderilir...........................Şemdinli olaylarını araştırma komisyonunun nihai raporu henüz oylanmış, yayımlanmış değil ama "resmi" değeri olmadan orada verilen ifadeler böyle uluorta medyaya sızdırılır ve yayımlanırsa, bundan böyle oraya kim gelip de bildiklerini tam olarak anlatır?Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe, "tehditler almaya başladığını" söylüyor.Onun tam karşıtı doğrultuda tanıklık yapacak olanların da, ifadelerinin nasıl olsa sızacağı ve bu kez PKK ve yandaşlarından tehdit alacakları kaygısıyla konuşmamayı yeğlemeleri mümkündür...........................Bir diğer tehdit türü, içeride söylenenler nedeniyle savcıların dava açmaları tehlikesidir.Elbette 14'ü üye olmak üzere, uzmanlar ve diğer görevlilerden oluşan 30 kişi önünde suç niteliğinde ifadeler olmuşsa, yasalar uygulanır.Ama... Ne zaman?O konuşmalar nihai raporda yer alır. Yer almamışsa, rapor yayımlandıktan sonra savcı tarafından tutanakların verilmesi istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurulur, Adalet Bakanlığı, Meclis Başkanlığı'ndan, Meclis Başkanlığı da, araştırma komisyonundan tutanakları ister. Tutanaklar aynı süreçle savcıya ulaştırılır.Burada ise ilk olayda başkan, savcıya tutanak göndermiş. İkincisinde ise savcı, "doğrudan" komisyondan tutanak istiyor.Adalet Bakanlığı, Meclis Başkanlığı kademeleri devre dışı kalıyor.Oysa... Araştırma komisyonları yargı'ya değil, Meclis'e karşı sorumlu.Sadece Şemdinli için değil, gelecekte görev yapacak pek çok araştırma komisyonu için tehlikeli bir gelenek oluşabilir.İçtüzükte sağlam ve güven verici hüküm değişikliklerine gerek var. g.civaoglu@milliyet.com.tr Şemdinli olayları için TBMM Araştırma Komisyonu'nda "kaçak" var. İçeride verilen ifadeler, dışarı sızıyor.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025