International Herald Tribune gazetesinde Philip H. Gordon'a göre "tezkere" olayından hem ABD, hem Türkiye karlı çıktı. Gordon buna, "tarihin ironisi" diyor. Gordon "nasıl" sorusunun cevabını veriyor:
Önce ABD...
- "Tezkere geçseydi, ABD, Türkiye'ye vereceği 6 milyar dolar katkı ya da 20 milyar dolar kredi zorunluğundan kurtuldu.
- Tezkere geçseydi, Türkiye, Kuzey Irak'a çok sayıda asker gönderecekti. Kürt grupları tarafından, Türk askerlerine terör saldırıları olacaktı. Türkiye sert karşılıkta bulunacaktı. Büyük ve yaygın bir sorun oluşacaktı. ABD zorda kalacaktı. Şimdi, zaten orta ve Güney Irak'ta kendi askerlerine suikast saldırıları nedeniyle ABD'nin başı dertteyken, bir de Kuzey Irak, bela çıkaracaktı. Oysa hiç değilse Kuzey Irak'ta terör yok.
- Irak'ta kazanmak için, ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı olmadığı ortaya çıktı."
Türkiye'ye yararı için de Gordon'un satırlarından mesaj şöyle:
"Tezkerenin geçmemesi, ağır ABD baskısına karşın, Parlamento'nun demokrasi ve bağımsız kişilik zaferiydi. Türkiye'nin iç kamuoyunda, Arap kamuoyunda, hatta, Avrupa kamuoyunda olumlu izler bıraktı.
Türkiye'nin bu sonbahar tam üyelik görüşmelerinde AB, artık Türkiye'nin fazla ABD yanlısı ve demokrasi yetersizliği iddialarında bulunamayacak."
Gordon'un makalesinde işaret ettiği ABD'nin Türkiye'ye bakışı Türkiye iç kamuoyu, Arap alemi ve AB ülkeleri kamuoylarından çok farklı.
Son 10 yıldır Türkiye'nin ABD'deki imajı "en güvenilir dostlardan biri" idi.
Türkiye, neredeyse İngiltere kadar ABD dünya politikasıyla örtüşüyordu.
Buna karşılık da ABD, Türkiye'ye "tam" (bazı hınzırlıkları olmakla beraber) destek vermekteydi.
Örneğin...
IMF'yi Türkiye lehine yönlendirmek, Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemek, AB Savunma konseptinde Türkiye'nin de yer alması için baskı, Hazer Enerji Hattı..
Ancak, böyle bir Türkiye artık algılanmıyor ABD'de.
Sözgelişi...
Azerbeycan ve Gürcistan birlikleri güvenlik katkısı için Irak'a gitti bile.
Televizyon tartışmalarında Rusya, Fransa (evet o Irak savaşına en hararetli karşıt Fransa), Malezya, Kazakistan gibi ülkelerin de Irak'a birlikler göndermesi konuşulmakta ama Türkiye'nin adı bile geçmiyor.
Sebep...
Tezkere sicili bozuk... Güven sarsılmış.
Üst düzeyde, Türkiye'nin iç dinamikleri biliniyor elbette... Fakat onlar için sonuç önemli görülüyor.
Şu son durumda da, önümüzdeki MGK toplantısı referans olacak. O tarih dolaylarında eylülün ilk haftasına kadar Türkiye karar alırsa iyi... Almazsa artık ABD'yi pek de fazla ilgilendirmeyecek gibi bir hava var.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Rice da bu havayı vermekte.
BM kararıyla ve BM güçleri arasında Türk askeri orada olursa, bunu ABD partnerliği gereği değil, diğer bir dizi ülkeyle aynı statü olarak değerlendirecekler.
Yeniden Gordon'un yazısına dönelim.
Ona göre Türkiye gene de hala vazgeçilmez bir değer.
Şöyle ki:
- ABD'nin en büyük başağrısı İsrail - Filistin anlaşmazlığı. Her ikisine de çok yakın tek ülke Türkiye barış için yararlı olabilir.
- Halkı büyük çoğunluğuyla Müslüman olan Türkiye, demokratik yapısı ile ABD'nin başta Irak olmak üzere Ortadoğu'nun İslam ülkelerine "model" olabilir.
İslam motifleri ağırlıklı bu hükümet, Arap alemi için daha az itici olacaktır.
İslam - demokrasi - refah üçgeninin mümkün olduğunu Türkiye modeli ortaya koymakta.
Kısacası...
Türkiye, uzun yıllardır, askeri nedenlerle olan vazgeçilmezliğini bu boyutlarla daha güçlü sürdürecektir.
Dikkat...
Irak'a asker göndermek ile Türkiye'nin askeri nedenle stratejik konumu ayrı şeylerdir.
.....
Not: P. H. Gordon'un bu çok ilginç yazısının tam metni RADİKAL Gazetesi sayfa 8'de.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025