Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bunu siyasete yansıtarak şöyle diyebiliriz:'Hükümet olmak için sandıktan çoğunluk oyları çıkarmak beceri işidir. Devlet yönetmek, kültürü gerektirir.'Yazıya neden böyle bir giriş?..Örnek çok ama içlerinden biri çok duyarlı dengeleri koruyarak geride kalan nesillerden, gelecek nesillere uzanan "devlet yönetim kültürünü" gerektiriyor.Siyasetin esası/esansı, "sorunları sorun olmadan çözmektir." Yoksa..."Kürt sorunu" gibi bir söylemi, en üst düzeyde dile getirmek değil.Bu yanlışın kaleydoskop gibi açıyı değiştirdikçe gözlere yansıyan görüntüleri var.Yerel dillerde ve elbette "Kürtçe" TV yayını o görüntülerden biri......................Roj TV'nin ne yayınlarını, ne de onun arkasındaki PKK'nın zihniyetini paylaşırım. Görüşlerim, her ikisinin de kesinlikle karşısındadır. Ancak... Sanıyorum...Roj TV'nin sponsoru, "yasakçı" zihniyettir. Promosyonu ise, yayın merkezinin bulunduğu ülkelere Türkiye'nin "kapattırma baskıları..."Marjinal bir TV yayını olarak kalacakken, istemeyerek de olsa bu televizyon şişirilmekte ve neredeyse "efsane" imajı çizilmekte. Bu köşede sık sık dile getirdiğim "devlet yönetimi yanlışı" iyi bir "siyaset psikoloğundan yoksunluktur."Öyle olmasa, bir sürü marjinal PKK yayınından biri olarak kalabilecek Roj TV, Ankara'nın bir türlü başa çıkamadığı, üstesinden gelemediği "kuvvet" gibi algılanacak dokunulmazlığa erişebilir miydi?Tam üyelik görüşmelerine başladığı AB ülkelerinde yayın yapan bir TV için Türkiye, bütünleşeceği, aynı yazgıyı paylaşacağı dostlarına "Beni bölmek isteyen bu TV'yi kapatın" diye başvuruyor, kıyametler kopartıyor ama başaramıyor. İşte görüntü bu...Böyle bir reklamı, promosyonu o TV, nasıl bulabilirdi?.......................- Türkiye, hem yasakçı gibi algılanmıştır. Danimarka'da bu manzara dile getirilmiştir de.Danimarka Başbakanı, Türkiye Başbakanı ile birlikte basın toplantısında "ülkesinde fikir özgürlükleri olduğunu, Roj TV temsilcisini salondan çıkarttırmayacağını," Türkiye Başbakanı'nın salonu terk edeceği tehdidine rağmen söyleyebilmiştir.- Türkiye Başbakanı ile bir TV muhabiri nasıl aynı terazinin kefelerinde gösterilebilir?- Üstelik bu gereksiz bilek güreşinde Türkiye ne yazık ki, galip gelmiş görünmüyor.........................Eğer Roj TV için tıpkı PKK için olduğu gibi uluslararası bir mücadele yapılması gerekiyorsa, bunun, devletten devlete sessiz, derinden ve diplomatik kanallarla olması gerekirdi. Aleni bir politikanın "sözünü geçirememiş" konuma girme riski görülebilmeliydi.........................Bu bağlamda RTÜK'ün yerel ve bölgesel yayın kuruluşlarına Kürtçeyi de kapsayan anadilde yayın izni verme kararı olumludur.Diyarbakır'da SÖZ TV ve Şanlıurfa Medya FM, Kürtçe (Kırmançi-Zazaca) ve Arapça haber, belgesel ve müzik yayını yapabilecek.Şimdilik iki TV ve kısıtlı saatlerde yayın öngörülmekte.Keşke bu kısıtlamalar da olmasa...Önemli olan "adet" değil, "Anayasa'nın genel ilkelerine, milli güvenliğe, Cumhuriyet'in Anayasa'da belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne uygun yayının" ödünsüz ve etkin denetiminin gerçekleşmesidir.ABD'de, AB'de çeşitli dillerde yayınların temel ilkesi de aynıdır.Türkiye, doğru bir tercih yapmıştır."Yasak" mıknatıstır. Çeker. RTÜK'ün kararı, bu psikolojik gerçeğin gereğidir.Bir zamanlar Kürtçe türküler de yasaktı. El altından kasetler, CD'ler kapış kapış gidiyordu. Serbest bırakıldı... Ne oldu? Kürtçe öğretim yapacak dershaneler serbest bırakıldı. Ne oldu? Yasaklar kalktıkça Kürtçülük politikasının kozları devalüe oluyor.Buna karşılık, aynı ülkenin insanları olarak bizler, birbirimizi daha çok tanıyor, kültürlerimizi harmanlıyor, barış içinde ortak yaşamın tadını çıkarmayı keşfediyoruz. g.civaoglu@milliyet.com.tr "Para kazanmak beceri gerektirir. Parayı iyi harcamak ise kültürü gerektirir."