Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BÜYÜK yazar, büyük insan Yaşar Kemal dün toprağa verildi.
Nebil Özgentürk’ün “Yaşar Kemal” belgeselinde, onunla yaptığı söyleşiden şu dört söylemini yansıtmak istiyorum.
- “Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı çok büyük iş, bir millet yarattı. Bir ulus yarattı.”
- “Türk Tarih Kurumu’nu kurdu. Dil Kurumu’nu kurdu, kendi parasıyla kurdu. Ve yeni bir dil yaratıldı Türkiye’de, zenginleştirildi dil, o günden bugüne bizim dil fakirleşmedi. Allah bin razı olsun o adamlardan, Mustafa Kemal’lerden, İsmet Paşa’lardan, Hasan Ali Yücel, Sabahattin Eyüboğlu’ndan, bunlar bize büyük olanaklar getirdiler.
Ve nasıl güçlüklerle kurduğunu Atatürk’ün bir bilsen sen. Dünyadaki bütün Türkologları toplayıp, dünyadaki bütün din âlimlerini, bilim adamlarını toplayıp, neler çekti. “
- “1950’de halkın verdiği oy yanlış bir oydu.
Olabilir de yanlış bir oy, çünkü çok çekmiş bir halktı. Ama bu adamların kimse bilmezdi ki karşı devrim yaptığını. Ve gelir gelmez karşı devrim yaptı bunlar. (Demokrat Parti)
Köy Enstitülerini kapattı, halk evlerini kapattı, hiçbir şey bırakmadı büyük devrime ait, neredeyse şapkayı değiştirecekti, fes takacaktı.
Demokrat Parti herkesin zannettiği gibi bir demokrasi gelişmesi değil, bir karşı devrimdir o. Her şeyiyle bir karşı devrim.”
- “Mustafa Kemal bir diktatör olsaydı Serbest Fırka’yı kurdurmaz, kendi canına kasteden Terakkiperver Fırka’sını da kurdurmazdı.
Bunlar demokrat insanlardı.
İsmet Paşa şu zorunlulukla kurduruyor hayır, Mustafa Kemal’in arkadaşı olduğu için, insanlarına, ülkesine saygı duyduğu için demokrasiyi kurdurdu.”
.........................
BU sözlerin sahibi Yaşar Kemal de bir devrimcidir.
“Marksist” denebilecek bir sol devrimci.
Onun Atatürk’ü “büyük devrimci” olarak tanımlaması çok önemli.
Yaşar Kemal’in bu “tahlili” son yılların bazı sol kesimlerinde ve bazı liberaller arasında “Atatürk devrimlerini” itibarsızlaştırmak tasarımcılarına ve takipçilerine “Bir daha düşün” işaretidir.
Yazarlığının yanı sıra “Kürt sorunu” hayatının diğer yarısı olan Yaşar Kemal bakın soyadında “Türk” olan Mustafa Kemal’in “bir millet, bir ulus” yarattığını söyleyebiliyor.
Koca çınar, Atatürk’ün kurduğu Türkiye’de Türk’ün bütün bileşenleriyle yani Kürt’ü, Türk’ü diğer etnisiteleri kapsayan bir bütün olduğunun, eşit vatandaşlığın hedeflendiğinin bilincinde.
Kimilerinin “Türk Dil Kurumu’nu da itibarsızlaştırma” çaba modasına nasıl da karşı çıkıyor.
Böylece “dilin fakirleşmediğini, tersine, zenginleştiğini” söylüyor.
.........................
1950’de DP’nin (Demokrat Parti) tek başına iktidara gelişiyle “demokrasinin başladığı” iddiasına tam karşıt görüşte.
1950 seçimlerini “demokrasinin beyaz ihtilali” diye tanımlamalara cevabı “Hayır, karşı devrimdir” oluyor.
1950’den itibaren Köy Enstitüleri kapatılarak, halkevleri kapatılarak “büyük devrime ait hiçbir şey bırakılmadığını” söylüyor.
Halkevlerinin yerini ilerleyen yıllarda tarikatlar, Köy Enstitülerinin yerlerini din eksenli okullar almadı mı? (DP ile başlayan süreci kategorize etmek değil amacım. G.C.)
........................
ATATÜRK’e “diktatör” etiketi yapıştırmak da moda.
Günün şartlarında elbette “otoriter” zorunluluklar vardı ama Mustafa Kemal “diktatör” odaklı değildi.
Hatta Ruşen Eşref Ünaydın’a “Tarihe -kendi telaffuzuyla- diktatör olarak geçmek istemem” diyerek CHP iktidarına karşı muhalefet partileri kurdurmasını izah etmişti.
Yaşar Kemal de onun bu gerçeğini vurguluyor.
“Devrimlerin demokrasiye geçmemizin sebebi olduğunu” söylüyor.
Ve ekliyor:
“Diktatör olsaydı Serbest Fırka’yı -kendi canına kasteden- Terakkiperver Fırka’yı kurdurmazdı...”
........................
YAŞAR Kemal’le İnce Memed satırlarında tanıştım.
Kitaplarını büyülenmişçesine okudum.
Yereli küresel düşünerek yazdı.
Onunla hepimiz gibi ben de gurur duydum.
Zaman zaman sohbet şansım oldu.
Romanlarını, sanatını alkışlıyoruz. Kocaman yüreğinin sıcaklığını hep hissedeceğiz.
Yanı sıra...
Atatürk için bu söylemlerinin de en büyük sancımız olan “Kürt sorununun” çözümüne önemli katkı yapacağına inanıyorum.