KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ankara için “sorunlu” olacak mı?
Dün CNN’de KKTC için “yavru vatan, bebek” söylemlerine tavır alışı “Bebek büyüdü, artık kardeş vatan, sağlıklı, kişilikli kardeşlik” mesajı bu izlenimi veriyor.
Ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayın sırasında telefonla arayışı “Sayın Cumhurbaşkanı’nın ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu” söylemi... Akıncı’ya telefon bağlatması üzerine onun “Sözlerimin arkasında duracağım” ifadesi...
Sonunda “Tatlıya bağlandı” gibi bir açıklama yapılmasına rağmen Türkiye-KKTC arasındaki ilişkilerde yeni dönem üzerinde gri bulutlar dolaşacağını düşündürüyor.
İLGİNÇ KİŞİLİK
KIBRIS’a gezilerim sırasında Mustafa Akıncı’yla konuşmuştuk.
“Sol” kanadın farklı sesiydi.
Öncelikle Kıbrıs Rum kesimiyle çözüme odaklı diyaloğun açık seçik taraftarıydı.
Dün CNN’de söylediği “kişilikli, sağlıklı kardeşlik ilişkisi” yeni değil.
Daha o zamandan kafasındaydı.
“Yavru vatanın” küçük çocuk görülerek “Türkiye’nin vesayeti altında olmasını” adil bulmuyordu.
“Kıbrıs Türklerinin kaderlerini kendi hür iradeleriyle belirlemesi gerektiğini” düşünüyordu.
İSPANYA İŞARETİ
EKİM 2003...
Mustafa Akıncı henüz -nispeten- küçük bir parti lideri...
İspanya’nın Mayorka Adası’nda bir konferans toplanıyor.
Adı “Akdeniz’de Bölünmeler ve Diyalogla Çözüm Konferansı...”
Konferanstaki Recep Tayyip Erdoğan’a bir çıkış yapıyor:
“Uluslararası bir toplantıda onların önünde vatandaşlıklara ve iradelerine müdahaleyi durdurun...”
Devam ediyor...
“Aksi halde sadece Kıbrıs Türkleri değil Türkiye’nin de AB’deki geleceği tehdit altında olacaktır...”
Elbette...
O tarihte Akıncı’nın bir gün KKTC Cumhurbaşkanı olabileceği kimsenin aklından geçmiyordu bile...
Marjinal solcu bir siyasetçinin bilindik tavır koyuşu olarak görülmüş, üzerinde fazla durulmamıştı.
ÇİZMEYİ AŞMAK
SONRAKİ yıllarda Mustafa Akıncı’dan bir çıkış daha oldu.
Akıncı “siyasette sivilleşmeyi” savunuyordu.
Adadaki “güvenlik kuvvetlerinin” Türk komutanı ile ilişkilerinde bu nedenle tansiyon yükselmişti.
Akıncı “Komutan çizmeyi aştı” demişti.
Olay KKTC’de epey yankı yapmıştı.
.......................
Akıncı, Ankara ODTÜ mezunu bir mimar.
Kendi söylemiyle “1968 kuşağından...”
Yani...
“Başkaldırı kuşağı.”
Siyaset üslubuna da 1968 ruhunun yansıdığı söylenebilir.
“Marjinal” görülse de daha 28 yaşındayken Lefkoşa Belediye Başkanı seçildi.
Dikkatleri üzerine çekti.
YENİ DALGA
AKDENİZ ülkeleri “statüko” yorgunu.
Toplumlar birbirinin aynı politikacılarının “iktidar tahterevallisinden” sıkılmış durumdalar.
Statükonun yüzleri değişiyor ama halkın sorunları hep aynı...
O nedenle toplumlar artık “eskilere benzemeyen, statükonun temsilcisi olmayan” yeni ve genç liderler istiyor.
Yunanistan’da Aleksis Çipras bu toplum psikolojisinin ilk dışavurumu.
İspanya Çipras’ın ayak izlerinde, öyle farklı bir genç liderin peşinde.
Bu yenilenme rüzgârının Kıbrıs’a da ulaştığını düşünüyorum.
Mustafa Akıncı’nın çok sevilen bir önceki Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’na bile ciddi fark atarak yüzde 61’le Cumhurbaşkanı seçilmesi sanırım tesadüf değil.
Kıbrıs Türkleri 41 yıldır süren kısır döngünün artık kırılması özleminde.
Sadece adanın yerlisi Türkler değil...
Denktaş dahil hiçbir lider “Türkiyeliler” diye anılan ve sonradan KKTC vatandaşı haline gelen Türklerden Akıncı kadar yüksek oy alamamıştı. Bu da önemli bir ölçüt.
Mustafa Akıncı bunu yapabilecek Başkan mı?
Zaman gösterecek.
Ancak o umudu verdiği görülüyor.
Akıncı’nın seçilmesi Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde de “olumlu” karşılandı.
....................
Son söz:
İnsan hakları, özgürlükler, demokrasi, toplumların kendi kaderlerini tayin hakkı çağımızın kutsallarıdır.
Saygılı olmalıyız.
Fakat...
Bunların siyaset gerçekleriyle de birlikte yürütüleceği ince ayarlı politika “devlet adamı sanatıdır.”
Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorularının cevapları da düşünülmeli.
Kardeşliğin mayası “vefadır...” Bunlar da unutulmamalı...
