Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2006 yılı bütçe taslağı hazırlanırken tüketici fiyatları endeksindeki artışın yüzde 8 oranında gerçekleşeceği varsayılmış. Buna karşılık GSMH deflatörü (milli gelir hesabında esas olan enflasyon oranı) yüzde 10.1 olarak kabul edilmiş. IMF sitesinde de 2005 yılı enflasyonu yüzde 10.1 olarak tahmin ediliyor.Cari fiyatlarla (açık anlatımıyla enflasyon dikkate alınmadan, o yılın fiyatıyla) 2005 yılı bütçesinin harcama hedefi 153.5 katrilyon lira. (Yeni Türk Lirasıyla 153.5 milyar lira). 2004 yılı bütçesi hazırlanırken harcama hedefi (2004 yılının cari fiyatıyla) 150.9 katrilyon lira olarak belirlenmişti.Cari fiyatla (enflasyon dikkate alınmadan) 2005 yılı bütçesinin harcama hedefinin 2004 yılı harcama hedefinin sadece yüzde 1.8 oranında üzerinde olduğu görülüyor.2005 yılı enflasyonunu yüzde 8.0 kabul edersek, bütçenin harcama hedefinin 2004 yılı hedefinin yüzde 6.1 oranında gerisinde kaldığı, enflasyonu yüzde 10.1 oranında kabul edersek, harcama hedefinin bir yıl önceki harcama hedefinin yüzde 7.5 oranında gerisinde kaldığı, zaten dar olan bütçenin iyice dar gömlek haline geldiği ortaya çıkar.2005 yılında harcama bütçesindeki toplam paranın yüzde 31i personel harcamaları ile sosyal güvenlik kurumu harcamalarına, yüzde 40ı faiz ödemelerine gidince, "icra - i hükümet eylemeye" para kalmıyor. Bütçenin sadece yüzde 5i yatırıma ayrılıyor. O da kısılıyor, kısılıyor. Yıl içinde yüzde 4e iniyor.Şurasını kabul edelim ki, bütçeyi bu hale bu hükümet getirmedi. Önceki hükümetlerden beri yapılan hatalar bütçeyi çukura soktu. Bu hükümet eleştirilse eleştirilse bütçeyi çukurdan çıkarma becerisini gösteremediği için eleştirilir.Bütçeyi dar gömlek haline getiren 2 önemli etken var. (1) Vergi gelirleri daha büyük bütçe yapmayı engelliyor. Vergi gelirinin artması: (a) Doğru dürüst bir vergi reformuyla verginin yaygınlaştırılmasına (aynı, kazları yolacak yerde, dışarıda dolanan semirmiş kazları kümese sokmaya) bağlı. (b) Ekonominin büyümesine, insanların gelirinin artmasına (insanlara iş ve aş imkanı yaratmaya) bağlı. (2) Faiz harcamalarının ve sosyal güvenlik sistemi açıklarının küçültülmemesi, bütçe gelirlerinin büyük bölümünün bu alanlara kaymasına yol açıyor. Ağır faiz yükünün azaltılması, radikal bir yeniden yapılandırma cesaretini gösterebilmeye bağlı.Dar gömleği giyen hükümet, "kısır döngü"den çıkamıyor. Bütün ümit, bir gün bu ağır faiz yükünün kendiliğinden hafifleyeceğine bağlanmış. Ama ne zaman? İşte 2005 yılında da toplam harcamaların yüzde 40ı faize gidecek. Faiz ve personel harcamalarından sonra hükümetin tasarrufuna toplam harcamaların sadece yüzde 29u kalacak... Bütçedeki faiz yükünü yüzde 40tan yüzde 10a indirebilme becerisini gösterebilsek, hükümetin harcama gücü 2 misline çıkacak. Hükümetin gücü yüzde 100 artacak... (Gözlerime bakınız... Ne dediğimi anlarsınız(!)... Bu faiz yükü kendiliğinden düşecek diye beklersek, biz daha çok bekleyeceğiz... Her yılın bütçesi bir öncekinden daha "dar gömlek" olacak... Bütçe, daha doğrusu halkımız faizciler için sürünmeye devam edecek...) guras@milliyet.com.tr 2005 bütçe taslağı, hükümetin elini kolunu hareket ettirmesine imkan vermeyecek bir "dar gömlek" görünümünde. Bütçe taslağına göre hükümet önümüzdeki yıl 2004ten de az harcama yapabilecek. Sadece memur maaşı ve faiz ödeyecek, sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarını kapatacak. İşte o kadar!