"Yıldızlara baktıkça evren onun için yaratılmış gibi geliyor. Nerelerden taşıyıp getirdiği üç tekerlekli bisikletinin karşısında durduğunda da, yaşlandığını duyumsadığı günün ertesinde çektirdiği fotoğrafını eline aldığında da aynı duygu uyanıyor içinde."156 sayfalık kitabın 125'inci sayfasındaki başlıksız yazı böyle başlıyor. Sayfayı çevirmek istiyorsunuz. İki sayfa birbirine yapışık durumda. Bıçakla kağıdı kesiyorsunuz. 126 ve 127'inci sayfalar açığa çıkıyor. Bu iki sayfada yazı yok. Ortadan ikiye bölünmüş bir kadın resmi. Kadın çıplak. Göğüslerinin altına kadarki kısmı görülüyor.
Sonra sayfayı çeviriyorsunuz. 128'inci sayfada yazı devam ediyor. Kitabın sonundaki "dizin" kısmına bakıyorsunuz. 126 - 127'inci sayfalarla ilgili şu not düşülmüş: "İnci Asena, şair, Adam Yayınları'nın kurucusu. Eski güzellik kraliçesi. İstanbul'da yaşıyor." Açıklama sadece okuyucunun bıçakla keserek açtığı o iki sayfadaki yarıya bölünmüş çıplak resimlerle ilgili...
Ya o resimlerden önceki ve sonraki sayfalardaki yazılar ne?
Yazılar, "32 fotoğraf için yazılmış yalanlar."
Sayın okuyucularıma, tasarımcı Bülent Erkmen'in yayınladığı "32 Büst" adını taşıyan "konsept kitap" hakkında bilgi vermek istiyorum.
Bu kitabın içindeki 32 fotoğraf, kitaptan arındırılarak, "porno yayın" şeklinde kamuoyuna aktarıldı. Tasarımdan, kitaptan söz eden olmadı.
Bülent Erkmen, Türkiye'nin ünlü bir tasarımcısı. Para kazanmak için yaptığı işler yanında "olağan dışı" ve sanat yönü ağır basan arayışlarını da sürdürüyor.
İnsanları giyimine, kuşamına, yaptıkları işe, onlar hakkında duyduklarımıza göre değerlendiririz. Bir kadını, bir erkeği çıplak olarak görsek, onun hakkında hiçbir şey bilmesek acaba nasıl değerlendiririz? Acaba çıplak kadın veya erkek görüntüsüne bakarak neler söyleyebiliriz?
İşte Bülent Erkmen bu noktadan hareket ederek kendi alanlarında başarılı erkek ve kadınların çıplak fotoğraflarını çektirip, bu kişileri tanımayan birine bu fotoğraflara bakarak bir şeyler yazmasını istemiş.
Türkiye'de "belli konularda bir şeyler yapmış" kadın ve erkekleri elbisesiz olarak (doğal olarak) fotoğraflatmış. Sonra bu fotoğrafların kime ait olduğunu ve fotoğraflardaki kişilerin hayat hikayelerini çok iyi bilemeyen, yurtdışındaki bir Türk sanatçıya her bir resim için bir hikaye ısmarlamış.
İşti böylece ABD'de Los Angeles şehrinde yaşayan Faruk Ulay'ın "32 fotoğraf için yazılmış yalanlar"ı kağıda dökülmüş.
Kitapta önce Faruk Ulay'ın fotoğraflara bakarak yazdıklarını okuyorsunuz. Sonra kenarı kapalı iki sayfayı bıçakla kesip açınca öyküsü yazılan kişinin bele kadar çıplak resmini görüyorsunuz. Faruk Ulay mesleği tasarımcı olan, bu arada romana ve hikayeye de merak salan bir sanatçı. "İti" isimli romanı ile "Amber" isimli hikaye kitabı Yapı Kredi Yayınları arasında çıktı.
Faruk Ulay'ın anlatımı çok farklı. Mekanları, kişileri ve olayları bulanıklaştırıyor. Kişi tiplemelerinde hayale dalıyor.
Faruk Ulay'ın Murathan Mungan'ın çıplak resmine bakarak "yazdığı yalanlar" ise şöyle başlıyor:
"Açık büfeye rastlamak umuduyla bilmediği caddelere girip çıkıyor. Güne erken başlamaya alışık değil. Ülkenin bitki örtüsüne katkıda bulunmak bazı ödünler vermeyi gerektiriyor. 'Ne gibi?' Arkadaşının sorusu ona tek başına olmadığını anımsatıyor. 'Örneğin sabahın köründe ayaklanıp bilmediğin bir yere doğru yollanmak gibi.' 'Hangisi ödün?' Sabahın köründe uyanmak mı yoksa bilmediğin bir yere gitmeyi kabullenmek mi?'"
Bülent Erkmen'in bu nefis "konsept tasarımı", kamuoyuna sadece çıplak resimleriyle yansıtıldı. Güzel çalışmanın bütünü dikkatten kaçtı. Eğer imkanınız var ise Türkçesi 2 bin adet, İngilizcesi 500 adet basılan bu kitaptan bir tane edininiz.
Yozlaşan kitap dünyasını böyle olağan dışı çalışmalar renklendiriyor.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr