Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Bülent Ecevit, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, DSİ ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nda geçici işçi olarak çalıştırılan 44 bin işçinin "sürekli işçi" kadrosuna geçirileceğini açıkladı.
Konsolide bütçeden ücreti ödenen 157 bin sürekli işçi vardı. Böylece sürekli işçi sayısı yüzde 27.5 artırılmış oluyor. Sürekli işçiler için önce para, sonra iş bulmak gerekiyor. Çünkü bu işçiler ihtiyaçtan değil, para ödemek için kadroya alınıyor.
Devlet istikrar tedbirleri uyguluyor. Parasızlıktan hizmet yapamıyor. Mevcut sürekli işçileri boş oturuyor. Çok işçiye iş yapmadan para ödeniyor. Ödenecek para da zor bulunuyor.
Geçici işçi demek, tarımda hasat zamanı bir ay, iki ay, üç ay çalışan sonra işi biten işçiler benzeri işçi demektir. Belli bakanlıkların, özellikle köye hizmet götüren bölümlerinde mevsimlik olarak artan işlerde çalıştırılan işçi demektir.
Köy Hizmetleri'nde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nda, DSİ'de sürekli işçiler "ödenek yokluğundan" boş oturuyor. Makineler parka çekilmiş. İşçiler iş bekliyor.
Başbakan bu geçici işçileri hangi sürekli işte çalıştıracak?
Başbakan 40 bin yeni işçiyi maaşa bağlıyor. 40 bin yeni memur alıyor. Devletin personel kadrosunu büyütüyor. Hangi dönemde? İstikrar tedbirlerinin uygulandığı, devletin küçültülmesine çalışıldığı, bu nedenle memur ve işçi ödemelerinin kısıldığı bir dönemde.
Sayın okuyucularım, devletin memuruna, işçisine ödenen para bütçeden çıkar. Kamu personeline yapılacak ödemenin milli gelire ve bütçeye göre bir sınırı vardır.
Avrupa ülkelerinde milli gelirin (GSYİH) yaklaşık yüzde 10'u kamunun personel ödemelerine gider. Bizde bu oran yüzde 8'ler dolayındadır. Avrupa ülkelerinde vergi gelirinin yüzde 20'sinden azı personel ödemelerine ayrılabilir. Bizde bu oran yüzde 40'lara ulaştı.
Memurumuzun, kamu işçisinin maaş ve ücretini artırmanın üç yolu var: (1) Daha fazla vergi toplayıp maaş ve ücretleri artıracağız. (2) Mevcut vergi gelirlerinin yüzde 40'ı yerine yüzde 80'ini maaş ve ücrete tahsis edeceğiz. (3) Memur ve işçi ücretini sınırlayacağız, ücret dengesizliğini gidereceğiz. Memurumuzu, işçimizi insanlık haysiyetine yakışır bir hayat çizgisine çıkaracağız.
Neden herkes kamu işçisi olmak istiyor? Çünkü "süreli işçi olmak" ömür boyu gelir ve sosyal güvence demek. İş yapan da, yapmayan da bir demek.
Bakınız bir okuyucum neler yazıyor: "27 yıllık mühendisim. Eşim fizyoterapist. İki çocuğum var. Üniversite mezunu karı koca olarak zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılayamamaktan, aybaşını getirememekten birbirimizden ve de çocuklarımızdan utanıyoruz, eziliyoruz. Bu sıkıntıları yaşarken devletin adaletsiz maaş ve ücret düzeni bizi kahrediyor. Emrimde çalışan 20 - 25 yıllık işçinin ücreti 700 milyon lira. Benim 27 yıllık mühendis olarak maaşım 285 milyon lira. 30 yıllık öğretmen 280 milyon lira alıyor. Benim yanımda çalışan (daha doğrusu çalışmayan) işçimin ücretinde gözüm yok ama ben geçinemiyorum. Rahmetli Özal'ın 'işini bilen memurlarından biri' olsa idim, bu sıkıntıları yaşamazdım. Pişmanlık fayda etmiyor ama, temiz kalmak gene de güzel bir şey!.."
Sayın okuyucularım kim istemez devletin daha çok insana iş imkanı sağlamasını... Fakat görülüyor ki, her işe aldığı memura ve işçiye, daha öncekilerin maaşından, ücretinden kısıntı yaparak para ödeyebiliyor. Devlet memurları ve işçilerinin sayısını artırmaya değil, sayılarını azaltarak, doğru dürüst para almalarına imkan yaratmaya mecburuz.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr