Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Emlak piyasasında yaprak kımıldamıyor deniyor ya... İnanmayınız. Kımıldamayan yaprak "gariban"ın "yaprağı"... Beş yüz bin dolarlık villalar "leblebi" gibi satılıyor.
       İş Bankası ile Koray ortaklığının İstanbul'da Ömerli Barajı'nın ötesinde ormanın eteğinde yapmakta olduğu "Casaba"nın ilk bölümündeki 170 villa hiçbir ilana - reklama gerek olmadan, kulaktan kulağa duyulur duyulmaz satılmış. Casaba'nın gazete ilanlarında deniliyor ki, "Birinci bölümdeki 170 ev kapışıldı. Beş yatak odalı 363 M2'lik vilları bitmeden alınız!"
       Türkiye genelinde gayrimenkul piyasası, Anadolu anlatımıyla "geberik" durumda. Amma ve lakin, Ankara ve İstanbul'da villa talebi inanılmaz bir artış gösteriyor. Yeni binyılın başında Ankara ve İstanbul'da kapışılan villalar "başka villalar"!.. (1) Halktan, halkın kalabalığından uzak, ana yerleşim bölgelerine 15 - 25 km. mesafede inşa ediliyor. (2) Genelde devlet ormanına bitişik, su havzasına yakın yerler seçiliyor. (3) Villa niyetine küçük apartman tipi binalar yapılıyor. İki kat normal binanın, iki kat bodrumuna iniliyor. Bir çatı katı, bir de çekme kat derken sipsivri ve de 300 - 500 - 800 metrekare kullanım alanlı koskoca bir bina ortaya çıkıyor. (4) Sonra bu binaların etrafı koruma duvarı ile çevriliyor. (5) Kapıya ve koruma duvarlarına elektronik gözetleme aygıtları yerleştiriliyor. Bir koruma ordusu siteyi korumakla görevlendiriliyor. (6) Ana kapıdaki korumalar sitede oturmayanları, üzerlerini arayarak, elektronik aletlerden geçirerek, hüviyetlerini alarak içeri salıyor. (7) Böyle bir villa satın almak isteyen de en aşağı 500 bin doları gözden çıkarıyor. (8) Ama 500 bin dolar yetmiyor. O kocaman binanın içine mobilya doldurmak var. Beye, hanıma, çocuğa ve de yardımcı personele ve de korumalara birer otomobil almak var. Bahçeye bir bahçıvan, eve bir hanım ve bir bey görevli bulmak var. Bunları villanın altında yatırıp, yedirip, içirip, yaşatmak var...
       Türkiye'de bir profesör ayda bin dolar, babayiğit devlet memuru tazminatıyla iki bin dolar aylık alır. Demek ki, bir profesör yemeyip içmeyip tüm maaşını biriktirse 40 yılda böyle bir villa satın alır. Babayiğit, tazminatlı devlet memuru da yemeden içmeden 20 yıl maaşını bir yana koyarsa böyle bir villada oturabilir.
       Fakat geliniz görünüz ki, villa talebi hesaba uymuyor. İş Bankası - Koray ortaklığının Ömerli Barajı kıyısında başlattığı projede 400 villa yapılıyor. Aynı yerde İş Bankası - Emta ortaklığı ile yaptırılan villa sayısı 200 adet.
       Kemerburgaz'da Kemer Country'de 500 villa satıldı. Mesa 130 villa yapıyor. Yapı Kredi - Koray ortaklığı 250 villa projesine başladı. Kemerburgaz'da şimdiden 1.750 villanın bulunduğu belirtiliyor. Maya İnşaat Çekmeköy'de, Alarko ile Yapı Kredi - Koray ortaklığı Riva'da villa yapımına başlıyor. Alarko "Alkent 2000"deki gibi "California Stili" 4 bin villa yapmayı planlıyor. Sayın okuyucularım, kimsenin kimsenin malında gözü yok. Allah versin herkesin villası olsun da... Ankara'da, İstanbul'da sosyal bakımdan büyük ve onarılması zor bir çarpıklık ortaya çıkıyor. Gelir dağılımındaki bozulmanın uzantısı olarak, insanlar gelir gruplarına göre "cemaatlaşıyor". Zengin mahalleleri oluşuyor. Zenginler gelir gruplarına göre korumalı siteler içine kapanıyor. Şehir "düşük gelir grubundaki halka" kalıyor...



       Kaynak: Mustafa Sönmez, İstanbul dergisi, Ağustos 2000.



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr