Ayşe Teyzem bileziklerini bozduruyor

6 Temmuz 2012


Ayşe Hanım Teyzem’in uzun süredir beni arayıp sorduğu yoktu. Çat kapı geldi. Lafı dolandırmadan konuya girdi “Hoca Efendi” dedi, “Bankalar altın toplamaya başladı... Nedir bu işin aslı, faslı... Benim birkaç bileziğim var. Banka bu bilezikleri emanete mi alacak? Benden satın alarak bana para mı ödeyecek? Altın hesabı açarak faiz mi verecek? Anlat bakayım...”
Ayşe Hanım Teyzem’in sorusunu cevaplandırmamak olur mu? Gazetelere ilan vererek altın toplayan Kuveyt Türk, Bank Asya, Denizbank, İş Bankası ile Garanti bankasının yetkililerini aradım.
Ayşe Teyzem’e öğrendiklerimi aktardım. Anlattıklarımı dinledi. “Ben şimdi ne yapayım?” diye sordu... “Ayşe Hanım Teyzeciğim. Benim işim, neyin ne olduğunu öğrenip, merak edenlere anlatmaktır. Ben kimseye şunu yap bunu yapma, şunu al bunu sat diyerek akıl veremem. Herkesin aklı kendine yeter” dedim.

Bankalar nasıl altın topluyor?
Her banka altın toplamıyor. Altın toplayan bankaların her şubesi altın toplamıyor. Belli bankalar ve bu bankaların belli şubeleri altın işi yapacak şekilde örgütlenmiş durumda.

Yazının Devamı

ABD’de hane halkının ucuz faizden yıllık kazancı 3 bin dolar

5 Temmuz 2012

ABD’de faizler düşünce, hane halkının 2007 yılında 8.731 dolar olan yıllık faiz ödemesi 5.633 dolara gerilemiş. Böylece faizdeki gerileme hane halkının her yıl cebinden ortalama 3 bin doların daha az çıkmasına veya cebinde kalmasına imkan veriyormuş.
Dennis Cauchon’un, USA TODAY’de yayımlanan yazısında verdiği bilgilere göre, ABD’de hane halkının faiz ödemelerinin payı, 2007 yılında harcanabilir gelirin yüzde 9.1’i iken, şimdilerde yüzde 5.8’ine düşmüş.
Bilindiği gibi ABD’de hane halkının yaşamında kredi ve dolayısıyla faiz önem taşıyor. Hemen her ailenin ev kredisi, kredi kartı, otomobil kredisi ve alış veriş borcu var.
Harcayan kazançlı/biriktiren zararda
Hane halkının ortalama aylık faiz ödemesi 2007 yılında 728 dolar iken, şimdilerde 469 dolara gerilemiş. Enflasyon da dikkate alındığında faiz indiriminin hane halkına sağladığı yıllık imkan 3.100 dolara ulaşıyormuş.
Konut kredisi faizlerindeki gerileme yüzde 30, taşıt kredileri ve kredi kartı borçlarındaki faiz gerilemesi yüzde 50 dolayına ulaşmış.
Dennis Cauchon’un yazısında deniliyor ki, faiz indiriminden sadece halk değil, devlet de kazançlı. Kamu borçları 2007’den bu yana ikiye katlandı ama artan bu borç

Yazının Devamı

Haziran enflasyonu %-0.90 ama yıllık enflasyon gene de %+8.87

4 Temmuz 2012

Haziran ayında TÜFE yüzde 0.9’a geriledi ancak hazirandan hazirana yıllık TÜFE yüzde 8.8 oldu. Mayısta yüzde 8.2’ydi

Haziran ayında TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) yüzde 0.90 geriledi. Buna bakarak “enflasyon düşüyor” diyoruz ama... Yıllık enflasyon (geçen hazirandan bu hazirana TÜFE artışı) gene de yüzde 8.87 oranında. Yıllık enflasyon mayıs ayında 8.28’e gerilemişti. Baz etkisi ile (geçen yılın aynı ayındaki endeks sayısındaki düşüklüğün sonucu) haziranda biraz yükselmiş oldu.

1- TÜİK, Tüketİcİ Fİyatları Endeksİ’ndekİ değİşİmİ (Enflasyonu) nasıl belİrlİyor?
Sayın okuyucularıma TÜİK’in enflasyonu nasıl belirlediğini anlatayım:
TÜİK önce hane halkı bütçe anketi ile Türkiye ortalamasında hanelerin harcamalarının yapısı (nerelere ne ölçüde para harcadığı) belirleniyor.
2- Sonra hane halkının aylık harcama ağırlıklarına göre her ay, tüm il merkezlerinde ve 74 ilçede 27 bin 500 işyerinden 375 bin fiyat derleniyor. 4 bin 176 kiracının kira ödemeleri izleniyor.
3- Fiyat belirlenirken coğrafi bölgelere veya nüfusun gelir durumuna göre herhangi bir ayırım yapılmıyor. Açık anlatımıyla İstanbul fiyatı ile Ardahan fiyatı, Rahmi Koç’un kullandığı malın fiyatı ile Çoban

Yazının Devamı

2012’de büyüme % 4’ün üzerine çıkabilir

3 Temmuz 2012

Türkiye 10 çeyrektir kesintisiz büyümesine 2012’nin ilk üç ayında da devam etti. İlk çeyrekte Türkiye yüzde 3.2 oranında büyüdü. 2011’in 4’üncü çeyreğindeki büyüme hızı yüzde 5.2, 2011 genelinde ise yüzde 8.5 olmuştu

2012 yılının ilk 3 ayında ekonominin yavaşlaması sonucu büyümenin yüzde 1.5 dolayında gerçekleşebileceği tahmin ediliyordu. İlk 3 aylık büyümenin yüzde 3.2 olduğu açıklandı.
Eğer ilk 3 aylık büyüme yüze 1.5’larda kalsa idi, yıllık büyümede yüzde 4 hedefine ulaşmak zor olurdu. Ama bu gidiş ile yıllık büyüme yüzde 4’ün üzerine çıkabilir...

1- İlk 3 ayda nasıl büyüdük?
Bizim büyümemizin 2 motoru vardır; yerli motor üretimdir. Yabancı motor ithalattır.
Bu iki motor iyi işler ise, ticaret, ulaştırma, bankacılık kesimleri de büyür.

Yazının Devamı

4+4+4=12

2 Temmuz 2012

Bu eğitimle kişi başı 12 bin $çizgisini zor aşarız...

Sayın Büyüklerim. İşinize karışmak gibi olmasın ama, bir uyarıda bulunmak istiyorum. Eğitimi 4+4+4‘e dayandırmakta, imam hatip okulları sayısını artırmakta, okullarda din eğitimi yaygınlaştırmakta, çocukları mollalara emanet etmekte ısrarcı olursak, belki (o da kesin değil: Belki...) “Öbür Dünya” işini çözeriz ama, “Bu Dünya”da kişi başı milli geliri 12 bin doların üzerine zor çıkarırız, ülkenin insanlarına “Bu Dünya”yı zindan ederiz. Eğitimi Arapça dil bilgisine, Kuran’ı Kerim öğretisine, beş vakit namaza bağlarsak, gençlerimizi “Öbür Dünya”ya iyi hazırlarız ama, çocuklarımız ve gençlerimiz, “Bu Dünya”nın dışına itilmiş olur.

“Öbür Dünya”, “Bu Dünya”nın alternatifi değildir. Evet, insanlar din ve inanç özgürlüğüne sahip olmalıdır. Evet,iyi Müslüman Kuran’ı Kerim’deki buyrukları bilmelidir, dininin icaplarını yerine getirmelidir. Ne var ki, iyi Müslüman 1400 yıl önceki yaşam kalıpları içinde kalamaz. Kalır ise ülkesinde sosyal ve ekonomik yapı 1400 yıl önceki çizginin üzerine çıkamaz.

Sayın Büyüklerim. Dünyada sosyal, ekonomik ve politik şartlar her gün değişiyor. Bu değişimin ardında bilim var. Teknoloji var.

Yazının Devamı

Kabotaj hakkı var, sefer yok bayram yapıyoruz

1 Temmuz 2012

Kabotaj, bir devletin kendi limanları arasında yük ve yolcu taşıma hakkıdır. 20 Nisan 1926 tarihinde TBMM’de kabul edilen bir kanunla Türklere ait olmayan gemilerin Türkiye sahillerinde yük ve yolcu taşımaları yasaklandı.
1 Temmuzlar 1935’ten bu yana “Kabotaj Bayramı” olarak kutlanıyordu. Denizcilik Müsteşarlığı karar verdi. 2007 yılından sonra 1 Temmuzlar “Denizcilik Bayramı” oldu.
Kabotaj Kanunu’na göre yabancı bayraklı gemiler Türkiye’ye sadece yolcu ve yük getirir. Türkiye’den sadece yük ve yolcu götürür. Bizim limanlarımızın birinden öbürüne yük ve yolcu taşıyamaz.
İyi de... Yabancılara yasakladığımız bu işi biz kendi gemilerimizle yapabiliyor muyuz? Bu işi çok iyi başardığımız için mi 86 yıldır her 1 Temmuz’da “bayram yaparak” kutluyoruz?
“Üç yanımız deniz, biz denizci milletiz” diyerek söylenir dururuz da 8.337 km’lik kıyı şeridimizi mal ve insan ulaşımı için kullanmayı beceremeyiz.
Eski yıllarda liman olmamasına rağmen Karadeniz’in kıyı yerleşim bölgelerine tarifeli sefer yapan gemilerle ulaşılır, tekneler kıyıya uzak demirler, sandal veya mavnalarla gemi ile kıyı arasında bağlantı sağlanırdı. Günümüzde (500 GRT gemilerin yanaşabildiği) 165 limanınız var,

Yazının Devamı

Farilya’da yollar yapıldı su akıyor, deniz temiz kanalizasyon tamamlanıyor

29 Haziran 2012


Farilya, Bodrum yarımadasında, Türkbükü ile Yalıkavak arasında bir koyun çevresindeki küçük bir köyün adı. Şimdilerde belediyesi var. M.Ö. 553-375 yıllarında Romalılar tarafından Vara adı ile kurulmuş. Burada Mikenler, Persler, Kayralılar, Medler, Mısırlılar, Suriyeliler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar yaşamış. Rumların Yunanca, Farilya (Güneşin Doğuşu) adını verdikleri bu güzel koyun adını 1961 yılında Gündoğan’a çevirmişler. Ama buraya yakışan gene de Farilya adı.
Otuz yıldır Bodrum’a gelir gideriz. Önceleri şehir içinde evimiz vardı. 7 yıl önce Farilyalı olduk. Bir sitede 6 daireli bir binada 2 odalı yazlığımız var. Yaz kış gelip gidiyoruz. Bu yıl yollarımız asfaltlandı. Evlerimize şehir suyu bağlandı. Kanalizasyon sistemi evimizin yakınına kadar inşa edildi. Çöplerimiz toplanıyor. Yollar süpürülüyor. Denizimiz tertemiz. Belediye ile hiçbir işim yok. İlgim yok. Başkanı daha önce tanıma imkanım olmadı. Ziyaret ederek yaptıklarına teşekkür etmek istedim.
Çarşamba öğleden sonra randevu alarak makamına gittim. Çayını içtim. İbrahim Bilgi, Farilya’nın eski ailelerinden. Toprak sahiplerinden. Mavi yolculuk ve turizm işi yaparken 1999 yılında henüz 27 yaşında iken

Yazının Devamı

Çiftlik levreği 13 TL Deniz Levreği 90 TL (Vatandaş, kanma aldanma, Deniz levreği diye aldıkların Çiftlik levreği)

28 Haziran 2012

Vatandaş, kanma aldanma. Deniz levreği diyerek balıkçılardan kilosunu 90 TL’ye satın aldığın, lokantalarda porsiyonunu (300-350 gramını) 90 TL’ye (kg’ını yaklaşık 250 TL’ye) yediğin levrek, deniz levreği değildir. Halis muhlis, kilosu 13 TL’ye satılan çiftlik levreğidir. Ama balıkçı da lokantacı da yalan söylemiş sayılamaz. ”Çünkü çiftlik levreği” denilen levrek de denizde yetiştiriliyor.
TÜİK’in rakamlarına göre bir yılda denizlerimizde serbest dolaşımda yakalanan levreklerin toplamı 577 ton. Çiftlik levreği olarak piyasada satılan levreklerin miktarı 50 bin 796 ton. Söyleyiniz bakalım, bu durumda nasıl olur da balıkçılarda satılan, lokantalarda yenilen levreklerin tamamı “Serbest avlanım ile denizde yakalanan levrek“ olur?
Serbest avlanan deniz levreğinin normalde bir tanesi 3-5 kg. ağırlığında olur. Balıkçılarda satılan, lokantalarda yenilen 250-300 gr.lık levrekler çiftlik levreğidir.
Vatandaş sadece levrekte mi kanıyor? Ya çipura?
Denizlerimizden serbest avlanım ile bir yılda çıkarılan çipuraların toplam ağırlığı Bin 164 ton. Denizlerdeki çiftliklerde bir yılda üretilen çipuraların ağırlığı 28 bin 157 ton. Kilosu 9 TL dolayında satılan çiftlik çipurasının kilosunu

Yazının Devamı