Soya

16 Temmuz 2012

Yağ yapmak için yılda yaklaşık 5 milyon ton yağlı tohuma ihtiyacımız var. 2.3 milyon ton yağlı tohumu içeride üretiyoruz. Bunun 1 milyon tonu pamuk çekirdeği-tohumu, 1.1 milyon tonu ayçiçeği, 110 bin tonu kolza tohumu, 55 bin tonu soya fasulyesi. Eksiği kapatmak için 2.7 milyon ton yağlı tohum ve ham yağ ithal ediyor, buna 2.5 milyar dolar döviz ödüyoruz. İthalatın 1.7 milyon tonu soya fasulyesi. Soya fasulyesi ve soya fasulyesi küspesine 1 milyar dolara yakın döviz ödeniyor. (Dünya borsalarında fasulyenin fiyatı değişiyor. Tonu ortalama 400 dolar dolayında.)
Cari açık-döviz açığı sorunu gündeme gelince ‘ithalat ikamesi’nden söz ediyoruz. İthal ettiğimiz malları içeride üretelim diyoruz. Geliniz görünüz ki, soframızdaki yağın ham maddesini bile üretemiyoruz.


Burada sorun, devletin çiftçiyi üretime yönlendirememesinde.
Dünyada yağlı tohum üretiminin tahıl üretimindeki payı 1/3 iken bizde 1/10 oranında. Halbuki yağlı tohum tahıldan daha değerli.


Soyanın önemini anlayamadık

Yazının Devamı

Pazarcıların işi iyice zorlaşmış durumda

15 Temmuz 2012

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Pazar Yerleri Hakkındaki Yönetmelik”, 12 Temmuz 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. Tamamı 34 madde olan yönetmelik ülke genelinde pazarları ve pazarcıları “hizaya sokmayı” hedefliyor.

Pazarları ve pazarcıları “hizaya sokmaya çalışırken” pazarları marketleştirerek havasını kaçırmasak iyi olacak. Çünkü her pazarın ve pazarcının rengi farklıdır. Her ülkenin pazarı farklıdır. Her şehrin ve hatta her semtin pazarı farklıdır.

Ben pazar meraklısıyım. Çocukluğunda Bartın’ın “Kadınlar Pazarı”na hayrandım. Benzeri bulunmaz. Sonra “Düzce Pazarı” hayranlığım başladı. Yurtdışında Nice, Brüksel, Paris, Münih, Londra, New York gibi şehirlerdeki pazarları da görme şansım oldu.

Sakın yanlış anlaşılmasın. Pazarlar ve pazarcılarla ilgili düzenlemeye karşı olmak mümkün değildir. Burada tartışılan, düzenlemede “kâfinin ötesine” gidilerek pazarların “tek tip-renksiz” satış yerlerine dönüştürülme tehlikesidir...

Yazının Devamı

Elektrikli otoyu herkes beğeniyor ama almıyor

13 Temmuz 2012

Elektrikli otoyu herkes beğeniyor. Ama para verip alan yok.
ABD’den ve Almanya’dan gelen haberler kötü. Otomobil üreticileri elektrikli otoya talep olmaması karşısında tekrar eski tür içten yanmalı motorlu otomobillere önem vermeye, onların motorlarını ıslah etmeye yönelmişler.
Önce ABD’den haberler: Başkan Obama, kriz sonucu sarsılan otomobil üreticisi General Motors (GM) firmasına 4 milyar dolar destek verdi. Bu parayı verirken desteğe “kılıf” uydurdu. “GM firması Chevrolet Volt projesiyle elektrikli oto üretecek. Bu araçlar ABD otomotiv sanayinde devrim yaratacak” dedi. GM’ye verilen desteğin üzerine, elektrikli oto talebini artırmak için de araç başına 7.500 dolar devlet desteği verilmeye başlandı. Daha sonra araç başı destek 10 bin dolara çıkarıldı.
Bekleyiş 2015 yılında yılda 1 milyon adet elektrikli ve hibrit araç satış rakamına ulaşmaktı.
GM firmasına yapılan firma desteğine ve araç başı 10 bin dolarlık fiyat desteğine rağmen elektrikli Chevrolet Volt araçlar ABD pazarında 39.995 dolardan satılır oldu. Benzeri büyüklükte içten yanmalı motoru olan araçları 20 bin dolara satın alabilenler, elektrikli otoya ilgi göstermiyor.
Gelelim Almanya’ya... Geçtiğimiz

Yazının Devamı

Büyüme yavaşladı Cari Açık küçülüyor

12 Temmuz 2012

Cari açık (döviz açığı) küçülüyor. Mayıs 2011’de açık 7.8 milyar dolar idi. Mayıs 2012’de 5.8 milyar dolara geriledi. 2012 yılı ocak ayından geriye 12 aylık (yıllık) döviz açığı 76.9 milyar dolar idi. Mayıs ayından geriye 12 aylık (yıllık) döviz açığı 66.9 milyar dolar oldu.
Cari açık ülkenin olağan döviz gelirleri ile olağan döviz giderleri arasındaki farktır. Cari açığımızın nedeni ithalat artışının ihracat artışından daha fazla olmasıdır.
Cari açığın küçülmesi için ya ithalatın gerilemesi ya da ihracatın artması gerekir. Sonuçta ithalat ile ihracat arasındaki fark cari açığı belirliyor. Açığın büyüklüğünün göstergesi, yıllık cari açığın ülkenin yıllık milli gelirine oranıdır.
Bizim 2011 yılı milli gelirimiz 772.2 milyar dolar, cari açığımız 76.9 milyar dolar, cari açığımızın milli gelire oranı yüzde 9.9’dur.
Biz en kötü cari açığı olan ülkeler sıralamasında 4’üncüyüz. Bizden daha büyük açığı olan ülkeler Mozambik (%12.7), Kenya (%13.0) ve Mongolya (%15).
2012 yılı ilk 3 aylık milli gelir rakamına göre, yılın ilk 3 ayındaki cari açık toplamının milli gelire oranı yüzde 8.9’a geriledi.
Cari açık yurtdışından net “Sermaye Girişi” ile kapatılır. Türkiye’de dövizin

Yazının Devamı

Üniversitelerde genel kontenjan artışı % 20 ilahiyatta (rekor!) % 50

11 Temmuz 2012

AA’nın haberine göre bu yıl üniversiteye giriş sınavına katılan 1 milyon 837 bin adaydan 871 bini yerleştirmeye başvurma hakkını elde etmiş.
YÖK, bu öğrencilere bir “kıyak çekmiş” (!) Geçen yıl 766 bin olan toplam kontenjanı, yüzde 20 artırarak 937 bine yükseltmiş.
Kontenjanın 366 bini (2 yıllık) ön lisans, 547 bini (4 yıllık-6 yıllık) lisans programlarına katılacaklar için, 24 bini ise özel yetenek ile (sanat eğitimi gibi) öğrenci alan üniversiteler için.
Lisans (4 yıllık-6 yıllık) eğitim kontenjanlarının 469 bini devlet, 60 bini vakıf üniversitelerinde, 14 bini Kıbrıs’taki üniversitelerde.
Şimdilerde 103 devlet, 65 vakıf üniversitemiz var. Kıbrıs’ta 7 üniversite bulunuyor. (Vakıf üniversitelerinin sayısı çok ama, öğrenci kontenjanları düşük. Devlet üniversitelerinde okuyan 100 öğrenciye karşı vakıf üniversitelerinde 12 öğrenci okuyor.)

12.540 öğrenci alınacak

Yazının Devamı

İÇ TALEP CANLANIYOR GİBİ!

10 Temmuz 2012

Sanayi üretimi mayısta, geçen mayıs ayındaki üretime göre yüzde 5.9 oranında artış gösterdi. İyi midir? Kötü müdür? Neyi ifade eder? Ayşe Hanım Teyzem’i ilgilendirir mi?


Sanayi üretimi artışı istihdama katkı yapar

Sanayi üretimi ekonomide büyümenin dinamiğidir. Sanayi üretimindeki büyüme diğer sektörleri de peşinden sürükler. Üretim artışına dayalı olarak istihdam artar, gelir artar.
* 2011’in ilk 3 ayında imalat sanayinde üretim yüzde 14.9 artmıştı. Buna dayalı, ekonomi yüzde 7.1 büyümüştü.
* 2012’nin ilk 3 ayında imalat sanayinde artış yüzde 2.7’ye geriledi. Ekonominin büyümesi yüzde 3.2’ye düştü.

Yazının Devamı

Çanakkale Kanyak Fabrikası

9 Temmuz 2012


Gazeteci Kerem Çalışkan, “Hocam, kıyı köşe bakkallarda yassı şişe Tekel Kanyağı bulursan al, sakla. Hatıra olur…” deyinceye kadar kanyak üretiminin sona erdiğinin farkında değildim.
Yıllar önce Mecidiyeköy’deki fabrikada likör ile birlikte üretimine başlanan kanyak için daha sonra Çanakkale’de fabrika yapılmıştı.
Biraz geç öğrendim. Ama öğrendim ki, Mecidiyeköy Likör Fabrikası nasıl yıkıldı ise Çanakkale Kanyak Fabrikası da yıkılmış.
Tekel’in özelleştirmesinde alkollü içkiler fabrikalarını satın alan sermaye grubundaki yetkililere sordum. “Likör ve kanyak üretimi ekonomik olmadığı için, üretimine son verdik” dediler.
Yerlisi olsun, yabancısı olsun hiçbir sermaye grubu zarar eden üretimi “vatan için, millet için” sürdürmez. Bu doğru da… Gene de insanın içi sızlıyor.
Tekel’in (1) meyve likörleri (2) kanyağı (3) Ankara Viskisi, tarım ürünlerine dayalı olarak geliştirdiği “farklı” ürünlerdi. Tekel şemsiyesi altında, kâr eden işlerden, yeni projelerin desteklenmesi ile Türkiye’ye özgü ve farklı alkollü içeceklerin üretimi sürdürülebiliyordu.

Yazının Devamı

Selçuklu Kongre Merkezi

8 Temmuz 2012

Selçuklu Belediyesi, Konya’ya bir Kongre Merkezi kazandırıyor. Projesi Melkan ve Murat Tabanlıoğlu’na ait. İhalesi yapıldı. İki ay içinde temeli atılacak. Projenin 60 milyon TL olarak tahmin edilen giderlerini Selçuklu Belediyesi kendi imkanlarıyla karşılayacak.
38 dönüm arsa üzerine 35 bin metrekare kapalı alana sahip olacak merkezde tek çatı altında farklı alanlarda hizmet verecek bağımsız bölümler bulunuyor.


Merkezde 2200 kişi kapasiteli kongrelerde kullanılabilecek anfi, 800 kişilik tiyatro salonu, bin kişilik toplantı salonu, cep sineması toplantı alanları var. Tiyatro için prova odaları dekor deposu, kongreler için küçük toplantı odaları düşünülmüş.


Selçuklu’nun genç belediye başkanı Uğur İbrahim Altay (1974 Konya), Selçuklu’yu ve Konya’yı marka şehir yapmada kongre merkezinin önemine değiniyor.

Yazının Devamı