CHP'ye kimler neden oy verecek?

17 Mayıs 2007

Olayların içinden Bütün bunlar için de bir "durum tespiti" gerekir. AKP halkın oy çoğunluğunu alarak iktidara geldiğinden bu yana neler yaptı? Yaptıklarından kimler memnun, kimler şikâyetçi? AKP gelenekçi, mutaassıp kesimin oylarını almak için dini siyasete alet etti. Türbanı siyasi simge haline getirdi. Bürokraside "cemaat yapısı" oluşturdu. Devletin önemli noktalarına yandaşlarını yerleştirdi.Bilime dayalı değil, dine dayalı bir politika kapsamında, eğitim sisteminin zayıflamasına, toplumun çağdaş yaşam biçiminden uzaklaşmasına, Atatürk devrimlerinin teker teker erozyona uğramasına yol açtı.Bunlar demokrasiye ve laikliğe sahip çıkma söylemiyle perdelendi. Tek kişiye dayalı parti ve hükümet yönetimi "demokrasi" olarak pazarlandı. CHP'nin bugünlerde halkımıza "Oyunuzu CHP'ye veriniz" CHP diğer siyasi partilerden farklıdır. Bu ülke insanı için yapacakları var" demesi gerekir. Bunu söyleyebilmesi için de sadece AKP'yi eleştirerek günü geçireceğine, "Ey Türk halkı CHP şimdiye kadar AKP'nin yapamadıklarını yapacak, yaptıklarının daha iyisini yapacak" demesi ve neler yapacağını anlatması gerekir. Halkın belli kesimi, AKP'nin bu politikasını destekliyor ama bir kesimi de (ne kadarı

Yazının Devamı

ABD'de köktendinci bürokrat sorunu

16 Mayıs 2007

Olayların içinden Tartışmanın odak noktasında bu üniversiteden yeni mezun bir genç kıza federal savcı atama görev ve sorumluluğunun verilmesi. Ve de bu genç kızın dini davranışlarını ve Bush'a yakınlıklarını göz önünde bulundurarak federal savcı atamalarını yapması.Amerika'da, radyo ve televizyon aracılığıyla çok sayıda insana ulaşarak din propagandası yapanlara "tele-vaiz" adı veriliyor. Tele-vaizlerin bazıları çok güçlü. Bunların çok sayıda müridi var. Önde gelenlerden biri Pat Robertson (1930) isminde bir "Evangelist" rahip. Evangelistler köktendinci Protestanları oluşturuyor. Kendilerini "Tanrı'nın cemaati"', "İsa'nın izindekiler" olarak tanımlıyor. Dünyanın 6 günde Tanrı tarafından yaratıldığına, dünyanın sadece 6 bin yıllık bir geçmişi olduğuna, Nuh Tufanı'na inanıyor. Bizde "imam hatipli bürokrat" sorunu olur da ABD'de benzeri bir sorun olmaz mı? Olur. Hem de daha ciddisi olur. Amerikalı ünlü bir "tele-vaiz" rahibin kurduğu, din eğitimi ağırlıklı bir üniversitenin hukuk fakültesinden mezun 150 gencin Beyaz Saray'da ve Adalet Bakanlığı'nda önemli görevlerde olduğu ortaya çıktı. Ortalık karıştı. Pat Robertson'un kurduğu Christian Broadcasting Network (CBN) isimli bir radyo ve

Yazının Devamı

Wolfowitz gider, Dünya Bankası da biter

15 Mayıs 2007

Olayların içinden Görünen o ki Wolfowitz gider ve Dünya Bankası da biter. Bitmese bile, güçsüz, saygınlığı olmayan uluslararası bir yardım kuruluşuna dönüşür.Dünya Bankası'nın kuruluşundaki şartlar ve amacı başkaydı. Şartlar değişti. Daha sonra zoraki olarak yaşamını sürdürmesi için yeni yeni işler edinir oldu. (Örnek: Türkiye'deki Eşcinseller Derneği, Dünya Bankası'nın 5 bin dolarlık yardımıyla, "Anne, Baba... Ben Eşcinselim" isimli kitabı yayımladı. Milliyet, 13.5.2007)Dünya Bankası ile IMF'nin kuruluşuna 1944 yılında Bretton Woods'da toplanan 43 ülke temsilcileri karar verdi. Türkiye de bu ülkelerden biriydi. Başkan Bush'un, "Irak Fatihi" olarak ün yapan sivri bir ismi Wolfowitz'i, zorlayarak Dünya Bankası'nın başına getirmesi, Dünya Bankası'nın "ne işe yaradığı"nın sorgulanmasına yol açmıştı. Wolfowitz'in kadın arkadaşı Şaha Ali Riza'ya sağladığı imkânlar nedeniyle ortaya çıkan kriz sonucu da şimdilerde Dünya Bankası'nın misyonunun sona erip ermediği tartışılır oldu. Bretton Woods toplantısının çağrısını ABD yapmıştı. Harp sona ermiş. Avrupa yenilmiş, yıkılmış, çökmüştü. Para sistemi ve ekonomi çökmüştü.Dünyada ekonomiyi canlandırmak gerekiyordu. Ekonominin canlanması için

Yazının Devamı

Hazine'nin 263 milyar YTL borcu, 98 milyar YTL alacağı var

14 Mayıs 2007

Olayların içinden Hazine'nin bu kadar borcu var ama gene mart ayı sonu itibariyle 98 milyar YTL de alacağı var.Alacakları toplam iç borcun üçte biri büyüklüğünde.Hazine'nin en büyük alacağı da batık bankalar nedeniyle TMSF'ye yapılan yardımlardan kaynaklanıyor.TMSF'nin borcu 78 milyar YTL. Bunun da 36.9 milyar YTL'lik bölümü vadesi geçmiş borçlar.Bu borç alacak rakamlarının açıklanmasıyla aynı günlerde TMSF de bugüne kadar Hazine'ye yapılan ödemelerin 7.0 milyar dolara ulaştığını açıkladı.TMSF açıklamasına göre, 2001-2007 yılları arasında TMSF 14 milyar dolara yakın tahsilat yaptı. Bu tahsilattan Hazine'ye 7 milyar dolar ödedi. Mart ayı sonu itibariyle merkezi yönetimin iç borç stoku, geçen mart ayı sonuna göre, 12.3 milyar dolar artarak 263 milyar YTL'ye yükseldi. Bu rakamlar kabaca batık banka sorununun büyüklüğünü ve yükünün hâlâ devam ettiğini ortaya koyuyor.Çünkü Hazine alacağını tahsil edemeyince 98 milyar YTL için her yıl yüzde 20 dolayında faiz ödemek zorunda kalıyor. Alacakların yıllık faturası yaklaşık 20 milyar YTL'yi buluyor. Bu para da her yıl halkın cebinden çıkıyor.Batık bankalardan sonra en büyük Hazine alacağı KİT'lerden kaynaklanıyor. KİT'lerde de elektrik

Yazının Devamı

Amerikalılar seçimlerle bizden fazla ilgileniyor

13 Mayıs 2007

Olayların içinden Ordunun açıklaması AKP sempatizanlarının eline çok güzel (ve de güçlü) bir koz vermiş. "Ordu yönetecek yerde bırakınız eşleri başı bağlı olanlar ülkeyi yönetsin" diyorlar.Tek sorunun başörtüsü olmadığını, dine ağırlık veren bir yönetimin ülkeye hâkim olmasının istenmediğini, Türkiye'nin bir "İslam devleti" olma tehlikesinin bulunduğunu söyleyenleri dinlemiyorlar. Amerikalılara göre, AKP olmaz ise demokrasi olmaz. AKP'nin alternatifi ordu. Türkiye'de AKP'den başka parti yok. Demokrasi AKP sayesinde varlığını sürdürüyor. Yazının sonunda yazacağımı başında yazayım. Amerikalıların gönlünde AKP yatıyor... "Nedir, nedendir?" anlaması güç, ama Amerikalılar için AKP "olmaz ise olmaz" hale gelmiş. Lafı döndürüyorlar dolaştırıyorlar, AKP ile bitiriyorlar. Bu görüşler ve değerlendirmeler, Türkiye'den belli Türklerden alınan bilgilere dayanıyor. Türkiye'deki yabancı ülke temsilcilikleri de, Türkiye'ye gelen giden yabancı diplomatlar ve gazeteciler de belli sayıda Türklerle konuşuyor.Amerika'daki değişik çevrelerin, yönetimdeki görevlilerin, medya mensuplarının Türkiye'de devamlı konuştukları, görüştükleri az sayıda, isimleri belli kişiler var. Haberler bu kişilerden,

Yazının Devamı

Holbrooke '22 Temmuz'dan sonra ortalık sakinleşir' diyor

12 Mayıs 2007

Olayların içinden Holbrooke ABD için önemli bir kişi ama bizim için de önemli bir kişi... Diplomat olarak ABD yönetimine Türkiye'nin önemini kabul ettiren, Türkiye'nin AB üyeliğinde ABD desteğini sağlayan, Türkiye'nin her türlü dış politika sorunuyla ilgilenen, Türkiye'de olup biteni çok iyi izleyen bir diplomat.ABD yönetimi üzerinde etkinliği var. Görüş ve değerlemelerine önem veriliyor.Washington'da Sakıp Sabancı Konferansı'nın bu yılki konuşmacısıydı. Konferanstan sonra Amerikalıların ve Türklerin katıldığı yemekli toplantıya katıldı. Richard Holbrooke önemli bir Amerikalı. ABD'nin eski Dışişleri Bakan Yardımcısı. ABD'nin eski Birleşmiş Milletler temsilcisi. Eğer Demokratlar iktidara gelirse dışişleri bakanı olabilecek güçlü bir diplomat. Diyor ki: "Altı ay önce bu konferansta konuşma yapmam teklif edildiğinde "Ne üzerine konuşayım?" diye sordum. Bana, "Mayıs ayının ortalarına kadar cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Seçimler sonbaharda yapılacağına göre de Türkiye'de sular durulmuş olur" dediler... "Geliniz görünüz ki cumhurbaşkanı seçilememiş, milletvekilliği seçimleri öne alınmış, ordu açıklama yapmış, insanlar sokaklara dökülmüş... Bu durumda geliniz de Türkiye ile ilgili

Yazının Devamı

Uluslararası Sakıp Sabancı Yarışması

11 Mayıs 2007

Olayların içinden Bağış şartlarından biri de her yıl Türk ekonomisinin güncel sorunlarıyla ilgili olarak uluslararası bilimsel bir yarışma düzenlenmesi ve de her yıl dünya politikalarında etkili kişilere, Türkiye ile ilgili konuşmalar yaptırılmasıydı.Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, yurtdışındaki etkinlikleri gerçekleştirmek için Washington'daki Brooking Enstitüsü ile işbirliği anlaşması imzaladı.Brooking Enstitüsü, 1916'da, kamu politikaları üzerinde araştırma yapmak amacıyla kurulan ilk araştırma enstitüsü olan "Institute for Government Research"ın (IGR) devamı. Sakıp Sabancı ölmeden önce, sahip olduğu hisse senetlerinin önemli bölümünü, etkinliklerin artırılması için Sabancı Üniversitesi'ne bağışladı. Enstitü, Başkanlık Ofisi, Federal Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı için araştırmalar yapıyor, eğitim programları uyguluyor. Dışişleri Bakanlığı ile yakın çalışma içinde. Araştırmacılarının çoğu Beyaz Saray veya Milli Güvenlik Konseyi eski çalışanı. Enstitünün başkanı, Dışişleri'nin eski bakan yardımcılarından. Yıllık bütçesi 40 milyon dolar dolayında. Washington ofisinde 300 dolayında çalışanı var. Dış ülkelerde 50'ye

Yazının Devamı

Türkiye için yeni politika seçenekleri

10 Mayıs 2007

Olayların içinden "Du bakalım... Önümüzdeki 15 yılda neler olacak?" diyerek "Kadere razı mı olacağız?"Yoksa "seyirci" koltuğundan kalkarak "oyuncu" olmayı becerecek miyiz? Bir hedef belirleyerek o hedefe yönelebilecek miyiz?Günlük tartışmalardan bir türlü kurtulamadığımız için bırakınız 15 yıl sonrasını, yarını, öbür günü bir ay ve bir yıl sonrasını düşünemiyoruz.Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi, Türk insanının aş ve iş sorununun çözümü yatırımın, üretimin artırılmasına bağlı. Yerli ve yabancı sermaye yatırım ve üretim kararı alırken onunu (on yıl, yirmi yıl, otuz yıl sonrasını) görmek ve bilmek ister.Bu ülkede ekonomik ve sosyal politikalara yön verecek olanların da on yıl 'yirmi yıl' otuz yıl sonrasının sosyal, ekonomik ve politik altyapısını oluşturmaları gerekir. 2023'te Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılı kutlanacak. 100'üncü yılda nasıl bir "Türkiye Cumhuriyeti" istiyoruz? Türkiye dünyada tek başına yaşama gücüne ve şansına sahip değil. Küresel yapıda politik ve ekonomik şartlardan etkilenmesi kaçınılmaz. Burada da Türkiye'nin önünde iki olasılık var: Türkiye ya seyirci koltuğunda oturacak ya da oyuncu olarak küresel harekette kendi rolünü kendi belirleyecek.Bunlar ciddi

Yazının Devamı