Olayların içinden İlanlarda teklif edilen fiyatın cazibesi şöyle anlatılıyor: "Bu fiyatlar, hisse senetlerinin borsada son bir aylık dönemde oluşan ortalama fiyatının yüzde 45, bir yıllık ortalama fiyatının yüzde 55 üzerindedir" deniliyor.Mısırlı Orascom grubunun derdi ne? Batıçim Çimento Fabrikası'nın yönetimini ele geçirmek. Batıçim'i ele geçirince Batısöke Fabrikası'nın yönetimini de ele geçirmiş olacak.Bu fabrikaların yönetimini ele geçirecek de ne olacak? Türkiye çimento pazarı çok kârlı bir pazar. Yabancıların iştahını çekiyor. OCI, Türk piyasasına adım atmış durumda. 2006 yılında 200 bin ton klinker, 250 bin ton çimento kapasitesine sahip Van Çimento Fabrikası'nı satın aldı. Gazetelerde tam sayfa ilan yayımlanıyor. Mısırlı Orascom grubu (OCI), Ege'deki Batıçim Çimento'nun hisse senetlerini topluyor. Batıçim hisse senetlerine sahip olup da "gönüllü olarak" hisse senedini satmak isteyeceklere bir tek A grubu hisse senedi için 2 bin YTL, B grubu hisse senedi için 12 YTL 25 YKr fiyat teklif ediyor. OCI , Mısırlı Saviris ailesinin kurduğu ve sermayesinin yüzde 60'ına sahip olduğu bir holding. Sermayesinin yüzde 40'ı halka açık. Grubun Mısır'da, Cezayir'de, Nijerya'da ve
Olayların içinden Önceki günlerde 2006 yılı yarışmasının sonuçları açıklandı. Gruba dahil 10 kuruluşun 29 projeyle katıldığı yarışmada en yaratıcı ürün/hizmet ödülünü, "sıçratmayan pisuvar" projesiyle Eczacıbaşı Yapı Gereçleri bölümü kazandı.Bülent Eczacıbaşı daha önceki yarışmalara katılan 144 projenin uygulamaya konulduğunu açıkladı.İnovasyon, ekonomik veya toplumsal değer yaratmaktır. Ürünlerde, hizmetlerde, iş yapış yöntemlerinde yapı yöntemlerinde yapılan değişiklik, farklılık, yenilikler bütünüdür.İnovasyon verimliliği artırır. Pazarın büyümesine yol açar. Kuruluşların kârını ve rekabet gücünü artırır. Sonuçta hem kuruluşlar hem ülke ekonomisi kazanır.OECD tespitlerine göre, 1970 ve 1995 yılları arasında gelişmiş ekonomilerde büyümenin yarıdan fazlasının kaynağı inovasyon olmuştur. İnovasyon verimi ve rekabeti artırmış, ülkelerde yaşam standardının yükselmesinin yolunu açmıştır. Son yıllarda "inovasyon"dan çok sık söz edilir oldu. Eczacıbaşı grubu bu yabancı deyimi "fark yaratan yaratıcılık" diye Türkçeleştiriyor. Ve de Eczacıbaşı grubu tarafından sekiz yıldır aralıksız olarak "inovasyon" yarışması düzenleniyor. Günümüzde ekonomi politikalarının öncelikleri (1) Büyümenin
Olayların içinden 2005 yılında milli gelirimiz (gayri safi yurt içi hasılamız) 361 milyar dolardı. 2006 yılında 400 milyar dolara yükseldi. Milli gelirimiz bir yılda 39 milyar dolar arttı. Ama bu artışı kendi kaynaklarımızla değil, el parasıyla gerçekleştirdik. Kendi tasarruflarımız yatırım ve üretimi artırmaya yetmediği için dış kaynakları kullandık. Başkalarının ürettiği malları getirdik. İçeride ürettiklerimize ekledik. Böylece toplam üretimimiz artmış göründü.(Başkalarının ürettiği mal ve hizmetleri ithal ediyoruz. Biz kendi ürettiğimizi ihraç ediyoruz. İthalat-ihracat arasındaki fark milli geliri ya artırıyor, ya eksiltiyor. TÜİK'in milli gelir hesaplarına göre 2006 yılında mal ve hizmette ithalat girdisi 143.5 milyar dolar. İhracat çıktısı 112.9 milyar dolar. Sonuçta ithalat fazlasından milli gelire eklenen mal ve hizmetin katma değeri 30.6 milyar dolar) Büyüme denilen şey, milli gelirin (bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin toplam parasal-katma-değerinin) artması demektir. Üretimle oluşan milli gelirin büyük bölümünü yıl içinde tüketiriz. Bir bölümü tasarrufa gider. Tasarruf edilen gelirle yatırımlar ve üretim gerçekleştirilir. Açık anlatımıyla, ekonominin büyümesini
Olayların içinden AKP, 15 bin kilometre karayolunu duble yol (iki gidiş-iki geliş) yapma hedefiyle yola çıktı. Dört yılda 4.600 km yolu duble yol haline getirdi.Duble yollar (km'si 250 bin dolar ortalama maliyetle yapılıyor), otoyollar (km'si 2.5 milyon dolara yapılıyor) kalitesinde değil. Virajlar düzeltilmiyor, yol kalitesi bozuk, kısa sürede çukurlar oluşuyor, yapan müteahhitler kayırılıyor ama, ulaşımı kolaylaştırıyor. Can ve mal güvenliği sağlıyor.Karayolu yapımında AKP'nin en önemli icraatı Karadeniz Sahil Yolu'nun tamamlanmasıdır. Bu, Keban projesi kadar önemli bir projedir. Bugüne kadar değişik sorunlar yaşandı. Yolun kıyıdan değil, dağlardan geçirilmesi gerektiği, çevreyi rezil ettiği söylendi. Çevreciler 14 dava açtı. Davaların bir bölümünde yapımı durdurma kararı çıktı. Uygulanmadı. Yolsuzluk iddialarıyla davalar açıldı. Karadeniz Sahil Yolu'nun tamamlanması hem Karadenizliler için hem de ülke ekonomisi için sevinilecek bir gelişmedir. AKP iktidarı karayolu yapımına önem verdi ve bu icraatında başarılı oldu. Hükümetlerin bu yol yapımıyla yandaşı müteahhitleri korudukları söylendi. AKP iktidarının yol yapımında işi küçük müteahhitler arasında paylaştırarak yerel
Olayların içinden Yıllar boyu listelerden kimler çıktı, listelere kimler girdi?Vergi rekortmenleri listesi servet (zenginlik) sıralamasını göstermiyor. O yıl içinde kişilerin elde ettikleri "gelir vergisine tabi" geliri gösteriyor. Yıl içinde elde edilen her gelir "gelir vergisine" tabi değil. Ama gene de o yıl içinde tahakkuk eden vergi kişilerin ekonomik faaliyetlerinin bir göstergesi oluyor. O yıl içindeki gelir akımını (bir kısmını da olsa) ortaya koyuyor.Yirmi, on yıl o kadar uzun süreler değil. Ama "Burası Türkiye"... Ekonomi dalgalandıkça, vergi rekortmenlerinin isimleri de dalgalanıyor.Türkiye'nin sanayileşme yarışını başlatan ailelerinin, Koç, Sabancı. Eczacıbaşı ailelerinin üyeleri ilk yıllardan bu yana vergi rekortmenleri listesinde yer alıyor ama zamanla bu ailelerle birlikte listelere giren ve üst sıralara tırmananlar da var. Aydın Doğan 1986 yılı rekortmenler listesinde 54'üncü sırada. On yıl sonra İstanbul ve Türkiye vergi şampiyonu olmuş. Şampiyonluk yarışını sürdürmüş. 2006 listesinde ikinci sırada. 2006 yılı vergi rekortmenleri listesinde ismi geçenlerden acaba hangileri 1996-1986-1976 vergi rekortmenleri listelerinde de vardı? Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ve Doğan
Olayların içinden İthalat harcamalarında otomobil ilk sırada. İthal otomobiller iki grup. Birinci grupta lüksün lüksü otomobiller. Gümrük düşük olduğundan en pahalısı 80 bin İngiliz lirası dolayında. İkinci grupta kullanılmış otomobiller. Ortalama 5 bin İngiliz lirası dolayında.Evler üç grup. Apartman daireleri 75 bin İngiliz lirası, en küçük evler 150 bin İngiliz lirası, orta boy evler 250 bin İngiliz lirası.Kıbrıs, Bodrum olmuş. Dağ, bayır, nerede boş arsa varsa oraya bir bina konduruluyor. Binalarda 3 kat izin var, ama Bodrum usulü, arazi meyilli, çatı eğimli diye önüne gelen kat sayısını artırıyor. Binaların mimarileri bir curcuna (!) Çirkinlik yarışı başlamış.Evleri İngilizler alıyor. İngiltere'deki evlerini 300 bin İngiliz lirasına satanlar, Ada'da 100 bin İngiliz lirasına bir ev alıyor. 200 bin İngiliz lirasını YTL'ye çevirerek bankaya koyuyor. Bankadan ayda 5-6 bin YTL faiz alıyor. İngiltere'deki sosyal güvenlik ödeneklerini de buna ekleyerek gül gibi geçiniyor. Kıbrıs'ta dağ-bayır "otomobil ve bina" dolmuş. Bodrum usulü nerede bir boşluk varsa bina dikilmiş. Ve de dikiliyor. Beş bin yeni ev, alıcı bekliyormuş. Dün, Ozanköy'de Metin Münir'in evine gittik. Kıbrıs mücahidi
Olayların içinden 1974'ten Sonra Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıs'ı terk etmemekte direnen İngilizlerin işlettiği dükkânları, lokantaları, kahveleri şimdi bizim Türkiyeli Türkler işletiyor.Girne'nin küçük çarşısında eskiden ithal malı (daha çok İngiltere'den getirilen) kumaşları, giyim eşyaları, tabak-çanağı, alkollü içkileri, çay-kahveyi, gıda maddelerini satan dükkânlar artık yok. Kumaşçı Adem Kaner, tabakçı Arif Kale, Tan Market Tankut ve İnci Tevfikoğlu artık yok.Limanda indim. Liman Girne'nin en tipik yeridir. Sahil boyu sıra sıra kahveler ve lokantalar vardır. 1974 yılından sonra bu kahve ve lokantaları Güney'den gelen Kıbrıslı Türkler işletirdi. Girne, bir "Anadolu kasabası" olmuş. Her şeyiyle... Sokakları, binaları, insanlarıyla Girne'deki Kıbrıslı Rumlar 1974 yılında Güney'e gitti. Onların yerine Girne'ye Kıbrıslı Türkler yerleşti. Şimdilerde de Girne'deki Kıbrıslı Türkler İngiltere'ye gitmiş. Girne'ye Anadolu'dan gelen Türkiyeli Türkler yerleşmiş. Ve de Girne'yi Anadolu'ya benzetmiş. Yolun başını Limasollu Naci'nin kardeşi Halil Bozak tutar, gelen geçeni "şeftali kebabı" yemeye davet ederdi.Limasollu Halil yaşlanınca lokantası kapandı. Oğlu İsmail Bozak küçük bir kahve
Olayların içinden 2006 yılında, kamunun ve Merkez Bankası'nın toplam dış borç stoku sadece 1.5 milyar dolar artarken, özel sektörün dış borcu 36.1 milyar dolar arttı.2006 yılında 121 milyar dolarlık özel sektör borcunun 48 milyar doları bankaların, 72 milyar doları şirketlerin borcu.Eski yıllarda özel sektör borcu denilince bankaların yurtdışından kullandıkları krediler gündeme gelirdi. Şimdilerde şirketler yurtdışından doğrudan borçlanmaya başladı.Şirketlerin toplam dış borcu 2002'de 33 milyar dolardı. 2005 yılında 51 milyar dolar oldu. 2006 yılı içinde yüzde 41 oranında (21 milyar dolar) arttı ve böylece 72 milyar dolara yükseldi. 2006 yılı sonunda (kamu+özel) dış borç stokumuz 206 milyar dolara ulaştı. Bunun yüzde 59'u, 121 milyar dolarlık kısmı özel sektör borcu. Bankaların ve şirketlerin borçlarının toplamından oluşan özel sektörün dış borçları 2002'de 44 milyar dolardı. 2003'te 50 milyar dolar, 2004 yılında 65 milyar dolar, 2005 yılında 85 milyar dolardı. 2006 yılındaki 121 milyar dolar özel sektör dış borcu stokunun yüzde 32'sini oluşturan 39 milyar dolarlık bölümü kısa vadeli döviz borcu.2006'da bankaların iç ve dış kaynaklı kurumsal kredilerinin (şirketlere