Avrupa 'dışlıyor', biz 'uzaklaşıyoruz'

28 Mart 2007

Olayların içinden Törenlere Türkiye davet edilmedi. Deklarasyonda Türkiye'nin üyeliğiyle doğrudan veya dolaylı hiçbir kelime-cümle yer almadı.Ama bunları bizim politikacılarımız ve kamuoyumuz pek umursamadı. Çünkü biz, "AB ile ilişkileri eskisi kadar ciddiye almıyoruz".- Kimilerine göre, AB artık çökmek üzere. Yakında dağılır. Önemi falan kalmadı.- Kimilerine göre, AB ülkeleri istemese de Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmeye mecbur olacak. O nedenle dert etmeye değmez. Nüfusları yaşlandı. Bizim gençlerimiz olmaz ise çalıştıracak adam bulamayacaklar. Radikal İslama karşı "ılımlı Müslüman" Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmezlerse rahat edemezler.Biz kendimizi bu şekilde kandırmaya çalışmayalım. Gerçek şu ki AB'nin dağılacağı yok. AB ülkelerinin bizim tam üyeliğimize evet diyecekleri yok. AB'nin 27 ülkesinin temsilcileri Berlin'de bir araya geldi. AB'nin 50'nci yılı kutlandı. Bu kutlama nedeniyle bir deklarasyon yayımlandı. AB'nin 2 önemli gücü var (1) Ortak Pazar, (2) Ortak para birimi. Bu güçler AB'nin devamını sağlayacak. Ortak anayasa olsun olmasın, siyasi birlik gerçekleşsin gerçekleşmesin, bugüne kadar hukuk, adalet, insan hakları, eşitlik, hoşgörü, demokrasi konularında uyum

Yazının Devamı

Konya otomotivde Bursa'ya rakip

27 Mart 2007

Olayların içinden Raporda yer alan rakamlara göre Bursa'nın sektördeki yıllık cirosu 9 milyar dolar iken, Konya'nın cirosu 6 milyar dolara ulaşmış durumda .Bursa'daki otomotiv yan sanayii kuruluşlarının yıllık ihracatı 450 milyon dolar iken, Konya'daki kuruluşlar 400 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiş.Bursa'da otomotiv yan sanayiinde 390 kuruluş varken, Konya'da 345 kuruluş faaliyet gösteriyor. Bursa otomotiv yan sanayiinde genelde sac, piston, krank ve dişli üretilirken, Konya'da genelde motor supapı, motor pistonu, conta ve krank mili üretiliyor.Bursa, AB, Uzakdoğu ve Amerika pazarına, Konya, AB ülkelerine, Afrika ve Güney Amerika ülkelerine ihracat yapıyor.Yaklaşık 2.250 kişiye istihdam sağlayan Konya otomotiv yan sanayiinde Mercedes ve Ford gibi büyük üreticilere parça üretiliyor. Konyalılar Almanların ünlü Leopard tanklarına bile yedek parça üretmekle övünüyor. Konya Otomotiv Sanayii Raporu'na göre, Konya'da otomotiv yan sanayii o kadar gelişti ki Konya Bursa'ya rakip bir sanayi şehri oldu. Hem de ciddi bir rakip. Bilindiği gibi, Konya ve çevresinde otomotiv tesisi yok. Sadece Aksaray'da Mercedes firmasının kamyon fabrikası var. Tümosan ise traktör üretiyor.Konya Organize

Yazının Devamı

Sivas'ta göz içi ve kontakt lens üretiliyor

26 Mart 2007

Olayların içinden İnsan gözünün merceği, yaşlanmaya bağlı olarak opaklaşınca katarakt ameliyatı ile gözün içine ufacık gözlük camına benzer bir parça konuluyor. Buna katarakt lensi deniliyor. Gözlük kullanmak istemeyenler ile gözlerini renkli göstermek isteyenler de gözbebeklerinin üzerine incecik gözlük camının miniği gibi kesilmiş bir parça takıyor. Buna da kontakt lens adı veriliyor.Alper Kılınç'tan aldığım bilgilere göre, Türkiye'de yılda 400 bin katarakt ameliyatı yapılıyor. Demek ki 400 bin adet göz içi lense ihtiyaç var. Yılda 1.5 milyon da kontakt lens satılıyor. Bunlar değişik ülkelerden ithal ediliyor. Dünyada göz içi ve kontakt lens yapan çok az ülke ve fabrika var. ABD'nin Alcon, Fransa'nın Dr. Smith, Almanya'nın Ciba, İsrail'in Hanita ve Hollanda'nın Ophtec marka lensleri dünya pazarına hâkim. Sivas'ta göz içi ve kontakt lens fabrikası kuruldu. Dünyanın çok az ülkesinde üretilen lensleri üretiyoruz. Dünya devleriyle kalitede yarışıyoruz. Sivas'ın Zara'sından diş hekimi Abdürrahim Kılınç, "Biz neden lens üretmiyoruz?" diyerek arayışa geçmiş. Yabancılar know-how vermek ve fabrika kurmak için 6 milyon euro fatura çıkarınca ümidi kırılmış. Sonra TÜBİTAK'ın kapısını

Yazının Devamı

40 kitap ile 7 raporun özeti internette

25 Mart 2007

Olayların içinden İsterseniz iki-üç paragraflık özete bakınız. İlginizi çekiyor ise bir sayfalık özetini, ilginiz devam ediyor ise 30-40 sayfalık özeti okuyunuz. Hoşunuza gitti ise ve yazıcınız var ise internetten özeti kâğıda dökünüz. Kitabın, raporun tamamını elde etmek istiyorsanız, nasıl temin edileceğini öğreniniz.Bu hizmet Uğur Yüce (1940) isminde İzmirli kitapsever bir işadamının başlattığı bir proje çerçevesinde Sahire Erturan isimli bir İzmirli hanımın çabalarıyla yürüyor. Yabancı dillerdeki kitap ve raporların çoğunun tercüme ve özetini Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanlığı'nda bulunan teknolojiye ve bilime meraklı Uğur Yüce ile Sahire Erturan yapıyor. Bilgisayarınız var ise, internete bağlanabiliyor iseniz, "ozetkitap.com" sitesine giriniz. Ekonomi, bilim, teknoloji, siyaset konularında (çoğu yabancı dilde yayımlanmış) "güncel-herkesi ilgilendiren" 40 kitap ile 7 raporun Türkçe özetini bulacaksınız. Uğur Yüce diyor ki, "Tüm iyi niyetimize rağmen, lisan sorunu, zaman sorunu, orijinal kitabı temin güçlüğü, çok fazla sayfa adedi, televizyondan vakit kalmaması, tembellik gibi nedenlerle okumuyoruz.Bu milli ve önemli sorunun bir nebze hafifletilmesi amacıyla on yıl önce bir

Yazının Devamı

İzmir raylı taşımaya geçiyor

24 Mart 2007

Olayların içinden "İzmir'de neler oluyor?" sorusunu ona yönelttim. Çantasından bir rapor çıkardı: "İzmir Büyükşehir Belediyesi 2006-2017 Stratejik Planı". "Biz bunu yasal bir zorunluluk olarak değil, halka hizmet için yapılması zorunlu bir planlama olarak Ege Üniversitesi öğretim üyelerinin desteğiyle hazırladık" dedi."Stratejik Plan"da önceliği olan projelerin, gelecek belediye seçimlerinden önce tamamlanacağını söyledi. Ve de İzmir'i nasıl raylı taşımaya geçireceklerini anlattı.Osmanlı döneminde yabancılar tarım ürünlerini limana taşımak için Menderes (Cumaovası)-Aliağa arasında çift hat demiryolu inşa etmiş. Sonra Demiryolu İdaresi bu hattı elektrikli hatta dönüştürmüş. Şimdi belediye bu hattı şehir içi ulaşımı için kullanılır hale getiriyor. İzmir'deki Milliyet Bürosu'nun başı Bülent Zarif'e "İzmir'de neler oluyor?" diye sordum. "Bana değil, başkana sor" dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı (CHP'li) Aziz Kocaoğlu'nu daha önce görmemiş, tanımamıştım. Doğrudan konuya girdim. Menderes (Cumaovası)-Gaziemir, Alsancak, Karşıyaka, Çiğli-Aliağa arasında 80 km'lik hat boyu 30 yeni durak yapılıyor. 20 eski istasyon onarılıyor. 3 km ve 2 km uzunlukta 2 tünel açılıyor. Üst geçitler

Yazının Devamı

Madem satacaktık, neden aldık?

23 Mart 2007

Olayların içinden Derken efendim, Osmanlı battı. Cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyet kurulunca biz bankaları, sigorta şirketlerini, fabrikaları yabancılardan satın almaya çalıştık. Sular idaresini, tramvayları biz işletmeye, elektriği, havagazını biz üreterek dağıtmaya başladık.Sadece o kadar mı? Daha da ileri gittik. Yabancılardan aldıklarımızın yanına kendimiz bankalar, sigorta şirketleri, fabrikalar kurduk. Ama bütün bunlar kolay olmadı. Önce bu işlerin nasıl yapılacağını bilmiyorduk. Sonra paramız yoktu. O nedenle kurarken de işletirken de hatalar yaptık. Kurarken de işletirken de maliyetlerimiz "tavanlarda dolandı"... Ama bu millet "Pahalı olsun da benin olsun... Pahalı faturayı ödeye ödeye nasıl olsa bir gün bu işleri öğreniriz" diyerek sabır gösterdi. Fedakârlık etti. Osmanlı döneminde bankalar yabancılarındı. Sigorta şirketleri yabancılarındı. Fabrikalar yabancılarındı. İstanbul'daki suları (Terkos suyunu) yabancılar satıyor, İstanbul'daki tramvayı yabancılar işletiyor, elektriği, havagazını yabancılar üretiyor ve dağıtıyordu. Devletin kurulan bankalara, sigorta şirketlerine, fabrikalara yaptığı yardımın faturasını millet paylaştı. Bankaların, sigorta şirketlerinin,

Yazının Devamı

Yabancılar bize sigortacılık da yaptırmayacak

22 Mart 2007

Olayların içinden Prim üretimi demek, değişik sigorta hizmetleri karşılığı kişilerin ve şirketlerin bir yılda ödedikleri paranın toplamı demektir. Bu para sigorta şirketlerinin gelirini oluşturur. Sigorta şirketleri prim gelirinin bir bölümü ile sigortalıların hasarlarını, zararlarını ziyanlarını öder. Kalanı sigorta şirketlerinin kârını oluşturur.Son satın almalardan sonra yabancıların toplam prim üretimindeki payları yüzde 70'i aştı. Sigortacılığı bu topraklarda yabancılar başlattı. Biz cumhuriyetten sonra zar zor sigorta şirketleri kurduk. Yabancı sigorta şirketlerinin çoğunu satın aldık. Yabancı şirketlerin yaptıkları işleri Türk şirketleri yapmaya başladı. Türk şirketleri halka sigortanın önemini anlatmak için yıllarca uğraştı. Prim üretim rakamını büyüttü. Yabancıların pazar payı yüzde 10'ların altına düştü. Şimdi büyümekte olan sigorta piyasasının cazibesine kapılan yabancılar Türk şirketlerini satın alıyor. Yabancıların sigorta sektöründeki hâkimiyeti giderek artıyor. Sigorta piyasasının en önemli göstergesi "prim üretimi" rakamıdır. Sigorta sektörü tekrar yabancıların hâkimiyetine giriyor: Dünyanın dev yabancı sigorta şirketleri yanında bizim Türk şirketleri zamanla

Yazının Devamı

IMF'ciler yatıyor, kalkıyor yeni bir şey istiyor

21 Mart 2007

Olayların içinden Onun için Türkiye ile oynuyorlar. Oynuyorlar da ne oluyor? Her zaman iyimser olan Asaf Savaş Akat Hoca'nın bile kafası karışmış durumda. Asaf Hoca diyor ki "2000 yılından bu yana yedi yıldır IMF'nin her dediğini yapıyoruz. Sıkı maliye politikası dediler uyguladık. Faiz ödemeye milli gelirin yüzde 6.5'i büyüklüğünde faiz dışı fazla ayırarak dünya rekoru kırdık. Hâlâ bu sıkı maliye politikasına devam edin diyorlar.Sıkı para politikası uygulayın dediler, uyguladık. Bir gecelik risk almanın yıllık getirisinin yüzde 20'yi geçtiği dönemler oldu. Bugün de dünyanın en yüksek reel faizini biz ödüyoruz. Hâlâ bu sıkı para politikasına devam edin diyorlar.Reform yapın dediler, yapıldı. Kamu işletmeleri özelleştirildi. Düzenleyici kurullar kuruldu. Bankacılık sistemime büyük kaynaklar aktarıldı. İstenen kanunlar çıkarıldı. Hâlâ yapısal reformlar gecikmemeli deniliyor. IMF'nin Türkiye'den başka müşterisi kalmadı. Bir zamanlar IMF'nin Brezilya, Arjantin, Rusya, Endonezya gibi önemli müşterileri vardı. Bu ülkeler hesaplarını kapattı. IMF ile ilişkilerini kesti. Şimdilerde koskoca IMF'nin bir tek büyük müşterisi var. O da Türkiye. Bütün bunlardan sonra insanın aklı karışıyor.

Yazının Devamı