Evet. Bu zamlar "4 katrilyon lira dolayında ek yük gerektiriyor." Ama İmar Bankasının 8 katrilyon liralık faturası tartışılırken, "Öde öde. Hadi bir an önce öde!" diyerek feryat edenlerin, bu zamların 4 katrilyon liralık faturasını dillerine dolamalarını akıl alamıyor.(l) Ekonomi politikalarının hedefi "halkı mutlu" etmektir. Halkı devamlı "ezen ve fakirleştiren" ekonomi politikalarının başarısından söz edilemez.(2) Ekonomi denilen şey rakamdan ibaret değilidir. Ekonomi denilen şey dolar fiyatı, faiz fiyatı ve hisse senedi fiyatından ibaret değildir. Ekonomide "insan" vardır. İnsan denilen varlık "karnını doyuracak" ki yaşasın.(3) Hükümetlerin muhatabı sadece IMF, Merkez Bankası ve "büyük sermaye çevreleri" değildir. Hükümetlerin muhatabı "halk"tır. Hükümetler halkı karşısına alarak iktidarda kalamaz.(4)İşçi ve emekli toplumun "dar ve sabit gelirli" kasimini oluşturur. Sosyal politika uygulamalarında bu kesimin sorunları öncelik taşır.IMF destekli "istikrar programı"nı önceki hükümet gibi bu hükümet de dikkatle uyguluyor. Para basmıyor. Bütçe açığını büyütmüyor. Bütçede faiz dışı gelir hedefini tutturuyor.İşci ve emekli zammının 4 katrilyon liralık yüküne kaynak nereden
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
İşçi ve emekliye "üç kuruş" zam yapıldı. Kıyamet koparılıyor. Sanırsınız ki, "bu zamlar nedeniyle ekonomi batacak." Sanırsınız ki, "bu zamlar yapılmasaydı 2004 yılı güllük gülistan olacaktı."
Evet. Bu zamlar "4 katrilyon lira dolayında ek yük gerektiriyor." Ama İmar Bankası'nın 8 katrilyon liralık faturası tartışılırken, "Öde öde. Hadi bir an önce öde!" diyerek feryat edenlerin, bu zamların 4 katrilyon liralık faturasını dillerine dolamalarını akıl alamıyor.
(l) Ekonomi politikalarının hedefi "halkı mutlu" etmektir. Halkı devamlı "ezen ve fakirleştiren" ekonomi politikalarının başarısından söz edilemez.
(2) Ekonomi denilen şey rakamdan ibaret değilidir. Ekonomi denilen şey dolar fiyatı, faiz fiyatı ve hisse senedi fiyatından ibaret değildir. Ekonomide "insan" vardır. İnsan denilen varlık "karnını doyuracak" ki yaşasın.
(3) Hükümetlerin muhatabı sadece IMF, Merkez Bankası ve "büyük sermaye çevreleri" değildir. Hükümetlerin muhatabı "halk"tır. Hükümetler halkı karşısına alarak iktidarda kalamaz.
Yalvaç Belediyesi, kente bir kilometre uzaklıkla bulunan, dört bin yıllık "Antiokheia" kalıntılarını ,toprağın altından çıkararak temizletti. Tarih ve çevre zenginlikleriyle birlikte geleneksel mimari, mekansal kullanım ve yöresel üretim değerlerini bir bütün halinde değerlendirmek için ÇEKÜL Vakfı desteğiyle başlattığı projeleri tamamladı. Şimdilerde Yalvaç, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi.Safranbolu Belediyesi, bir yanda kentin tarihi yerleşimini korurken,öte yanda eski dokunun özelliklerini sürdüren alt yapı ve kamusal düzenleme projeleri uygulayarak Safranbolunun yerli ve yabancı turistler için cazibesini artırdı. Mudurnu Belediyesi, kentin yıllardır en önemli ekonomik kaynak ve güvencesini oluşturan "tavukçuluk" sektörünün krize girmesiyle yaşanan sıkıntıyı "kentin tarihi ve kültürel mirasını" değerlendirerek aşmayı başardı. Kentin "kültürel kimliğini bir kalkınma zenginliği olarak değerlendirmek arayışında ÇEKÜL Vakfının desteği ile hazırlanan projeleri uyguladı. Bu çalışmaları nedeniyle bu üç şehrin belediyesi, 2003 yılı "Tarihi kentler Birliği" başarı ödüllerine layık görüldü. Yalvaç Belediyesi Tarihi kentler Birliği Başarı Ödülü yanında "Prof. Metin
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Mudurnu Belediyesi, kentin yıllardır en önemli ekonomik kaynak ve güvencesini oluşturan "tavukçuluk" sektörünün krize girmesiyle yaşanan sıkıntıyı "kentin tarihi ve kültürel mirasını" değerlendirerek aşmayı başardı. Kentin "kültürel kimliğini bir kalkınma zenginliği olarak değerlendirmek arayışında ÇEKÜL Vakfı'nın desteği ile hazırlanan projeleri uyguladı.
Yalvaç Belediyesi, kente bir kilometre uzaklıkla bulunan, dört bin yıllık "Antiokheia" kalıntılarını ,toprağın altından çıkararak temizletti. Tarih ve çevre zenginlikleriyle birlikte geleneksel mimari, mekansal kullanım ve yöresel üretim değerlerini bir bütün halinde değerlendirmek için ÇEKÜL Vakfı desteğiyle başlattığı projeleri tamamladı. Şimdilerde Yalvaç, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi.
Safranbolu Belediyesi, bir yanda kentin tarihi yerleşimini korurken,öte yanda eski dokunun özelliklerini sürdüren alt yapı ve kamusal düzenleme projeleri uygulayarak Safranbolu'nun yerli ve yabancı turistler için cazibesini artırdı.
Başarı ödülleri aldılar
Perşembe akşamı Ramize Ererin dördüncü karikatür kitabının yayımı şerefine Beyoğlunda Vakkonun karşısındaki İmam Adnan Sokakdaki Leman Lokalinde bir toplantı vardı. Ramize Ererin seçme karikatürlerinin yer aldığı bu dördüncü kitabının ismi "Evlilik". Kitabın tanıtım afişinde ilgi çeken bir anlatım var: "Aşk insanı kör eder. Evlilik gördürür."Bu kitap Leman Grubunun kitabevi Caddenin yayını olarak bastırılmış.Leman Grubunun ilginç bir hikayesi var.Gırgır isimli haftalık mizah dergisi 400 binlik satış rakamına ulaştığında, bu derginin starları ayrılarak kendi dergilerini çıkarmaya karar vermiş. 1985 yılında Tuncay Akgün Mehmet Çağaçay, Can Barslan, Kemal Arıkan, Şükrü Yavuz, Gırgırdan ayrılarak Güneş gazetesinin yan yayın organı olarak Limon isimli haftalık mizah dergisini çıkarmaya başlamış. Tuncay Akgün diyor ki: "Biz ayrılınca Gırgır batacak, bizim dergi en az 400 bin satacak sanıyorduk. Gırgırın tirajı düşmedi. Bizim Limon 20 bin sattı. Bir süre sonra da ancak 80 bin satış rakamına ulaştık.Güneş gazetesi kapanınca Limonu yayımlayan ekip, kendi kanatlarıyla uçmaya karar vermiş. 1990 yılında, Limon, Leman olmuş.Lemancılar şimdilerde Tuncay Akgün ve Mehmet Çağaçayın önderliğinde
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Ramize Erer, karikatür çizerek "hayatını kazanan" genç, güzel ve zarif bir hanım. Limon ve Hıbır isimli haftalık mizah dergilerinde yayımlanan karikatürlerini beğenen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz, Radikal'i çıkarırken bu yeni gazete için çizmesini istemiş. Ramize Erer, Radikal için "Kötü Kız" tipini oluşturmuş. "Tehlikeli İlişkiler" temasını işlemiş. "Benim Kötü Kız'ım ve Tehlikeli İlişkiler teması alışılmış çizgilerin dışında idi. Bu nedenle bir süre sonra işime son vereceklerini sanıyordum. Ama beğenildi ki, Radikal çıktığından bu yana 8 yıldır her gün çizgilerim yayımlanıyor. Bugüne kadar 2646 çizgim yayımlandı" diyor.
Perşembe akşamı Ramize Erer'in dördüncü karikatür kitabının yayımı şerefine Beyoğlu'nda Vakko'nun karşısındaki İmam Adnan Sokak'daki Leman Lokali'nde bir toplantı vardı. Ramize Erer'in seçme karikatürlerinin yer aldığı bu dördüncü kitabının ismi "Evlilik". Kitabın tanıtım afişinde ilgi çeken bir anlatım var: "Aşk insanı kör eder. Evlilik gördürür."
Bu kitap Leman Grubu'nun kitabevi Cadde'nin yayını olarak bastırılmış.
Leman Grubu'nun ilginç bir hikayesi var.
Gırgır isimli haftalık mizah dergisi 400
Türk firmaları için bu gelişmeler çok önemli gelişmeler. Çok önemli. Çünkü: (1) Irakta iş alacak firmalar para kazanacak. (2) Irakdaki işlerde Türk işçiler çalışacak. (3) Yabancı ve Türk firmaların Irakta yapacakları işler için Türkiyeden malzeme gidecek.Türkiyenin Irak pazarından iş alma şansı büyük. Çünkü: (1) Türkiye Irak Savaşında ABDye destek veren ülkeler listesinde yer aldığı için Türk firmalarının ihalelere doğrudan veya taşeron firma olarak girme şansı var. (2) Irak sınırında, Irakın yeniden imarına katkıda bulunabilecek Türkiyeden başka ülke yok. Suriye ve İran devre dışı. Kuveyt, Suudi Arabistan ve Ürdünnün altyapı yatırımlarında etkin olarak sorumluluk üstlenecek firmaları yok.Anlaşıldığı kadarı ile ilk aşamada, büyük işler doğrudan Amerikan firmalarına verilecek. Türk firmalar birinci - ikinci - üçüncü derecede taşeron olarak Irak pazarına girecekTürk firmaları istekli ve ümitli görünüyor. Hedefleri işi alabilmek. Endişeleri ise işi aldıkdan sonra "teminat mektubu bulabilmek". Türk firmaları, banka sistemimizin bu tür projeleri üstlenenlerden istenilen "teminat mektuplarını" verememesinden yakınıyor. Bekleyişleri devletin bir şekilde "teminat mektubu sorununa çözüm
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Irak'ın yeniden imarı adı ile ABD ylönetimi "kesenin ağzını açıyor". Haberlere göre 5 milyar dolarlık bir ihale paketi çerçevesinde firmalardan teklif alınmaya başlanıyor.
Türk firmaları için bu gelişmeler çok önemli gelişmeler. Çok önemli. Çünkü: (1) Irak'ta iş alacak firmalar para kazanacak. (2) Irak'daki işlerde Türk işçiler çalışacak. (3) Yabancı ve Türk firmaların Irak'ta yapacakları işler için Türkiye'den malzeme gidecek.
Türkiye'nin Irak pazarından iş alma şansı büyük. Çünkü: (1) Türkiye Irak Savaşı'nda ABD'ye destek veren ülkeler listesinde yer aldığı için Türk firmalarının ihalelere doğrudan veya taşeron firma olarak girme şansı var. (2) Irak sınırında, Irak'ın yeniden imarına katkıda bulunabilecek Türkiye'den başka ülke yok. Suriye ve İran devre dışı. Kuveyt, Suudi Arabistan ve Ürdün'nün altyapı yatırımlarında etkin olarak sorumluluk üstlenecek firmaları yok.
Anlaşıldığı kadarı ile ilk aşamada, büyük işler doğrudan Amerikan firmalarına verilecek. Türk firmalar birinci - ikinci - üçüncü derecede taşeron olarak Irak pazarına girecek
Türk firmaları istekli ve ümitli görünüyor. Hedefleri işi alabilmek. Endişeleri ise işi aldıkdan sonra