Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önceki gün teşviklerle ilgili olarak basına bilgi verirken bir soru üzerine, mevduat toplamada bankalara getirilebilecek sınırlamalardan söz etti. Bir bankanın toplam mevduattan alabileceği payın yüzde 10’u aşmaması için düzenleme yapılacağının işaretini verdi.
Anlaşıldığı kadar, AKP hükümeti, ABD’de Başkan Obama’nın banka ve finans sistemini yeniden düzenlemeye dönük açıklamalarından etkilenerek ABD için tartışılan tedbirlerin benzerlerini Türkiye’de uygulama hazırlığına girmiş bulunuyor..
Ancak ABD’de banka sisteminin yapısı bizimkinden farklıdır. ABD’de yarar sağlayacak tedbirler bizde zarara yol açabilir. Buna dikkat etmek gerekir.
Bizim bankalarımız “klasik bankacılık” yapmayı sürdürüyor. ABD’deki bankalar ise klasik bankacılık işlemlerinden çok sanal bankacılığa yöneldi. Olmayan varlıklar internet ortamında, bir düğmeye basılarak, bir saniyede alınıyor, satılıyor. Sanal kazançlar, kayıplar ortaya çıkıyor.
ABD’de bankalar değişime direniyor
Sanal kayıplar gizleniyor. Sanal kazançlar gerçekmişçesine bilançolara yazılıyor. Hisse değerleri sanal olarak yükseliyor (Balon yapıyor). Bu sanal kazançlara dayalı olarak yöneticiler büyük rakamlarda ikramiye almaya hak kazanıyor.
Başkan Obama (kamuoyunun da baskısıyla) banka ve finans sistemindeki bu olumsuz/tehlikeli gelişmeleri önlemeyi hedef alan birtakım tedbirleri gündeme getirdi.
1) Müşterilerin doğrudan talebi olmadan, bankalar müşterilerine ait paraları yatırım aracına dönüştürerek kullanamayacaklar.
2) Bankalar türev işlemlerine ve özel yatırım bankacılığı faaliyetlerine son verecekler. Sanal bankacılık yapamayacaklar. Bono ve hisse senedi alıp satamayacaklar.
3) Bankaların sınırsız büyümesi frenlenecek. Aktif büyüklüğü, mevduat ve kredi limitleri için sınırlamalar getirilecek.
4) Bankaların ödedikleri vergiler artırılacak.
Bizim derdimiz reel sektörün finansmanı
Bizim bu tedbirlerin benzerlerine ihtiyacımız yok. Bizim bankalarımızın durumu ABD’deki bankaların durumundan çok farklı.
1- Bizim bankalarımız klasik bankacılık işlemi yapıyorlar. Genelde mevduat topluyor kredi veriyorlar. Türev piyasasında aktif değiller. Sadece hazine bonolarını alıp satıyorlar.
2- Biz 2000’li yılların başındaki krizlerden ders alarak banka sistemini disiplin altına aldık. Bankalar BDDK’nın sıkı denetimi altında.
3- Bizde mevduat banka sisteminin ana kaynağıdır. Mevduat toplamadan bankaların büyümesi imkânsızdır. Mevduat havuzumuz ise küçük. Büyümesi zaman alacak. Bu havuzdan alınacak payın sınırlandırılması, bankaların büyümesinin sınırlandırılması anlamına gelir.
4- Kriz döneminde faizin gerilemesine dayalı olarak bankaların kârlarının yüksek çıkması banka sistemine karşı olumsuz değerlemelerin artmasına yol açtı.
Bankalara şube başı getirilen yıllık vergiden sonra mevduat konusunda da sınırlamalar getirilmesi sitemi önemli ölçüde rahatsız edecektir.
Hükümetin şu dönemde bankaların kolunu kanadını kıracak tedbirler yerine bankaların reel sektöre kredi akıtmalarını kolaylaştıracak tedbirlere öncelik vermesi ekonomiye iyilik getirecektir.