Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Bu dünyada "fiyatlar artmıyor, düşüyor!.." diyerek üzülenler ve ne yapacaklarını bilemeyenler de var!.. ABD'de ekonomiden sorumlu olanlar ne yaparlar ise yapsınlar, fiyatlar artmıyor. Fiyatlardaki genel düşme eğilimi ABD ekonomisinde deflasyon tehlikesine işaret ediyor. Amerikalılar on yıldır deflasyondan bir türlü kurtulamayan Japon ekonomisinin durumuna bakarak telaşlanıyor.
Deflasyon, ekonomide tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının genel olarak gerilemeye başlaması. Bunun "sesi" önce kulağa hoş geliyor ama, "arkası" kötü.
Çünkü fiyatlar genel olarak gerilemeye başlayınca, insanlar ve kurumlar "daha ucuza alma" bekleyişine girerek harcamayı kesiyor. Talep düşünce üreticiler önce fiyatı kırıyor. Ama gene de satamayınca stoklar artıyor. Kapasite kullanımı düşüyor. Üretici ya işçi çıkarıyor, ya da ücretleri kısıyor. O zaman talep daha da küçülüyor. Talep küçülünce ticari ve sınai işletmelerin fon akımı bozuluyor. Borçlarını ödeyemiyorlar. Alacaklılar ve bankalar zor duruma düşüyor... İflaslar başlıyor. Böylece günden güne işler daha da kötüye gidiyor.

ABD'de deflasyondan korkulmasına neden olan gelişmeler şunlar: (1) Nisan ayında üretici fiyatları yüzde 1.9 oranında, gıda ve enerji sektörlerinde tüketici fiyatları yüzde 0.9 oranında geriledi. (2) 2000'de yüzde 82.4 olan kapasite kullanım oranı şimdilerde yüzde 72.5'a düştü. (3) 2000'de yüzde 4 olan işsizlik oranı şimdilerde yüzde 6 oldu. (4) Amerikalıların önümüzdeki aylarda da tüketimi artırmayacağına ait göstergeler endişe veriyor. "USA Today"de yayımlanan bir araştırmaya göre, Amerikalı tüketicinin yüzde 47'si mayıs - temmuz ayları arasında harcamalarını aynı seviyede tutmayı, yüzde 34'ü daha az harcama yapmayı, sadece yüzde 19'u harcamalarını artırmayı düşünüyor. (5) Kişisel iflaslarda / borç ödemeyenlerin sayısında artış var.
Deflasyondan korkulmasının nedeni, gelişmelerin kontrolden çıkması. Deflasyon ile ilgili klasik reçete basittir. Faiz oranlarını indirir, piyasaya para çıkarırsınız. İnsanlar ucuz kredi ile tüketimi artırır. Firmalar ucuz kredi ile yatırım yapar. Piyasaya çıkan para ile fiyatlardaki gerileme durur.

Geliniz görünüz ki, ABD'de bunların deflasyonu önlemede etkisi olmuyor. Federal Reserve (Merkez Bankası) faiz oranlarını son üç yılda 12 defa düşürdü. Yüzde 1.25 faiz son kırk yılın en düşük faizi. Federal hükümet bütçesi 307 milyar dolar açık verecek. Başkan Bush vergileri düşürdü. Tüketiciye harcamak için daha fazla para bıraktı. Fakat bu tedbirler kredi kullanmayı da, harcamayı da artırmıyor. Tüketici kredisi ucuz ama, tüketici işsiz kalırsa, ücreti düşer ise, bu krediyi ödeyemeyeceği korkusu ile kredi kullanmıyor. Yatırım kredisi ucuz ama, işadamı piyasada talep olmadığı için yatırımı veya üretimi artırmak için kredi kullanmak istemiyor.
Bu durumda ücretliler "fiyatlar düşüyor bu ücret ile daha iyi yaşarız" diyerek sevinecek yerde, "işveren zarar ettiği için ya beni işten çıkaracak, ya da ücretimi kısacak" diyerek dertleniyor. İşveren ve bankalar bozulan fon akımı karşısında ayakta kalma telaşına düşüyor.