The New York Times gazetesinde 18 Temmuz 2001 tarihinde Paul Krugmanın "Other Peoples Money" başlığı ile bir yazısı yayımlandı. Krugman yazısında diyor ki; ABD krizden talebi kamçılayarak, üretimi ve istihdamı artırarak çıkıyor. Halbuki başka ülkeler krize girdiğinde ABD çevreleri, ABD ile ilişkili uluslararası kuruluşlar, bankalar tersini tavsiye ediyor. Kamu harcamaları azaltılıyor. Vergi artırılıyor. Tüketimi frenlemek için faiz oranları yükseltiliyor. Yatırım ve üretimin frenlenmesi, büyümeden vazgeçilmesi isteniyor.Ünlü İngiliz iktisatçısı Keynes (1883 - 1946) bir ülkede istihdam sorunu ortaya çıktığında tüketim artışının yatırımları üretimi ve istihdamı artıracağını, kalkınmayı hızlandıracağını söylemişti. Ondan önceki "klasik iktisatçılar" ise ekonomilerin kısa sürede arz ve talep ile kendi dengelerini kuracağına inanıyor, parasal büyümenin enflasyon yaratmaktan başka işe yaramayacağını söylüyordu.Krugman diyor ki, bugün ABD tam anlamıyla Keynesçi, işler yavaşladığında kriz ortaya çıktığında herkes vergiler, faizler aşağıya çekilsin, kamu harcamaları artırılsın, tüketici güveni sağlansın, talep tekrar tırmanışa geçsin, üretim artsın, üretim artışına bağlı olarak yatırım ve istihdam büyüsün diye düşünüyor. Kimse bunun karşıtı bir politikayı savunmuyor.Ama Japonyadaki, Arjantindeki krizleri önlemek için Amerikanın tavsiyesi "harcamaların kısılması, talebin frenlenmesi, ekonominin küçülerek dengeye getirilmesi."Krugman soruyor: "Neden ABD ekonomisi için yararlı görülen tedbirler, Japonya gibi büyük, Arjantin gibi küçük ekonomiler için iyi olmasın? Neden onlara tam tersi politikaları içeren sıkı elbiseler giydirilme gayreti içine girilsin?"Krugman makalesini bitirirken, ABD çevrelerinin baskısı ile ters politikalar uygulamaya zorlanan ülkelere tavsiyede bulunuyor: "Kendinize gelin... Kendi elbisenizi kendiniz biçip dikin... ABDnin söylediklerini değil, yaptıklarını yapın."Türkiyenin 2000li yılların başında içine girdiği kriz döviz bütçesinden çok Türk lirası bütçesindeki açığın büyümesinden kaynaklanmıştır.Türkiyeye önerilen reçete, ekonominin küçülmesi, kamu harcamalarının kısılması, verginin artırılması, eldeki satılabilir değerlerin satılıp savılması, Türk lirası ve döviz borçlarının ödenmesidir.İyi de... Bunları yapmak için yatırımlarını, üretimini durduran, istihdamını daraltan bu ekonomi nasıl ayağa kalkacak? Bırakınız ayağa kalkmayı nasıl nefes alacak? Nasıl yaşayacak? Suyu kes. Ormanı kurut. Ağaçları satarak borcu öde... O çorak toprakta bir daha kim ağaç yetiştirir? Kaç yılda yetiştirir? Ormandan geçinen halk nasıl yaşar? guras@milliyet.com.tr ABDde ekonomi krize girince, hükümet üretimi ve istihdamı artırmak için hemen harekete geçiyor. Vergi oranları indirilerek, faiz oranı düşürülerek yatırım ve tüketim harcamaları teşvik ediliyor. Kamu harcamaları artırılıyor. Böylece kurumsal ve kişisel talep yaratılıyor. Talep harekete geçince, bu talebi karşılayacak yatırım ve üretim hızlanıyor. Yatırım ve üretim hızlanınca istihdam artıyor. İstihdam artınca talep büyüyor... Ekonomi büyüyerek krizden çıkıyor.