Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şu günlerde IMF'nin zoru ile yeni bir kanun teklifi oluşturuluyor. Teklif tasarı haline gelecek sonra kanunlaşacak. Amaç, kamu kesiminde rüşvetin, yolsuzluğun önlenmesi. Bakanların, milletvekillerinin hediye almaları, seçimlerde para yardımı almaları sınırlandırılacak. Bakanların, milletvekillerinin, kamu görevlilerinin ana sorumlulukları dışındaki işlerle ilişkileri yasaklanacak.
TBMM'nin 2002 yılında gündeme alacağı bu konu, bundan 153 yıl önce 11 Aralık 1849 tarihinde Osmanlı Meclis - i Umumi'sinde "Men - i İrtisa" (rüşvet yasağı) olarak gündeme gelmişti. İstanbul'daki, "mülkiye, askeriye ve ilmiye" sınıfları ileri gelenleri Padişah Abdülmecid'in önünde Kuran'a el basarak "hediye almayacakları, devlet malını yemiyecekleri ve yedirmeyecekleri, devlet parasını koruyacakları, hatır için devlet dairelerine adam almayacakları" konularında yemin etmişti. Bu yemin metni sonradan valiliklere, kaymakamlıklara, kadılıklara dağıtılarak, cuma günleri camilerde okutularak, yaygın bir şekilde uygulamaya konulmuş, kamuoyunun desteğinin alınmasına çaba gösterilmişti.
Biz Türkler, tarihe meraklı değiliz. Osmanlı dönemini benimsemiyor, yok sayıyoruz. Halbuki biz Osmanlı'nın devamıyız. Biz gökten zembil ile inmedik ki Osmanlı'yı "yok" sayalım...
Şeref Özgencil'in Creative Yayıncılık Grubu yeni bir kitap yayımladı. Necdet Sakaoğlu ile Nuri Akbayar'ın yazdıkları kitabın ismi "Avrupalılaşmanın yol haritası ve Sultan Abdülmecid". Kitabın basımını sağlayan Denizbank'ın Genel Müdürü Hakan Ateş 'sunuş' yazısında, "...Durup dururken... 2002 yılında Abdülmecid dönemini hikaye eden bir araştırmanın" kitap haline getirilmesinin ardındaki nedeni şöyle anlatıyor: "Bunalımın doruğa çıktığı 2001 yılı acaba tarihlere nasıl yansıyacaktır? Bu konuyu tartışırken, "geçmişte de benzeri olaylar ve olgular yaşanmış mıdır?" sorusu gündeme geldi. Gördük ki, Osmanlı tarihinde "Tanzimat Devri" olarak bilinen 1839 - 1876 yıllarını içine alan Abdülmecid saltanatı dönemi, Avrupalılaşma, yapısal değişim arayışları yanında borçlanma yönü ile bugün yaşananlara benzer gelişmelere sahne olmuş.
Tarih - i Lütfi'ye göre, "Abdülmecid'in akib - i culus - ı humayun"dan (tahta çıkışından hemen sonra) icra olunan Tanzimat - ı Hayriye usulüyle Avrupa'ya karşı tarik - i medeniyete vusule (Avrupa uygarlığına ulaşmaya, Avrupa ile birleşmeye) teşebbüs buyurulmuştur. Gümrükler indirilmiş. Yabancılara eşit haklar tanınmış, Avrupalıların istedikleri ve bekledikleri yapısal değişim için yasal düzenlemeler hızlandırılmıştır.
Avrupa ile yakınlaşma arayışında, kadın hakları, çağdaş eğitim, para ve banka sistemi konularında iyileştirmeler yapılmış, insan hakları ve evrensel hukuk konusunda gelişmeler sağlanmış, saray idama karşı tavır almış, yolsuzlukların ve israfın önlenmesine, bütçenin denkleştirilmesine çaba gösterilmiştir.
Abdülmecid döneminde çok sayıda 'ilk' vardır. İlk banka, ilk borçlanma, ilk telgraf, ilk denk bütçe, ilk vapur işletmesi, ilk tren, ilk gazete, ilk devlet yıllığı, ilk opera, ilk tiyatro, ilk modern saray, ilk balo ve daha nice ilkler bu dönemin özelliğidir.
Abdülmecid 22 yıllık iktidardan sonra çok sayıda eser ve büyük ölçüde borç bırakarak 38 yaşında ölmüştür.
1844 yılında hazırlanan bütçenin denk olduğu, hatta gelirlerinin giderlerinden fazla olduğu bilinmektedir. Ancak bütçe açığı giderek artmış, 1849 yılında 380 bin akçeye ulaşınca istikrar tedbiri uygulaması ile açığın 90 bin keseye indirilmesi sağlanmıştır. "Meclis - i Vala"nın "borçlanmanın devlet gelirlerini artırıcı yatırımlar için yapılabileceğini, cari masrafları karşılamak, açık kapatmak ve faiz ödemek için yapılacak borçlanmanın devleti daha zor duruma düşüreceğini" belirtmesine rağmen, Reşit Paşa, Paris ve Londra bankalarından ilk borçlanmayı gerçekleştirmiştir. Bunu izleyen dış borçlanmalara ek olarak iç borçlanmaya da gidilmiş, İstanbul'daki sarraflardan yüzde 45 faiz ile borçlanılmıştır. (Günümüzde Hazine içeride yüzde 70 dolayında faiz ile borçlanıyor.) Borç yönetimindeki başarısızlık ve nihayet 1882 yılında "Duyun - u Umumiye - i Osmaniye"nin kurulması Avrupalılaşması yolunda kısa sürede büyük işler yapan Abdülmecid'in yaptıklarının boşa gittiğinin göstergesidir.
Abdülmecid diyor ki, "Bütün iyi ve yararlı işlerin sözden uygulamaya geçirilememesinin yegane güçlü nedeni, rüşvet ve yolsuzluktur. Bu tiksindirici hal baki oldukça, her nasıl çalışılırsa çalışılsın, hiçbir düzenin kalıcı olmayacağı çok defa denenip görülmüştür. Öyleyse öncelikle ve öncelikle şu iğrenç fiilin kökünden yok edilmesi çaresine bakılması gerekir..."
Sayın okuyucularım, demek ki biz 150 yıldır "yolsuzluğun pençesinden kurtulamamış" durumdayız.
Bu ilginç kitabı okuyunuz. İçinde çok daha başka şeyler de var. (Avrupalılaşmanın yol haritası ve Sultan Abdülmecid, Necdet Sakaoğlu, Nuri Akbayar, Creative Yayıncılık, 2002, büyük boy 324 sayfa.)