Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aphrodisias, Batı Anadolu’da Aydın’nın yakınında, antik bir yerleşim alanının adı. Roma İmparatorluğu döneminde özerk bir şehir iken, “Koruyucu Tanrıça Afrodit”e adanan tapınağı ve heykeltraşlarıyla ünlenmiş. Mermer yapıları, tiyatrosu, odeonu, hipodromu, çarşısı, hamamları, binlerce sanat yapıtı ve heykelleri ile çok çok önemli bir tarih hazinesi.
Aphrodisias’tan ilk defa, bu bölgeyi 1835’tedolaşan Charles Texier, 1849’da yayınlanan kitabında söz etmiş.
1904’te Turgutlu demiryolunu yapan Fransız mühendis Paul Gaudin’in uyarısı üzerine Osman Hamdi Bey burada bir kazı başlatmış. Fransız mühendis de kazı fotoğrafçısı olmuş. (Bu fotoğrafları ben göremedim. Çok ilginç olmalı.)
Daha sonra Aphrodisias unutulmuş.
Ta ki, 1958 yılının sonlarında Ara Güler, Hayat Mecmuası için Kemer Barajı’nın fotoğraflarını çekmek için gittiği Nazilli’de yolunu kaybedinceye kadar. Ara Güler, hava kararınca sığındığı Geyre köyündeki mermer yapı kalıntılarından heykellerden etkilenmiş.
Kalıntıları fotoğraflamış. İstanbul’a dönüşte arkeologlardan bilgi almaya çalışmış. Tekrar tekrar gitmiş. Fotoğrafları yurtdışındaki dergilerde yayınlandıkça Geyre’ye ilgi artmış.
1963’te ABD’de Horizon dergisinde yayınlanan fotoğrafların metinlerini yazması nedeniyle tanıdığı Princeton Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kenan Erim, bu yazıyı yazdıkdan sonra Türkiye’ye gelmiş. Geyre’yi görmüş. Hayran kalınca önce, yabancı öğrenciler için yaz kursları düzenlemiş. Sonra dayanamayıp Türkiye’ye dönmüş (1961). Kazı heyetinin başına geçmiş ve ölünceye kadar (1990) kazı heyetini yönetmiş.
Şimdilerde 1987 yılında Sevgi Gönül’ün öncülüğünde ve desteği ile kurulan “Geyre Vakfı”, Aphrodisias kazılarının sürdürülmesine ve Aphrodisias’ın tanıtımına destek veriyor.
Bu ön bilgilerden sonra geleyim iki önemli kitabın tanıtımına.

Kocabıyık ve Ertuğ’un kitabı
Ertuğ&Kocabıyık yayınlarının 2009 yılı sürprizi “Aphrodisias: City and Sclulpture in Roman Asia” adını taşıyan dev bir kitap. 240 Sayfalık büyüğün büyüğü boy kitabın özgün metinlerini şimdiki kazı heyetinin başında bulunan Prof. Dr. R. R. R. Smith ve Dr. J. Lenagham hazırlamış.
Ahmet Ertuğ’un çektiği sanat fotoğrafları kalıntıların önemini, sanatın inceliklerini sergiliyor. Kitapda yer alan çizimler, krokilerle her bir kalıntının yeri gösteriliyor.
Borusan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık sanat ve kültür tutkunu bir işadamı.
Babası Asım Kocabıyık'ın yolundan gidiyor. Kız kardeşleri de bu tutkuyu paylaşıyor.
Ahmet Kocabıyık, Borusan grubu şemsiyesi altındaki kültür ve sanat faaliyetlerine ek olarak kendi özel ilgisi nedeniyle Ahmet Ertuğ'la birlikte sanat kitapları yayınlıyor.
Ahmet Ertuğ (Ankara 1949) yüksek mimar. Fotoğraf sanatındaki başarısıyla uluslararası bir üne kavuştu. İsviçre yapımı Sinar marka fotoğraf makinesiyle 20x25 cm formatında detaylı sanat fotoğrafları çekiyor.
Ertuğ&Kocabıyık işbirliğiyle 1993 yılından bu yana 18 sanat kitabı yayınlandı. Ertuğ&Kocabıyık Yayınları'nın sanat değeri var, ama bunlar maliyetleri yüksek kitaplar. Hepsi İsviçre'de bastırılıyor. Çoğu yurtdışındaki büyük kitabevlerinde satılıyor. Yurtdışındaki satış fiyatları 500-600 euro dolayında.

Ara Güler/Yapı Kredi
Yapı Kredi Kültür Merkezi’ndeki Vedat Nedim Tör müzesinde, 25 Ocak’a kadar sürecek ‘Aphrodisias’tan Roma Portreleri’ adlı sergide 52 muhteşem heykel yer alıyor.
Küratörlüğünü ve danışmanlığını Aphrodisias Kazıları Başkanı Prof. Dr. R. R. R. Smith’in, koordinatörlüğünü Şennur Şentürk’ün yaptığı bu sergi ile ilgili olarak Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayıncılık tarafından bastırılan büyük boy 332 sayfa Aphrodisias’tan Roma Portreleri isimli katalog-kitap da satılıyor.
Ara Güler’in “Aphrodisias Çığlığı” adını taşıyan 209 sayfalık dev kitabı da Ömer Koç’un desteği ile iyi işler yapmaya devam eden “Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından bastırıldı. Bu kitabın bir özelliği var. Aphrodisias ile ilgilenenler için bu kitap “başlangıç kitabı” niteliğini taşıyor.
Güler tatlı dili ve kalemi ile kazı öncesi oradaki yaşamı anlatıyor, resimlerini sergiliyor. Önce kalıntılarla bütünleşen köy yaşamının fotoğraflarını, sonra da tarih kalıntıları ayrı ayrı görme fırsatını yaratıyor.