Ülke nasıl kalkınır? Halk nasıl mutlu olur? Yatırım yapılacak. Üretim artacak. İnsanlar önce iş bulacak. Sonra artan üretim nedeniyle gelirleri artacak. Hem ekonomi büyüyecek. Hem insanların geliri artacak...Acaba geçen 3 yılda AKP iktidarı "halkın refahını, mutluluğunu artırmak için ne yaptı?" Eğer AKP iyi şeyler yaptı ise, halkımız bu Şeker Bayramı'nı da mutluluk içinde kutluyor demektir. Halk için AKP iktidarının başarı ölçüsü, 3 yıl önceye göre daha iyi yaşam şartına sahip olup olmadığıdır. Bugün bayram. Müslümanlar için önemli bir gün. "Müslümanların bayramını kutlarım." Bugün AKP için de önemli bir gün. 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde AKP tek başına iktidar olacak kadar oy almıştı. Bugün AKP iktidarının 3'üncü yıldönümü. Siyasi partiler neden kurulur? Neden seçime girer? Neden iktidar olmak ister? Ülkeyi kalkındırmak, halkı mutlu etmek için... AKP 3 yıl önce "güllük gülistanlık" bir ülke devralmadı. Sorunlar devraldı. Ama bir şansı vardı. Bu şansı da kullandı. Şansı daha önce hazırlanmış, dış çevrelerce destek almış bir istikrar programının uygulanmakta olması idi. Bu programı aynen uygulamaya devam etti. Dış dünyadaki para bolluğu da küçümsenemeyecek fırsatlar yarattı.IMF destekli istikrar programının hedefi, sıkı maliye ve para politikaları ile içeride geliri ve harcamaları kısmak, enflasyonu aşağıya çekmekti. İçeride gelirler ve harcamalar frenlenince, büyümenin tek yolu ihracat oluyordu. İhracatı artırmak ise, (1) İşçi ücretlerinin sınırlandırılmasına, (2) Verimin artırılmasına bağlı idi. Bu iki konuda da uygulama başarılı oldu. Ancak döviz fiyatlarının sabit kalması, bir yanda ihracatın artışını engellerken, öte yanda ithalatın artmasına ve döviz açığının büyümesine yol açtı. Sonuçta yatırımlar, üretim beklenen ölçüde artmadı. İşsizlik sorun teşkil etmeye başladı, döviz açığı büyüdü.Bu olumsuz gelişmelere karşın, IMF destekli programın yüksek faiz, düşük döviz kuru hedefine dayalı politikalar sonucu önce enflasyon, sonra faizler geriledi.Ekonomide bunlar olurken, IMF destekli programda yer alan yapısal değişimlerin önemli kısmı da gerçekleştirildi. Çözülecek sorun çok AKP'nin üç yıllık iktidar döneminde, dünya konjonktürü hem parasal hem siyasi açıdan Türkiye lehine gelişti. Türkiye, coğrafyadaki konumu ve laik yapısı ile dış dünyada "yükselen değer" oldu. "Hem döverim, hem severim" misali, Batı'nın da, Doğu'nun da gündemine oturdu. AB ile "katılım müzakereleri" başlaması, Batı ve Doğu sermayesinin giderek Türkiye'ye daha fazla ilgi duymaya başlaması olumlu gelişmelerdir.İşte burada bir soru ortaya çıkıyor... Olumsuz gelişmelerin suçunu AKP'ye yüklemek kolay... Acaba olumlu gelişmeler, 3 yıllık AKP iktidarı döneminde "Türkiye'nin dünyanın yükselen değerlerinden biri olması", AKP'nin şansı mı, başarısı mı?Kararı verecek olan halktır. Halkımız ise bir iktidarın başarısını "işe ve aşa bakarak" ölçer...Bu bayram günü (benim ne yazdığım önemli değil) halkımız 3 yıl önceye göre daha mutlu ise, AKP iktidarının 3 yılı başarılı olmuş demektir. guras@milliyet.com.tr Hem dövüyorlar hem seviyorlar