Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Aksaraylı gurbete çıkmaya taaa Fatih zamanında başlamış. Fatih, İstanbul'u "Türkleştirmek" için Anadolu'dan insan taşırken İstanbul'a getirilen Aksaraylılar yerleştikleri bölgelere geldikleri yörenin ismini vermiş: "Aksaray, Laleli, Sofular, Nakkaş" bu yöre insanının yerleşim bölgeleri... İstanbul'a gidemeyenlerin kaldıkları mahalleye de "Kalanlar Mahallesi" denilmiş. Kalanlar da 1960'lara kadar beklemiş ve o yıldan sonra Almanya'ya gurbete çıkmış.
Şimdilerde yurtdışında 75 bin dolayında Aksaraylı var. İstanbul'daki ve yurtdışındaki gurbetçilerin gönderdikleri tasarruf o kadar bol ki... Aksaray'daki bankalar döviz ve TL tasarrufu toplamada ön sıralara yerleşmiş. Tabii tasarruf bol olunca "faiz"ciler "Aksaray"lıyı da vurmuş. İhlas, Kombassan, Kimpaş ve İmar, yurtdışındaki ve içindeki Aksaraylılardan (ben anlatılanların yalancısıyım) 2 milyar dolar (bu rakamlara inanmıyorum ama, isim isim sıralıyorlar) vurup gitmiş!.. Ama Aksaray'da gene de eurodan bol bir şey yok. Eskiden alışverişte sadece Alman markı geçermiş. Şimdilerde "euro" geçiyor.
1920'lerde Atatürk Aksaray'da ilk modern un fabrikası Azmi Milli Un Fabrikası'nı yaptırmış. Bu fabrikanın Alman Yahudi mimarı (ismini hiçbir Aksaraylı bilmiyor. Ne yazık!) şehrin ortasına bir vilayet binası ile iki yanına maliye, jandarma ve adliye binalarını inşa etmiş. Berlin'deki tiyatro binaları görkemini taşıyan bu binalar insanı büyülüyor.
Gurbetçilerin geldiği 2 ay süresince Aksaray'da ekonomi canlanıyor, sonra duruyormuş. Esnaf Dernekleri Birliği Başkanı İlyas Çavuşoğlu, on beş bin esnaftan bini kepenk kapadı, diyor. Kuruyemişçi Murat Sarıkaya, marketlerin rekabetinin esnafı öldürdüğünü, şehrin içindeki dört büyük marketin şehir dışına çıkarılmasının gerektiğini söylüyor.
Mimar Eral Özmen, Aksaraylıların okul yaptırma çabalarını anlatıyor. Konya Üniversitesi'ne bağlı 4 fakülte için yaptırılan 6 büyük binanın 3'ünü Aksaraylılar yapmış. Bu fakültelerde 5 bin öğrenci okuyor. Ahmet Dinç'ten öğrendiğime göre, Aksaray'da "yaşayan" (full time) profesör sayısı sadece üç. En önemli sorunu öğretim elemanı bulmak... Ama Aksaraylılar "üniversite" istiyor.
Kamber Demir her biri 900 öğrenci kapasiteli bir ilkokul, bir ortaokul, bir lise yaptırmış. 200 yataklı kanser hastanesinin tamamlanmak üzere olduğunu söylüyor. Vali Muavini Mülkiyeli (1986) Bayram Yılmaz, Prof. Dr. Metin Sözen'in ilgisi ile ÇEKÜL Vakfı'nın Azmi Milli Un Fabrikası tesisleri ile Eğri Minare Ulucami ve Ervah Kabristanı'nı içine alan bir turistik gelişim projesini başlatacaklarını anlatıyor. Aksaray'ın "Kervansaraylar ve Sultan Hanlar" şehri olarak yerli ve yabancı turisti çekebileceğini söylüyor.

Aç insan yok
Muammer Öztürk ve Ramazan Köksal, sulu tarımda pancara kota gelmesinden sonra boş kalan alanlarda alternatif ürün yetiştirilemediğini belirtiyor. Halim Kılınç, elindeki poşeti gösteriyor, "İşte 8 ekmek. Bununla karın doyuracağız. İşçi emeklisiyim. 2 çocuğu İstanbul'da üniversitede okutuyorum" diyor.
Ali Genç Aksaray'daki Mercedes Benz kamyon farikası çevresinde yan sanayiin gelişmekte olduğu müjdesini veriyor. İlyas Çavuşoğlu, "Aksaray'da işsiz genç çok ama aç insan yok" diyor ve ekliyor: Çünkü her işsizin yurtdışında bir akrabası var..."