Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Geri kalmış toplumlarda "küçük grup" bağları, "büyük grup" bağlarından güçlüdür. Kuvvetlidir.
İnsanların "öncelikle" hizmet etmeleri gereken "dar bir çevresi" vardır. "Küme"si vardır. "Grub"u vardır. Bu çevreye, bu kümeye, bu gruba "sadakat yemini etmiştir". Ona karşı sorumludur.
Bu grup, bu küçük "küme", "kavimödir. "Tarikatötır. "Kabile"dir. "Siyasi parti"dir.
Ulus olmak zordur. Ulus olmak, insanların "dar çevrenin hizmeti" yerine "insanlığın" hizmetine girmesi demektir.
Dostum Ege Cansen, Ankara’daki "manzara - i umumi"yi bana böyle anlatıyor.
Dikkat buyurunuz sayın okuyucularım... Ankara’daki "krizölerin altında yatan hep, Ankara’daki kümelerin, kavimlerin, menfaat gruplarının savaşıdır.
Milletin işsizlikten, fakirlikten anası ağlıyor. Ankara bankaları paylaşamıyor. KİT’leri paylaşamıyor. Koltukları paylaşamıyor. Koskoca Ankara’da Telekom denilen "kaymaklı" bir kamu kuruluşunun yönetim kuruluna getirilecek adamların "niteliği" değil, "kimin adamı olacağı", "hangi kümeye hizmet vereceği" tartışılıyor.
Ankara’da her gün benzer bir pazarlık var. Pazarlık dar çevrelere, dar gruplara, kavimlere, tarikatlara, partilere koltuk dağıtımı konusunda... Koltuklara öyle insanlar oturmalı ki, millete, insanlığa değil, kavimlere, kendi dar gruplarına hizmet eylesin... Menfaat dağıtsın.
Ege Cansen, Hazreti Muhammed’in dünyanın bu bölgesinde yaşayan insanları kavmiyetçilikten kurtarma çabalarının hala sonuçlanamadığını söyler.
Hazreti Muhammed "İslam dini"ni tebliğ ederken, karşısında, "putlara tapan, putlara bağlı kavimler" vardı. Onlara, "Kavmiyetçilik yapmayın. Millet olun. Sadakatiniz ait olduğunuz milletin fertlerine olsun. Menfaati milletin fertlerinin menfaatiyle çelişebilen kavimlere değil" demişti.
Hazreti Muhammed’i dinleyenler sual eylediler: "Açmazda kalırsak ait olduğumuz kavme mi, yoksa mensup olduğumuz millete (dine) mi hizmet edeceğiz?" Peygamber Efendimiz cevapladı: "Büyük olan gruba hizmet edeceksiniz. Yani millete. Millete hizmet ederken ait olduğunuz kavim ile ters düşebilirsiniz. Millete hizmetten kavim de yararlanır. Ama kavme hizmetten millet yararlanamaz."
Sayın okuyucularım, işte Ankara’daki kavga hala bu kavim ile millet tercihini yapamayanların kavgasıdır.
Ankara’da suyun başını tutanlar, kendi dar çevrelerine, kendi kavimlerine, kendi tarikatlarına, kendi partilerine hizmet edecek adam peşinde... Kimse ulusa hizmet edecek adam aramıyor. Kimse ulusa hizmeti düşünmüyor.
İş başına gelenler öncelikle hizmet etmeleri gerektiğine inendıkları dar çevrenin emrine girdikçe de, bu memleket bir adım ileri gidemiyor. Her gün, bir gün önceden daha kötü oluyor. İspatı mı? İşte on yıldır 3 bin dolarda donup kalan kişi başı milli gelir rakamı... İşte bozulan gelir dağılımı... İşte işsizlik... İşte fakirlik.