Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Biz damdan düşen bir ülkeyiz. Onun için damdan düşenin halini biliriz. Terör bizi on yıl inim inim inletti. Biz on yılda otuz bin kurban verdik. Terörün can boyutu, moral boyutu dışında maddi yükü bizi ezdi. Biz tartışmalarda sözünü etmekten çekiniyoruz ama, bugünkü ekonomik çöküntünün ana sebebi terör ile mücadelenin parasal yüküdür.
Bütçelerde görünen boyutunun arkasında Türkiye on yılda terör ile mücadele için en az 80 milyar dolar, bazı tahminlere göre 100 milyar dolar para harcadı.

Bugünkü iç ve dış borç yükünün gerisinde bu terörle mücadele harcamalarının olduğunu bilmekte yarar vardır.
Biz on yıl terörle mücadele ederken Batı dünyası bizim elimizi kolumuzu bağlamak için neler yapmadı neler? Teröristlere en ileri silahlar hibe edilirken, terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olağan araç, gereç ve silah ihtiyaçlarının temininde "ambargo" uygulandı. Bu nedenle biz araç, gereç ve silahları, üçüncü ülkeler üzerinden, dolaylı biçimde ve çok çok pahalı faturalar ödeyerek satın aldık.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin uzun mücadelesi başarı ile sonuçlandı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu huzura kavuştu. Ama bu on yıllık, mücadelenin ağır yükü altında ezilen ve zayıflayan Hazine çöktü.
Terör ile mücadele parasız olmaz. Silahlı Kuvvetler’in gücü, uzun soluklu mücadelesi paraya bağlıdır. Ekonominin güçsüzlüğü, parasızlığı Silahlı Kuvvetler’i zora sokar.
Terör yorgunu Türkiye belini doğrultma arayışında ekonomisinin dümenini IMF’ye teslim etmiş iken, 11 Eylül’de ABD terör ile tanıştı. Batı dünyası, ABD ile beraber ABD’yi vuran teröristlerin peşine düştü. Terörden canı yanan bir ülke olarak Türkiye’nin de bu oluşumu ve teröristleri cezalandırarak terörü önleme arayışını desteklemesinden doğal bir şey olamaz.
Ama Türkiye’nin "kraldan fazla kralcı" kesilerek, can boyutu, moral boyutu ve maddi boyutu büyük ağır kayıpları göze alması yanlıştır.
Türkiye döviz dengesini tutturabilmek için turizm gelirini, ihracat gelirini artırmaya, dışarıdan üç kuruş beş kuruş kredi bulmaya, IMF’den yardım almaya çalışıyor. Türkiye normal koşullarda 2002 yılı bütçesini bağlayamıyor.
11 Eylül terörünün ortaya çıkardığı olağan dışı şartlar, turizm ve ihracat gelirlerinde gerilemeye neden oldu. Olacak. Dışarıdan kredi bulmayı güçleştirdi. Güçleştirecek.

ABD’nin ve Batılı ülkelerin Afganistan savaşına katılmasak bile, bizim istikrar programlarının dengeleri bozulacak. Durup dururken, nasıl bir maceraya girdiğimizi bilemeden asker göndermek, (askeri ve politik yanını bir yana atıyorum) ekonomik bakımdan "çöküntü" demektir.
- Böyle bir karar ve karar sonu gereğinin yapılması, Silahlı Kuvvetler’e önemli ölçüde ek kaynak tahsisini gerektirir.
- Böyle bir karar ve karar sonrası gereğinin yapılması zaten olmayan iç kaynakları bitirir. Dış kaynakları kurutur. Asker göndererek dışarıdaki terör ile mücadele macerasına girdiği için kaynakları kuruyan, çöken bir ekonomi, içeride uyanacak terörü bastırma sorumluluğunu üstlenecek Silahlı Kuvvetler’ine para bulamaz duruma düşer.
Rahmetli anam, "Önce can, sonra canan" derdi.