Ekonomik kalkınmayı hızlandırmak için üretime daha fazla önem vermeliyiz.Bütün bunlardan sonrası, AB ülkelerinin ve de Rumların keyfine kalmış... İlişkileri askıya alırlar, askıdan indirirler...Türk kamuoyu biliyor ki, tam katılıma yönelik müzakerelerin kesilmesinin tek nedeni Kıbrıs değildir. Türkiye Kıbrıs'ı verse de, sırada daha yaralayıcı istekler var.Bugünkü konjonktürde, AB ülkelerini, kamuoylarını yönetenler Türkiye karşıtı politikalarla prim toplamaya çalışıyorlar. Bu konuda zor kullanamayız. Gümrük Birliği ilişkilerini sürdürmeliyiz. Kopenhag şartlarına, Maastricht kriterlerine dikkat etmeliyiz. Avrupa Birliği'ne uyum için gerekli yapısal düzenlemeleri (reformları) yapmalıyız. Bunları, onlar istiyor diye değil, kendimiz için yapmalıyız. Çünkü bunları yapmak bize iyilik getirecektir. Anadolu deyimiyle, "Papaza kızarak oruç bozmamalıyız". İlişkileri kesmeye kalkmamalıyız. Kendimizde bulacağımız tek kusur, AB ilişkileriyle ilgili örgütlenmeyi tamamlayamamamız, ekibi kuramamamızdır.Hükümetimizin ekibin başı olarak tayin ettiği Babacan bu işi part-time (ek bir iş) olarak yürüttü. Başka sorumlulukları nedeniyle bu işe vakit ayıramadı. Dışarıda yeterince turlayamadı.Ama Türkiye karşıtları Türkiye ile her gün uğraştı. Her gün yeni bir engel yaratma becerisini gösterdi.İşin ilginç tarafı, kapının önünü keserek Türkiye'yi kapıdan içeri sokmama başarısını gösterenlerin, Türkiye'nin eteğini bırakmamalarıdır. İçeri sokmak istemiyorlar ama, eteğimizi de bırakmıyorlar. Çünkü bırakırlarsa, yeni taleplerle, yeni şantajlarla ortaya çıkamayacaklar.Bunları bilelim. Bütün bunları "olağan kabul edelim". Bütün bunları bilerek görerek politikamızı belirleyelim. İşimize bakalım Bizim hedefimiz çağdaş bir toplum olarak gelişmek, büyümek, zenginleşmek. Biz bunun için Batı dünyasına, Avrupa'ya yöneldik. Ama Avrupa Birliği'ne tam üyelik tek başına işe yaramaz ki... Biz eğitime, ilime, bilime, teknolojiye önem vereceğiz. Üretimi artıracağız. Üretim artışının meyvelerini daha iyi yaşam imkânları, refah, kalkınma olarak toplayacağız.Avrupa Birliği yolunda ilerlememizi önlemek için önümüze konulan (üyelikle ilgisi olmayan) özel şartlar çok zamanınızı aldı. Bizi yordu. Halkımızın moralini bozdu. Hükümetimiz başka iş yapamaz hale geldi. İşte bunun için, ilişkilerin bir süre askıya alınmasında yarar vardır. Bu süre içinde kendi işimize bakarız. Evin içini toplar düzeltiriz. Reformları tamamlarız. Üretime yöneliriz. O zamana kadar derelerin altından çok sular akar. Şartlar değişir.İlişkilerin askıda kalması Avrupa Birliği çıpasının devamı demektir. IMF çıpasını da korursak bu iki çıpa bize yeter. Yeterli ölçüde yabancı sermaye de kredi de gelir. İş ki, biz üretimin kapısını açalım. guras@milliyet.com.tr Önemli olan üretim