Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk ekonomisinin 2002 yılını yüzde 6 dolayında büyüme ile tamamlaması, 2003 yılında da büyümenin devam etmesi bekleniyor.
Halbuki Avrupa ülkelerinin hemen tamamında 2003 yılında ekonominin duraklaması söz konusu.
Ekonomi uzmanları ve bankacıların değerlemelerine göre başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tamamında 2003 yılında ekonomiler büyümeyecek.
"Büyümeyecek ise büyümesin" diyemeyiz. Çünkü bizim büyümemizin dinamiği ihracat. Ve de bizim ihracatımızın en büyük pazarı başta Almanya olmak üzere Avrupa pazarı. Avrupa’nın büyümemesi demek, Avrupa’da yaşayan insanların talebini kısmaları demektir. Avrupa’da yaşayan insanlar talebi kısar ise, bizim ihraç ürünlerine alıcı bulamayız. Sonuçta bizim büyümemiz de tehlikeye girer.

Gelecek yılın tehlike işaretleri
Almanya’dan kötü haberler geliyor. Alman tüketicisinin güven bunalımı içinde olduğu, vergi uygulamalarının tüketiciyi ürküttüğü belirtiliyor. Avrupa’nın diğer ülkelerinde tüketici talebindeki daralmaya bağlı olarak sanayi üretimindeki gerileme ve sanayicinin güven kaybı gelecek yıl için tehlike işareti olarak kabul ediliyor.
Bu gelişmeler karşısında Morgan Stanley, euro bölgesine dahil Avrupa ülkeleri geneli için daha önceleri yüzde 1.4 olarak açıkladığı büyüme oranını yüzde 1.0’e çekti. Avrupa Merkez Bankası’nın Avrupa ekonomisini harekete getirmek için faiz oranında yaptığı yarım puanlık indirim ile faizin yüzde 2.75 oranına çekilmesinin durgunluğu önleyemeyeceği belirtiliyor.
Avrupa’da öyle de bizde nasıl? Açık anlatımıyla Avrupa’da durgunluk söz konusu iken bizim ekonomi nasıl büyüyor? "Nasıl oluyor da biz 2003 yılı için büyüme ümidimizi sürdürüyoruz?"
(1) Bizim ekonomimiz 2001 yılında büyük ölçüde küçüldü. Biz ekonominin indiği çukurdan çıkma arayışındayız. Kaldı ki küçük ekonomilerin belli oranda büyümesi daha kolaydır.
(2) Bizim nüfusumuz çok ve genç. Genç nüfusun talebi büyüme bakımından önem taşır.
(3) Bizim kişi başı gelirimiz Avrupa ülkelerinin kişi başı gelirinin yaklaşık sekizde biri. Kişi başı geliri düşük insanların ihtiyaçları tatmin olmamıştır. Halbuki Avrupa insanı belli bir doyuma ulaşmış durumda.
(4) Bizde tarım, turizm ve ihracat büyümenin motorunu teşkil ediyor. İç talepteki daralma bu üç dinamiğin etkisinde dengelenebiliyor. Üretim birimlerinin küçüklüğü kriz dönemlerinde avantaj teşkil ediyor. Dünya pazarında ve özellikle Avrupa pazarında daralma olduğunda, küçük ihraçatçılar pazar boşluklarından yararlanma becerisini gösterebiliyor.
(5) Türk ekonomisi henüz küresel pazarlarla entegrasyonunu tamamlayamadı. Halbuki euro bölgesi içindeki ülkelerde gerçek anlamda entegrasyon söz konusu. Durgunluk bir ülkede başladığında öbür ülkelere kolaylıkla atlıyor.
Bu nedenlerle ümidimiz Türk ekonomisinin 2003 yılında da büyümeyi sürdürmesidir. Irak harbi bizim ekonomiyi vurmaz ve AKP hükümeti büyük yanlışlar yapmaz ise ekonomideki büyüme 2003 yılında devam eder. 2002 yılında büyümeyi fark edemeyen halk 2003 yılında büyümenin nimetlerinden az da olsa yararlanmaya başlar.